Mısır’daki olaylarla Erdoğan seçimi garantiledi mi?
1) İran’ın nükleer güce erişmesi ve Irak işgali sonrasında Orta Doğu’da yaşanan hiçbir şey tesadüf değildir.
2) Yine tesadüf olmayan WikiLeaks sızıntısı ile de ortaya çıkmıştır ki ABD bölgedeki diktatör müttefiklerinin radikal İslâma zemin hazırladıklarını düşünmektedir.
3) Öyle olduğu için de müttefik ülke halkını kaybetmemek ve o ülke rejimlerinin İran’a dönüşmesini engellemek için düğmeye basmıştır.
4) Gerek Tunus gerek Mısır ve gerek Ürdün’de başlayan son kalkışmalar İslâmcı bir başkaldırı değil, demokrasi talebidir ve ardında Batı istihbarat örgütleri vardır.
5) Buradaki proje, kitleleri radikal İslâmın kucağına atmadan ılımlı İslâm anlayışı ve yapay bir demokrasi ile İran etkisinden uzak tutmaktır.
6) Mısır’da son olarak uç veren Mübarek karşıtları ile yandaşlarının çatışması ise Ordunun müdahalesine zemin yaratmak içindir.
7) ABD ve Batı, Mısır’ı kendi halinde yani kontrolsüz bırakmayacak ve askere yaptıracağı darbe ile yeni bir rejimin temellerini attıracaktır.
8) Keza Tunus,Ürdün ve Yemen’de yaşananlarla Suudi Arabistan’dan alınan istihbaratlar da bölgede radikal İslâmın zemin kazandığını teyid ettiğinden buralarda da bir dizi adımlar ardı ardına gelecektir.
9) ABD ve Batı’nın Arap âlemine sunduğu rol model ise AKP’nin ılımlı İslâm ile Tayyip Erdoğan’dır.
10) Hem ABD, hem Batı ve hem İsrail Tayyip Erdoğan’ın Arap Dünyasında fenomen olmasına açıktan destek sunmuştur.
11) İsrail ile Türkiye arasındaki malum gerginlik yapay yani danışıklıdır ve tamamen Erdoğan’ı Arap kamuoyunda kahraman yapmaya endekslidir.
12) Tayyip Erdoğan, ABD, AB ve İsrail çıkarlarının bölgedeki Truva atıdır.
13) Orta Doğu İran’ın nükleer güce ulaşması ve Çin’in direkt ilgi alanına girmesi ile Küresel Emperyalist Devlet tarafından yeniden inşa ediliyor.
14) Bu inşa sürecinin adı Büyük Orta Doğudur ve bu projenin Eş Başkanlarından biri de bizzat kendi ifadesi ile Recep Tayyip Erdoğan’dır.
15) Evet bölgede görülen isyan ve kalkışmalar kesinlikle ABD-AB ve İsrail’in düğmeye basmasının sonucudur.
16) Mısır ve diğer Arap ülkeleri yine AKP benzeri ılımlı İslâm ve demokratik yapılanmalarla Batı bloğuna bağlı kalmaya devam edecektir.
17) Tunus ve Mısır’da yaşananlar tartışmasız olarak BOP’un model ülkesi Türkiye ile onu yöneten AKP ve Tayyip Erdoğan’a hizmet ediyor.
18) Ortaya çıkan son tablodan hareketle AKP’nin en az bir dönem daha iktidarda kalması adına 2011 Haziran’ındaki seçimi kazanması için ABD, İsrail ve AB’nin ağırlık koyacağı mutlaktır.
19) ABD için ölçü ülkelerdeki rejimlerin şekli değil, kısa, orta ve uzun vadedeki çıkarlarıdır.ABD çıkarı için dün Şah Pehlevi’yi nasıl sırtından attı ise bugün de Mübarek’i atmakta zerre tereddüt etmeyecektir.Keza günü gelince yani onlara göre posası çıkınca Tayyip Erdoğan da süpürülecektir.Nitekim Erdoğan bu olguyu iyi bildiği içindir ki ABD’deki malum mahfillere ısrarla, “Beni süpürmeyin, kullanın” yakarışında bulunmaktadır.Ama bugün için Erdoğan emperyalizmin bölge projeleri bağlamında bilinçli olarak yarattığı bir fenomendir ve ondan bir süre daha yararlanacaktır...Hülasâ Erdoğan’a Küresel Devletin desteği sürüyor, dolayısı ile Haziran’daki seçimde göndermek zor olacaktır!
