Yalnızca sütte bulunan ‘laktoz’ aslında nedir?

Yalnızca sütte bulunan ‘laktoz’ aslında nedir?
Sadece sütün içinde yer alan laktoz; "başka besinlerde de bulunur mu, herhangi bir zararı var mı, neden mideye dokunur?" gibi soruların cevabını bu haberin içinde bulabileceksiniz.

Neden mideyi rahatsız eder

Besin değerleri açısından yüksek ve kemik gelişiminde büyük role sahip olarak bildiğimiz, kimimizin etik değerleri veya içerisinde bulunan laktoza karşı alerjiye sahip olması sebebiyle tüketemediği bir ürün süt. Çocukların kahvaltıdaki içeceği, bazı tatlıların mihenk taşı niteliğindeki malzemesi, kalsiyum kaynağı, yoğurt, peynir vb. ürünlerin ana malzemesi olan hayvansal süt, doğal şeker olarak adlandırabileceğimiz laktoza sahip. 

Süt, hayvanlar ve bitkilerden elde ettiğimiz iki çeşit türe sahip. Laktoz ise değer olarak hayvanın türüne göre değişiklik gösterse de hayvansal sütlerin tümünde mevcut. Gelin şimdi laktoz nedir, laktoz intoleransı nedir ve laktozun zararları ne birlikte bakalım. 

Laktoz nedir?

WebTekno''dan alınan bilgilere göre; hayvansal sütlerde bulunan laktoz, glikoz ve galaktozun bir araya gelmesiyle oluşur. Aynı zamanda ismi ''Süt şekeri'' olarak da bilinir. Latince “di” iki anlamına gelmektedir ve dissakkarit de “çift şekerler” anlamına gelir. Enerji verici özelliği de olan laktoz, insanların mide hassasiyetine göre farklı ve beklenmeyen etkiler de gösterebilir. 

Peki laktoz intoleransı nedir?

Laktoz intoleransı, ince bağırsağımızda bulunan “laktaz” isimli sindirim enziminin görevini yeterince yapamaması sonucu ortaya çıkan bir alerji türüdür. Laktaz, yiyecek ve içeceklerdeki laktozu parçalamakla görevlidir; böylece vücudumuz onu sindirebilir. 

Laktoz intoleransı, süt ve süt ürünlerindeki laktozun sindirilememesinden kaynaklanır. Çok yaygın görülen bu alerji, dünyadaki yetişkin nüfusunun yaklaşık üçte ikisinde mevcuttur. Laktoz intoleransına sahip kişiler süt ürünleri tükettikleri zaman, karında şişkinlik, mide bulantısı, gaz, ishal ve karında gerçekleşen kramplar gibi yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyecek semptomlar gösterirler. Bu semptomlar yemekten 30-60 dakika sonra ortaya çıkabilir. Tüketilen ürün, kalın bağırsakta bulunan kolona ulaştığında, bağırsakta bulunan bakteriler tarafından fermente edilen laktoz kısa zincirli yağ asitleri (SCFA) ve gaz oluşturur. Bu, şişkinlik, gaz ve ağrıya neden olur. Semptomların şiddeti, vücudun laktozu ne kadar tolere edebildiğine ve tüketilen ürünün miktarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu semptomlar, neyse ki kısa sürelidir.  Ancak sık sık görülüyorsa, laktozsuz süt tüketmek daha sağlıklı olabilir.

Laktoz, anne sütünde de bulunur ve aslında hemen hemen her birimiz laktozu sindirme yeteneği ile doğarız. Buna rağmen, her yaşta laktoz intoleransı geliştirebiliriz. Laktoz intoleransı tek tip değildir, intoleransın birkaç türü vardır ve farklı faktörlerden kaynaklanır. Ancak laktoz intoleransı, laktaz enzimindeki bir eksiklik ile karakterize edilir. Eğer müdahale edilmezse, laktoz intoleransı ciddi sindirim sorunlarına sebep olabilir. Ancak, çok miktarda laktoz tüketmez veya laktoz intoleransının neden olduğu sindirim tahrişiyle kötüleşen başka bir durum oluşmamışsa, genellikle etkilenmeyiz.

Laktoz intoleransı kimlerde daha sık görülür?

Genellikle yetişkinlerde ortaya çıkar. Bebekler ve küçük çocuklarda daha nadir görülür. 

Prematüre doğan bebeklerde laktaz seviyesinin az olabileceğinden dolayı gelişebilir.

Kanser tedavisi geçirmiş kişilerde kemoterapiden kaynaklanan radyasyondan dolayı laktoz intoleransı gelişme riski artar. 

İnce bağırsağı etkileyen rahatsızlıklar, laktoz intoleransına neden olabilir

Farklı türlerde lakton intoleransı: 

Birincil laktoz intoleransı

İkincil laktoz intoleransı

Konjenital laktoz intoleransı

Gelişimsel laktoz intoleransı

Birincil laktoz intoleransı:

En yaygın görülen intolerans tipidir, yaşın ilerlemesiyle laktaz üretimindeki azalmadan kaynaklanır. Zamanla laktozu emme yeteneği kaybolur. Laktoz intoleransının bu türü, bazı popülasyonlarda diğerlerinden daha yaygın görüldüğü için kısmen genetik sayılabilir. Araştırmalar, bu durumun Kuzey Avrupa halkının %10’dan azını, Latin ve Orta Doğu halkının yaklaşık %50’sini, Afrika ve Asya halkının %80-99’unu etkilediğini tahmin ediyor.

İkincil laktoz intoleransı:

Laktazın üretildiği ince bağırsağı etkileyen başka bir durumun sonucu olarak gelişir. Bunun sebebi, bağırsak duvarındaki iltihaplanmanın laktaz üretiminde geçici düşüşe yol açmasıdır. İkincil laktoz intoleransının olası nedenleri arasında Crohn hastalığı, çölyak hastalığı, kemoterapi, ülseratif kolit ve yaşlanma yer alır.

Konjenital laktoz intoleransı:

Bu tip intoleransta, yenidoğanlarda konjenital laktoz intoleransı mevcuttur. Bu durum nadir görülen, kalıtsal bir türdür. Bu intoleransın oluşması için her iki ebeveynde de doğuştan laktoz intoleransı için belirli bir gen mutasyonu olmalıdır. Anne, sütündeki laktoz içeriği nedeniyle bebeğini emziremez. Yan etkileri, şiddetli ishal ve kanda yüksek kalsiyum seviyeleridir. 

Gelişimsel laktoz intoleransı:

Genellikle, sindirim sistemi bütünüyle gelişmeden doğan prematüre bebeklerde görülür ve sindirim sıkıntısı gibi semptomlara sebep olur. Bu durum, genellikle bebek büyüdükçe kendi kendine düzelir. Ancak bu süreçte bebeğin beslenmesinde, anne sütü yerine laktoz içermeyen mama kullanılması gerekebilir.

Laktozun zararları nelerdir?

Laktoza alerjisi olan kişilerde mide bulantısı, karın ağrısı, şişkinlik ve gaz problemleri ortaya çıkabilir.

Kalın bağırsakta sindirimi zorlaştırır.

Sürekli laktoz tüketimi düzensiz beslenme alışkanlığına sebep olabilir.