Benzer siyasi görüşe sahip insanlar demokratik süreçler içinde örgütlenerek iktidar olup devlet yönetimini üstlenmek ve/veya devlet yönetimine katkıda bulunmak için siyasi parti kurarlar.
Peki "benzer siyasi görüşe sahip" insanlar neden birden fazla siyasi parti kurar?
Bunun birçok sebebi olabilir. İlk olarak akla gelen ideolojik fraksiyonlardır. Buna ilave olarak stratejik yaklaşımların beğenilmemesi ve parti içi anlaşmazlıklar gibi sebeplerden bahsedilebilir. Kişisel hırslar ve menfaat sağlamak gibi makul olmayan sebepler de bunlara eklenebilir. Hatta parti dışı mihrakların tahriki olabileceği gibi akla hayale gelmeyecek sebepler de olabilir.
Türk siyasi hayatında saydığım bütün bu sebepleri karşılayacak sayısız örnek mevcuttur.
2023 genel seçimlerine kadar milliyetçi oyların aritmetik toplamı geleceğe dair umut vericiydi. Özellikle 2023'te milliyetçi hassasiyeti olan seçmeni cezbetmek üzere sahaya sürülen bir kişi bu düşünceye büyük bir itibar kaybı yaşattı. Diğer aktörlerin de başarısız tavırlarıyla 2024 yerel seçiminde ciddi oy kaybı yaşandı. Buna rağmen milliyetçiler hâlâ heyecanlarını yitirmediler. Bugünlerde milliyetçi partiler bir taraftan atomize olmuş görüntü vermekteyken, diğer taraftan hâlâ yeni kurulacak "milliyetçi siyasi" partilerden bahsediliyor.
Bir siyasi parti kendini kitlesinin ihtiyacı kadar geliştiremiyor ve yenileyemiyorsa, parti dış etkilere açık bir hâle gelmişse sıkıntılar baş göstermeye başlar. Bundan sonra olacaklar birilerini hain ilan ederek durdurulamaz. Siyaset boşluk ve zaaf kabul etmez hemen alternatifini geliştirir. Yetişen gençlere yer açmayan-açamayan bir parti arıcılık tabiriyle en iyi ihtimalle oğul verir.
Daha önce bu köşede siyaset tıkandığında ortaya çıkan mizah içerikli Macaristan Çift Kuyruklu Köpek Partisi’nden ve Avusturya'daki Bira Partisi’nden, onların kampanyalarından ve başarılarından bahsetmiştim. Demokrasilerde bunlar olabilir; olmalıdır da…
Yukarıda saydığım bölünme sebeplerinin hangisi olursa olsun hatta hepsi birden olsa da yeni bir milliyetçi parti kurmanın hiçbir sakıncası olduğunu da düşünmüyorum. Milliyetçilerin iktidar olacak kadar büyük bir güç olduğu ancak emperyalist veya derin güçlerin devreye girerek bu gücü bölmeye çalıştıkları iddiasını da gerçekçi bulmuyorum. Bu durumda kimseyi bölücülükle suçlamamamız lazım. Parti kurma ve buna benzer çabalara olumlu bakmak gerekiyor. Belki de en iyisini bulabilmek için bu sürecin yaşanması gerekiyor. Olabilecek başarısızlıklar aslında birer kazanım; çünkü deneme yanılma ilkel bir yöntem olmasına rağmen özellikle siyaset gibi çok bilinmezli bir sahada oldukça geçerli bir yöntem…
Bir de meselenin düşünsel boyutu var. Siyaset teorisinin temelini teşkil eden kavramları iyi anlamak çok önemli, yukarıda saydıklarım yeni kavramlar değiller ama sorun yüksek egolu ve kötü niyetli bazı şahsiyetlerin -kavramları bilmediklerinden ya da anlamadıklarından değil- işlerine gelmediği için onları eğip bükmelerinden ötürü anlam bozulmalarına uğruyorlar. Kavramlar üzerinde anlaşamayınca hiçbir konuda anlaşılamıyor. Birileri çıkıp vatanseverlikle milliyetçiliğin aynı anlama geldiğini söylüyor. Bu ikisini eşitlediğinde milliyetçiliğin içerdiği diğer anlamlar yok sayılıyor ve toplumsal yapımızın sağlığı için en önemli kavramlardan biri olan milliyetçilik kavramının içi boşaltılmış oluyor.
Milliyetçilik iddiasıyla kurulan partilerin millet, milliyetçilik, Türklük, bağımsızlık gibi kavramları gündeme getirip tartışmamızı sağlamakla büyük hizmette bulunduklarını düşünüyorum.
Kavramlar iyi anlaşılır ve anlatılırsa bazıları belki kendileriyle yüzleşmiş olurlar ve aslında milliyetçi dahi olmadıklarını anlarlar diye umut ediyorum.
Sıvasız evlerin Türk milliyetçisi gençlerine uzman çavuşluktan başka ufuk çizemeyen, toplumsal ve kültürel olarak toplumun en alt seviyesinde tutulan milliyetçilerin bu ülkenin imkân ve zenginliklerinden en az diğerleri kadar faydalanmalarını savunamayan parti adı ne olursa olsun "parodi" partidir.
Seçmeninin iradesini iktidara taşımayacak bir parti, seçmenini partisine hapsederek kontrol altında tutmaktan başka işe yaramayacaktır.
