Meme kanseri tedavisindeki başarılar, özellikle hastalığın erken evrelerinde tanı konulan hastalara uygulanan cerrahi yöntemlerle yeni bir boyut kazandı.

Son dönemde yayımlanan uluslararası bilimsel araştırmalar ve önde gelen yabancı uzmanların değerlendirmeleri, bu aşamada yapılan ameliyatların yalnızca yüksek başarıyla gerçekleştirildiğini değil, aynı zamanda uzun vadeli sağkalım oranlarını da önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu.

BİLİMSEL VERİLER UMUTLARI YÜKSELTTİ

Özellikle Lokalize Meme Kanseri (evre I ve II) vakalarında, tümörün vücudun diğer bölgelerine yayılmadan cerrahi olarak çıkarılması, tedavi sürecinin en kritik ve başarılı adımı olarak kayıtlara geçti.

Avrupa ve ABD’deki büyük kanser merkezlerinden derlenen klinik veriler, bu hastalarda uygulanan meme koruyucu cerrahi veya mastektomi işlemlerinin, hastalığın tekrarlama riskini belirgin oranda düşürdüğünü gösterdi.

YABANCI UZMANLARDAN PSİKOLOJİK DESTEK VURGUSU

İngiltere'nin önde gelen psiko-onkoloji uzmanlarından Dr. Lesley Fallowfield, erken evre tanı alan hastaların tedavi sürecine dair önemli görüşlerini ifade etti.

Dr. Fallowfield, meme kanserinin biyolojik olarak seneler süren bir süreç olduğunu, bu nedenle erken tanının hastada "tıbbi bir aciliyetten" ziyade "ruhsal bir rahatlama" yarattığını belirtti. Fallowfield, “Kanser tanısı konduktan sonra olaylar çok çabuk ilerler. Bu aşamada hastaya verilen psikolojik destek ve cerrahi başarının güvencesi, kaygı ve korku sorununu hafifletmede hayati bir rol oynadı” ifadelerini kullandı.

MİNİMAL İNVAZİV YÖNTEMLER ÖNE ÇIKTI

ABD’de önde gelen meme cerrahları, erken evre kanser ameliyatlarında minimal invaziv tekniklerin kullanımının yaygınlaştığını bildirdi.

Cerrahlar, özellikle Sentinel Lenf Nodu Biyopsisi gibi daha az invaziv girişimlerin, koltuk altı lenf düğümlerine gereksiz müdahaleyi azaltarak hastanın ameliyat sonrası yaşam kalitesini ve iyileşme hızını maksimize ettiğini ifade etti. Bu tür modern cerrahi yaklaşımların, erken teşhis edilen hastalarda komplikasyon riskini düşürdüğü ve tam iyileşme süresini kısalttığı belirtildi.

Uluslararası alanda elde edilen bu veriler ve uzman görüşleri, erken evredeki meme kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğu algısını pekiştirerek, tarama programlarının önemine bir kez daha dikkat çekti.