Mucizelerle teselli buluyoruz ama...

Hemen her deprem sonrasındaki kurtarma çalışmalarında olduğu gibi yine bir kaç mucizeye tanık olduk. Bunun son örneği; 65 saatlik bu doğa üstü çaba ile direnip hayata tutunan üç yaşındaki  Elif Perinçek. Onu enkaz altından sağ çıkartan İstanbul Büyükşehir Belediyesi kurtarma ekibi deprem bölgesine giden kurtarma ekiplerinin arasında en şanslısı  oldu.

Kurtarma operasyonu sırasındaki duygu dolu anları Elif'in bulunduğu yeri tespit edenlerden Muammer Çelik'in ağzından dinledik. Minik kızımızı sağ salim çekip çıkaranların anlatımıyla "hâlâ bir lokma yemedik" derken bile gözlerinin içi ışıl ışıldı.

Jandarma kurtarma taburunun komutanı Binbaşı Burak Özer'in şahsında Denizli'den Manisa'ya kadar AFAD'a ve diğer tüm yiğitlere sonsuz teşekkürler.

Bu arada Bayraklı'da yıkılan Doğanlar Apartmanı'nın enkazında mahsur kalan 3 yaşındaki Elif Perinçek'in annesi Seher Dereli Perinçek ile ikiz ablaları 10 yaşındaki Elzem ve Ezel, ağabeyi 7 yaşındaki Umut da depremden 23 saat sonra enkaz altından sağ çıkarılmış ancak Umut maalesef hastanede can vermişti.

***

Uzmanlara göre dünyanın hiç bir ülkesinde beş tanesi sekizer katlı bloklarda ayrı ayrı çalışma yapılan kurtarma gayretine rastlanmadı. Deprem uzmanlarının tespiti, mesela Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın dediği gibi hiçbir ülkede yıkılanların başına topluca gidilmez. Görüyorum ki onlarca ekip enkaz başında.

Ben bu yazıyı yazdığım sırada Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un verdiği bilgiye göre, depremde hayatını kaybedenlerin sayısı 83. Yaralı sayısı ise 962. Dileğimiz, kayıp sayısının artmaması...

***

Bu arada dikkatimi çeken önemli bir durum var... Deprem ülkesi olduğumuzu artık hepimiz biliyoruz... Bunun neticesi olarak zaman zaman çeşitli aralıklarla bu felaketle yüzleşiyoruz... Yaşadığımız acılarla canımız yanıp, yüreğimiz sızlıyor... Ancak, bu esnada tanık olduğumuz mucize kurtuluş vakalarıyla teselli bulmaya çalışıp felaketi sineye çekme alışkanlığımız değişmiyor. Deprem olduğunda binaların yıkılması, insanların can vermesi, şanslı olanların enkaz altından sağ kurtulmaları bu işin doğasında var. Biz böyle felaketlerde böyle ayrıntılara odaklanırken, kalıcı tedbirler konusunda ne kadar kafa yoruyoruz? Bu sorunun cevabı ortada yok. Kentsel dönüşüm diye ortaya atılan tedbirin de "rantsal dönüşüm" halini almasıyla depreme karşı tedbirler konusunda bir arpa boyu yol alamadığımız acı gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu gören var mı?

***

Yeri gelmişken deprem konusunda İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisi ve Afet Yönetim Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun daha önce yapmış olduğu ver her zaman geçerliliğini koruyan uyarılarına kulak verelim...

"Depremden koşarak kaçmak çözüm değil. Devrilen, dökülen ve uçuşan cisimlerden korunmanın tek yolu hedef küçültmektir. Bunun için de ÇÖK-KAPAN-TUTUN hareketini yapmak lazım. Varsa bir sıra, masa altına girip sırtınızı pencereye dönün, masa ya da sıranın ayağına bir elinizle tutunun ve yüzünü kolunuzun üzerine örtün.

Olası bir deprem öncesi mutlaka afet çantasının hazır bulundurulması gerek. Afet çantasında sürekli kullandığınız ilaçlar, kimlik kopyası vb. birkaç evrak ile beraber ilk yardım çantası, bir battaniye, kuru yemiş ile birlikte portatif radyo bulundurmak faydalıdır. Deprem sırasında değil ama deprem sonrası eğer binanız hasarlıysa artçı sarsıntılar tehlike yaratacağı için binadan kaçmadan, sakin ve güvenli bir şekilde çıkılmalı. Kibrit ve çakmak yakmayın. Hareket etmeyin ve toz kaldırmayın. Ağzınızı ve burnunuzu mendil ya da kıyafetinizle kapatın. Borulara ya da duvarlara vurarak yerinizi arama kurtarma ekiplerine bildirmeye çalışın ve ıslık çalın. Bağırmayı son çare olarak kullanın. Çünkü bağırmak tehlikeli boyutlarda toz yutmanıza neden olabilir."

İşte hocanın önerileri. Bunları kulak ardı etmemek lazım diye düşünüyorum...

Basketbolumuzun ulu çınarına veda

 

Türk basketbolunun efsane isimlerinden Yalçın Granit'i de ebediyete uğurladık. 88 yaşında hayata veda eden Granit,  Galatasaray'ın da ilk profesyonel basketbolcusuydu. İTÜ basketbol şubesinin temellerini de atan Yalçın Granit, yüzlerce oyuncunun da yetişmesini sağlamıştı. Yıllar boyunca A Milli Takımı yöneten Granit, uzun yıllar Türk basketboluna önemli hizmetlerde bulunmuştu. Basketbolumuzun ulu çınarına Allah'tan rahmet, sevenlerine de başsağlığı diliyorum.

 

GÜNÜN SÖZÜ

En büyük tehlike, zaferin eşiğinde durur. Napolyon

 

 

Yazarın Diğer Yazıları