BAKIŞIN BÖYLESİ
Mısır’da olan demokrasi, Türkiye’deki eşkıyalık!
Başbakan ve şürekâsına göre Mısır’da isyan edip sokağa dökülen halk demokrasi mücahidi ama Türkiye’de yumurta atan gençler, hak arayan işçi-memur-esnaf, paralı eğitime karşı çıkan öğrenci eşkıya... Evet Tayyip Erdoğan ile yandaşları hadiseye aynen böyle bakıyor...Bırakın pankart açma ya da yürüyüş yapmayı, stadyumda iktidarı ıslıklayanlar bile bu ülkede artık terörist yaftasını yiyor...Sorarım size böyle bir ülke Büyük Orta Doğu Projesinde nasıl model olabilir? Görüyorsunuz BOP denilen şey aslında bir demokrasi projesi değil, emperyalizmin bölgeyi demokrasi ambalajı ile yeniden dizayn etme aracıdır...Tersi olsaydı model denilen Türkiye’de sadece pankart açtı diye bir öğrenci için 14 yıl hapis istenir miydi?
YANLIŞ DEĞERLENDİRME
MİT, Tayyip bey’in propaganda ajansı mı?
Kıyamet alâmeti bu olsa gerektir.Türkiye Cumhuriyeti Devletinin istihbarat örgütü MİT, bir siyasi partiye yani AKP’ye payanda olarak ona âdeta propaganda ajanslığı hizmetini veriyor. Evet diktatörlüklerle bile olmayan şeyler AKP’nin yönettiği Türkiye’de oluyor ve devletin en önemli ve ciddi kurumu MİT parti militanlığına soyundu.Nasıl mı?..Tayyip Erdoğan’a suikast yapıldı şayiasına ismini katarak... AKP’nin amacı buradan bir mağduriyet devşirmektir ki bunu neredeyse her ay yapıyor da MİT’e ne oluyor? Yoksa yeni müsteşar, atandığı için AKP’ye minnet borcunu mu eda ediyor?..Yapma sayın Fidan, AKP ve partiler bugün var yarın yoktur ama Türkiye Cumhuriyeti hep var olacaktır ve siz de bu devletin en temel kurumunun müsteşarı olarak adınıza yakışır hareket edin....Sakın, “Biz mahkeme sordu, cevap gönderdik” demeyin; o gibi şeyleri kimse yutmaz, çünkü iddia 2007’ye aittir ve MİT’nin net bir tespiti yoktur.Hâl bu iken MİT gibi bir kurum böyle bir iddiaya nasıl dolgu malzemesi olur?
TİMSAH GÖZYAŞLARI
Başbakan Meclis’te niye ağlamıştı?
Toplum ve kamuoyu hafıza özürlü ama bendeniz elimden geldiğince unutturmamaya çalışacağım. Gelin hep beraber birkaç ay öncesine gidelim ve Meclis’te yapılan bir konuşmayı hatırlayalım... Kürsüde Recep Tayyip Erdoğan var.Elinde bir mektup ağlayarak resim çektiriyor...Mektup kime mi ait?.. “İt kopuk takımı ve ırkçı, kafatasçı” dediği Ülkücü Hareket’in gözbebeği olan 12 Eylül darbecilerinin idama gönderdiği sevgili Mustafa Pahlivanoğlu’na...Başbakan rahmetli Pehlivanoğlu’nun annesine gönderdiği mektupla güya darbecilere hücum ediyor ve hesap soracağını söylüyor...Maalesef bu tiyatroyu pek çok ülkücü yiyor ve evet mührünü basıyor!..Peki sonra mı?...Aylar geçmesine rağmen bendeniz Tayyip Erdoğan’ın darbeciler için zerre bir adım attığını ne gördüm ne de duydum!...O evet oyu verenlerin içinde duyan-gören var mı acaba?..Bu utanç onlara yeter!