Lojman satışında yapılan oyun

Lojman satışında yapılan oyun

Devletin elindeki lojmanları bilirsiniz.

Çoğu vatandaşımız bu lojmanlarda doğdu, büyüdü, aile kurdu, yaşadı, göç etti.

E hükümetin ek bütçe talebi de malum. Ek bütçe demek "para bitti" demek.

Tam bu iki durum aynı anda önüme düştü.

Bir okuyucum uyardı.

AKP hükümeti ülkenin bulunduğu ekonomik durumları gerekçe göstererek gelir kaynağı bulmak amacıyla kamudaki tüm lojmanları satmak üzere yasal düzenleme hazırlamış.

Baktım doğru.

Bu yasal düzenleme ile ülkenin en ücra köşesinden tutun da Ankara ve İstanbul''un en lüks semtlerine varana kadar binlerce lojman satışa çıkarılıyor.

Aslında bu lojmanların satılıyor, satılacak, satıldı muhabbeti yıllardır sürüyor. Fakat bu kez para kalmayınca iş ciddiyete binmiş belli ki…

Öncelikli olarak lojman, belirlenen bedel üzerinden ihale yoluyla satışa sunuluyor. Satışa sunulan lojmanlar yasa gereği ihaleden en az on gün önce yerel gazetede ve kurumun internet sitesinde (Kurumun internet sitesinde yayınlanan ihale ilanları genellikle ihale tarihinden en az yirmi gün önceden yayınlanmakta) ilan ediliyor.

Yapılan ihale sonucunda belirlenen bedel, içinde oturanın öncelikli alım hakkı olması nedeniyle içinde oturan memura teklif ediliyor. İçinde oturan memur teklif edilen bedeli 15 gün içinde ödemezse ihaleyi alan kişiye satış yapılıyor. İstanbul Millî Emlak Daire Başkanlığı''nda da sadece üç lojman dışında bütün lojmanlarda bu yöntem uygulanarak binlerce lojman satışı gerçekleştirildiğini öğrendim.

İstanbul Ataşehir''de lüks semtte bulunan üç lojman, özel olarak 22.02.2021 tarihinde ihale yoluyla satışa çıkarılmış. Bu ihale diğer ihaleler gibi bildiğimiz yoldan ilan edilmiyor.

İstanbul''da binlerce lojman ihale tarihinden en az yirmi-otuz gün önce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü''nün internet sitesinde ilan edilirken 22.02.2021 Pazartesi günü yapılacak üç ihale 18.02.2021 Perşembe günü mesai saati bittikten sonra internet sitesinde ilan ediliyor.

Yani üç, dört gün önce…

İhale saatleri de Pazartesi sabah 10.00''da başlayıp 10.30''da bitiyor. Pandemi nedeniyle mesailer sabah 10.00''da başlaması nedeniyle teminat yatırmak ya da teminat mektubu almak için sadece Cuma günü kalması nedeniyle ihaleye katılmak neredeyse imkânsız hale getiriliyor.

Dönen oyunu görüyor musunuz?

Asıl işin önemli noktası ise satışa çıkarılan lojmanlarda, lojman satış ihalelerinde komisyon başkanı olan İlçe Emlak Müdürü Ö. A. ile lojman satış ihalelerini onaylamakla görevli Millî Emlak Daire Başkanı A. C.''nin oturması…

Bu durumda ihalelere usulen sadece bir kişi katılması nedeniyle Ö. A. ve A. C. oturdukları lojmanları ihaleye katılan kimse olmadığı için ihale bedeli üzerinden aldılar.

Ataşehir''de aynı yerde ihaleye çıkarılan lojmanlar yaklaşık 1.1 milyon TL bedelle satılmasına rağmen bu lojmanlar ilanlar ayarlanarak ihaleye katılım "olamaması" nedeniyle 650 bin TL''ye satılıyor.

Nerede görülmüş ihale komisyonu başkanı ve onaylamak sorumlu kişilerin ihaleye çıkarılan malı satın aldıkları…

Bu durum ile ilgili 23.02.2021 tarih 2100938943 sayılı başvuru numarası ile CİMER''e şikayet edilmesine rağmen başvuru Çevre Şehircilik Bakanlığı''nda bekletiliyor ve hiçbir işlem yapılmıyor.

Öğrendiğim kadarıyla aynı konu 3 Mart 2021 tarihinde Çevre Şehircilik Bakanlığı Teftiş Kurulu''na şikayet edilmesine rağmen orada da bir işlem yapılmamış.

Bakın bu olanlar pandeminin en azgın olduğu dönemde insanlar canıyla uğraşırken, dükkanlar kapatılırken, esnaf bir bir batarken oluyor.

Yıllardır hem yazılarımda hem de kitaplarımda söylüyorum. Bu ülkede bürokraside büyük bir çürüme var. İktidarın yarattığı bu durum nedeniyle milyonlarımız soyuluyor. "Devletin malı deniz yemeyen keriz" mantığıyla ne kadar az mücadele ederken o kadar çok fakirleşeceğiz.

Devlet bakanlıklara, belediyelere ödenek bulamadıkça borç alıyor, borç aldıkça faiz katlanıyor, faiz ödemeleri geldikçe de ek bütçe talep ediliyor.

Ek bütçe ne demek biliyor musunuz?

Ek vergiler demek.

Devletin gelirinin yüzde 90''a yakını vergilerden oluşuyor. Yani Türkiye üreten bir ekonomi olmaktan çoktan çıktı.

Dolayısıyla bu düzende devlet de biziz, deniz de biziz…

Yazarın Diğer Yazıları