Kürt kedisi

Barzani’nin ve Erdoğan’ın birbirlerine geçmişte söyledikleri hakaretamiz lafları gazeteler yazıp duruyor. Bir de Talabani’ninki var. En etkileyici olan da oydu.
“Size bir Kürt kedisi bile vermem”. Bu “siz, biz oluyoruz.”
Başbakan’ın Diyarbakır’da her zamanki söylevlerde kullandığı çatlak ve gür sesi, aruz vezniyle ve avuçlarını aça aça yaptığı konuşmasından bir gün önce PKK, Nusaybin’de askerlerimize saldırıyordu hem de roketlerle. Başbakan’ın söz ettiği kardeşlik, cezaevlerinin boşalması, sizi seviyoruz lafları, özellikle Kürdistan nitelemesi roket saldırılarıyla hiç uygun düşmüyordu.
Genelkurmay Başkanlığı bu durumu açıklarken “meşru müdafaa” kapsamında olduğunu özellikle belirtiyor, çok uzun ayrıntılı teknik açıklamalar yapıyordu. Fısıltı tonunda bir açıklamaydı. Öteki tarafın buna fısıltı veya yüksek sesle verdiği bir cevap yoktu. Canları istemiş vurmuşlar.

 


***

 


Şimdi, Barzani’nin yanında, Talabani’nin kedilerinden birini getirip getirmediğini bilmiyorum. Öyle ya belki hediye olarak öyle bir şey düşünmüşlerdir. Ne de olsa karşılığında yaşasın Kürdistan çığlıkları var.
Yahudi kökenli olduğu söylenen Baba Barzani “İkinci hedefimiz Türkiye” demişti. Birincisi Irak’tı. Bu fikri ABD Başkanı Wilson’dan edindiler. Başbakan da nutkunda hayret verici bir dikkatsizlikle ve cesaretle Kuzey Kürdistan dedi. Bir süre sonra bunu unutturmak için başka şeyler söyler mi bilmiyorum. Çünkü hep böyle yapar. Ama milliyetçi Orta Anadolu seçmeninden büyük oy kaybedeceği muhakkak.
Burası Osmanlı İmparatorluğu değil. İkide bir onu söylerler. Osmanlı zamanında Kürdistan denirdi derler. OSMANLI ZAMANINDA BİR ÇOK ŞEY DENİRDİ. İMPARATORLUK VE ULUS DEVLETİN İDARİ YAPISINI BİLMİYORSANIZ, BEN SİZE NE DİYEYİM. Gidin öğrenin, yurttaşlık bilgisi kitabı okuyun. Kendinizi Osmanlı İmparatorluğu zannederken Türkiye’yi mahvedeceksiniz.

 


***

 


Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir “Öcalan bir gün serbest kalacak ve Erbil, Kamışlı, Mahabat şehirlerini ziyaret edecek. Bu benim hayalimdir. Bu hayalimi görür müyüm görmez miyim, bilmiyorum ama bunun için çaba sarf edeceğim. Kürt halkının bir evladı olarak Diyarbakır da bizim, Kamışlı da bizim, Erbil de bizim, Süleymaniye de bizim” demiş.
Bay Baydemir, siz böyle düşüne durun İran’ın, Suriye’nin, Irak’ın, Türkiye’nin milli güçleri de böyle düşünüyorlar ve armut
toplamıyorlar.

 


***

 


Bu arada Diyarbakır’da Başbakanla eşinin çok büyük boyutta (2x1) bir bakır levhası asılmış. Emine Hanım, tesettürlü bir kadındır. Durumun uygun kaçmadığını düşünüyorum. ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ levhasının kaldırılmasından sonra herhalde duvarlarda boş yer kaldı.

 


***

 


Diyarbakır’da ezan Kürtçe mi okunuyor? Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan böyle bir denemeyi başa kakar durursunuz. Bunu bilmiyor muydunuz?

 


***

 


Biz bu ülkeyi dünya Siyonistlerinin yardımıyla almadık, emperyalistlerin yardımıyla almadık. Damarlarımızda dolaşan bağımsızlık aşkına güvendik. Ayrıca uzun süredir “gün kötünün” süreci geçirdik. Arnavutluk bile artık AB’ye kafa tutuyor. Barzani’ye de ABD’ye de AB’ye de “geçiniz efendim, geçiniz” diyeceğimiz günler yakındır.

Yazarın Diğer Yazıları