Microsoft’un sualtı veri merkezleri projesi Project Natick, teknoloji dünyasında yankı uyandıran bir deney olarak 2013 yılında başladı. Amaç, geleneksel veri merkezlerinin yüksek enerji tüketimi ve çevresel etkilerini azaltarak daha sürdürülebilir, güvenilir ve ekonomik bir alternatif sundu.
Kaliforniya kıyılarında başlayan ilk faz, 105 gün süren bir testle sualtı veri merkezlerinin uygulanabilirliğini kanıtladı.
İskoçya’nın Orkney Adaları açıklarında, 117 fit derinlikte 864 sunucu ve 27.6 petabayt depolama kapasitesine sahip Northern Isles adlı veri merkezi konuşlandırıldı. Bu deney, iki yıl boyunca deniz dibinde çalışarak çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Ancak Microsoft, bu projeyi rafa kaldırdığını duyurdu.
Peki, bu yenilikçi girişim neden başladı, nasıl sonuçlandı ve hangi dersler alındı? İşte tüm detaylar...
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE ENERJİ VERİMLİLİĞİ ARAYIŞI
Project Natick, veri merkezlerinin enerji tüketimini azaltmayı hedefledi. Geleneksel veri merkezleri, soğutma sistemleri için büyük miktarda enerji harcıyor; küresel veri merkezi enerji tüketiminin %40’ı soğutmaya gitti.

Microsoft, okyanusun doğal soğutma kapasitesinden yararlanarak bu maliyeti sıfıra indirmeyi amaçladı.
Northern Isles, deniz suyuyla pasif soğutma ve Orkney Adaları’nın %100 yenilenebilir enerji şebekesiyle (rüzgar, güneş ve dalga enerjisi) beslendi.
Microsoft’un özel projeler ekibinden Ben Cutler, “Su altındaki veri merkezlerimiz, karadakilere kıyasla sekizde bir arıza oranı gösterdi” diyerek projenin başarısını vurguladı.

BİLİMSEL BULGULAR VE UZMAN GÖRÜŞLERİ
Projenin en çarpıcı bulgusu, sualtı veri merkezlerinin karadakilere göre sekiz kat daha güvenilir olmasıydı. Microsoft araştırmacıları, bu durumu iki ana faktöre bağlıyor: nitrojen dolu ortam ve insan müdahalesinin olmaması.
Oksijen, bilgisayar bileşenlerini aşındırırken, nitrojen daha az reaktif bir atmosfer sağladı. Ayrıca, insan etkileşimi olmadan çalışan “ışıksız” veri merkezleri, fiziksel hasar riskini azaltıyor.
Microsoft’tan Spencer Fowers, “İnsanların bileşenleri sarsması veya çarpması gibi faktörler ortadan kalkıyor” dedi.
Microsoft o soruna jet hızında çözüm üretti!
Florida Üniversitesi’nden Prof. Md Jahidul Islam, su altı veri merkezlerinin avantajlarını, “Okyanusun sabit sıcaklığı ve izolasyonu, enerji verimliliği ve güvenilirlik için eşsiz bir ortam sunuyor” sözleriyle özetledi. Ancak, Islam aynı zamanda yeni bir tehdide dikkat çekiyor: akustik saldırılar.
Yoğun su ortamında ses dalgaları, sabit disklerin rezonans frekanslarını hedef alarak sunucuları çalışmaz hale getirebilir. Florida Üniversitesi’nden bir ekip, bu tür saldırıları tespit eden bir makine öğrenimi algoritması geliştirdiğini duyurdu.

Cadence Design Systems’tan mühendis Mark Seymour ise farklı bir bakış açısı sundu:
“Sualtı veri merkezleri, soğutma avantajına sahip olsa da, bakım ve yükseltme işlemleri için pratik değil. Teknoloji hızla değişirken, sualtında güncelleme yapmak büyük bir lojistik sorun.”
Seymour, bu tür projelerin ölçeklenebilirliğinin sınırlı olduğunu düşünüyor.
NEDEN SONA ERDİ?
Microsoft, Project Natick’i durdurduğunu açıkladı. Cloud Operations + Innovation Başkanı Noelle Walsh, “Artık sualtında veri merkezi inşa etmiyoruz, ancak öğrendiklerimizi başka alanlara uygulayacağız” dedi. Projenin sona ermesinin temel nedenleri arasında bakım zorlukları, ağ bağlantısı maliyetleri ve ölçeklendirme sorunları yer aldı. Sualtında donanım bakımı, karadakilere göre çok daha karmaşık ve pahalı. Ayrıca, kıyıdan uzak veri merkezleri için yüksek hızlı ağ bağlantısı sağlamak, fiber optik kabloların döşenmesi nedeniyle maliyetli.

Bununla birlikte, Microsoft’un bulguları, karada “ışıksız” veri merkezleri tasarlamak için ilham verdi.
Azure’un misyon sistemleri başkan yardımcısı William Chappell, “İnsan müdahalesi olmadan çalışan veri merkezleri, bizim için bir hayal” diyerek, bu teknolojinin edge computing için potansiyelini vurguladı.
GELECEĞE YÖN VEREN DERSLER
Project Natick, her ne kadar ticari bir ürün haline gelmese de, veri merkezi tasarımı ve sürdürülebilirlik alanında önemli dersler sundu.
Microsoft’tan Apple’ı kızdıran gönderme: Sosyal medyada tartışma yarattı
Microsoft, nitrojen atmosferi ve insan müdahalesiz operasyonların karada da uygulanabilirliğini araştırdı. Ayrıca, projenin yenilenebilir enerjiyle çalışma modeli, veri merkezi endüstrisinin karbon ayak izini azaltma çabalarına katkı sağladı. Öte yandan, Çin’in Hainan kıyılarında başlattığı 68.000 metrekarelik sualtı veri merkezi projesi, bu alandaki küresel ilgiyi gösterdi.

Microsoft’un sualtı macerası, teknoloji dünyasında bir dönüm noktası olarak kalmaya devam edecek.
Okyanusun derinliklerinde başlayan bu deney, geleceğin veri merkezlerini daha sürdürülebilir ve güvenilir kılmak için bir yol haritası çizdi. Ancak, pratik zorluklar ve maliyetler, bu hayali şimdilik karaya taşıyor.