Damar tıkanıklığı, dünya genelinde ölümlerin en büyük nedenlerinden biri olarak sağlık gündeminin zirvesinde yer aldı.

Kalp krizi, felç ve organ yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlara yol açan bu sinsi hastalık, her yıl milyonlarca insanın hayatını tehdit etti.

Uzmanlar, damar tıkanıklığının erken teşhisle kontrol altına alınabileceğini ve yaşam tarzı değişiklikleriyle riskin önemli ölçüde azaltılabileceğini belirtti.

Bilimsel araştırmalar ve uluslararası uzmanların görüşleri, bu ölümcül sorunun ciddiyetini ve çözüm yollarını ortaya koydu.

DAMAR TIKANIKLIĞI: KÜRESEL BİR TEHDİT

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, kalp ve damar hastalıkları her yıl yaklaşık 18 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri, Türkiye’deki ölümlerin yaklaşık üçte birinin dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı olduğunu gösterdi.

Uzmanlar, damar tıkanıklığının doğal afetler dahil tüm ölümlerin %50’sinden fazlasına neden olduğunu ifade ederek, “Bu hastalık, modern çağın en büyük sağlık tehditlerinden biridir” dedi.

Damar tıkanıklığı, genellikle ateroskleroz (damar sertliği) adı verilen bir süreçle başlar. Kolesterol, yağ ve diğer maddelerin damar duvarlarında birikmesi, damarların daralmasına ve tıkanmasına yol açar. Bu durum, kalp, beyin ve bacaklar gibi hayati organlara kan akışını engelleyerek ciddi sağlık sorunlarına neden oldu.

ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR

Uzmanlar, damar tıkanıklığında erken teşhisin hayati önem taşıdığını belirtti. Uzmanlar, teşhis sürecinde fizik muayene, kan testleri, EKG, doppler ultrason ve anjiyografi gibi yöntemlerin kullanıldığını ifade ederek, “Bu yöntemler, tıkanıklığın yerini ve boyutunu belirlemede kritik rol oynar” dedi.

Yapılan bir araştırma, kalp krizi geçiren hastalarda erken teşhis ve müdahalenin ölüm oranlarını %50’ye kadar azalttığını ortaya koydu.

Amerikan Kalp Derneği ise felç vakalarında ilk 6 saat içinde25 saat içinde tıbbi yardım alınmasının beyin hasarını ve uzun vadeli sakatlık riskini önemli ölçüde azalttığını belirtti.

Uluslararası alanda tanınmış kardiyolog Prof. Dr. Eric Topol, erken teşhisin önemine dikkat çekerek, “Modern görüntüleme teknikleri, özellikle BT koroner anjiyografi, damar tıkanıklıklarını erken evrede tespit etme şansını artırıyor. Bu, özellikle yüksek risk grubundaki bireylerde hayati önem taşıyor” dedi. Topol, teknolojinin tanı süreçlerini dönüştürdüğünü ve hastaların daha hızlı müdahale şansı bulduğunu ekledi.

RİSK FAKTÖRLERİ VE ÖNLEME YOLLARI

Damar tıkanıklığının başlıca nedenleri arasında yüksek kolesterol, hipertansiyon, diyabet, obezite, sigara kullanımı ve hareketsiz yaşam tarzı yer aldı.

Kardiyoloji uzmanları, “Bu risk faktörlerinin çoğu bireysel önlemlerle kontrol altına alınabilir. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve sigaradan uzak durmak, damar tıkanıklığı riskini önemli ölçüde azaltır” dedi.

Uzmanlar, haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz, tuz ve doymuş yağ oranı düşük bir diyet, stres yönetimi ve düzenli sağlık kontrollerinin kalp sağlığını korumada temel adımlar olduğunu vurguladı.

Dünyaca ünlü bir kardiyolog Prof. Dr. Valentin Fuster, “İlaç tedavisi pıhtı oluşumunu engelleyebilir, ancak ileri vakalarda girişimsel işlemler kaçınılmazdır. Anjiyoplasti ve stent uygulamaları, damarların tekrar açılmasında etkili bir yöntemdir” dedi.

Fuster, yaşam tarzı değişikliklerinin tedavi kadar önlemede de kritik olduğunu vurguladı.

Uzmanlar, Kovid-19 pandemisinin damar tıkanıklığı vakalarını artırdığını belirtiyor. “Kovid-19 geçiren hastalarda toplardamar tıkanıklığı riski, sağlıklı bireylere göre 33 kat daha fazla. Ancak aşıların tromboz riskini artırdığına dair kesin bir kanıt bulunmuyor” dedi.

DOĞAL ÇÖZÜMLER VE SAĞLIKLI YAŞAM

Uzmanlar, damar sağlığını desteklemek için doğal çözümlerin de etkili olabileceğini belirtti.

Sarımsak, zencefil ve yeşil çay gibi besinler, kan sulandırıcı ve anti-enflamatuar özellikleriyle damar tıkanıklığı riskini azaltabilir. Ancak bu çözümlerin doktor kontrolünde kullanılması gerektiği uyarısı yapılıyor.

HAREKETE GEÇME ZAMANI

Damar tıkanıklığı, erken teşhis ve doğru yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir bir sağlık sorunu.

Uzmanlar, düzenli sağlık kontrollerinin ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının bu ölümcül tehdidi önlemede kilit rol oynadığını vurguladı.