Nefsi müdafaa olmadan, hakkı olmadan, gerek olmadan, haksız ve hukuksuz bir şekilde bir masumun canını alana Katil denir.
Azrail bile Allah'ın emri olmadan bir canı alamazken, kendini Azrail'in yerine koyan şerefsizlere Katil denir.
Masum bir canlıyı, gereksiz yere bir hayvanı öldürene, gereksiz yere yaş bir ağacı kesene, büyüyüp serpilip koca bir ağaç olacak bir fidanı haksız yere kırana da Katil denir.
Peki ya eli kınalı vatan evlatlarını, ak saçlı anaları, aksakallı dedeleri, gelinlik kızları ve dahi sütten bile kesilmemiş bebekleri öldürene, öldürtene ne denir?
Katil'i Ekber!
İşte bizim de bir Katil'i Ekber'imiz, yani Büyük Katilimiz var.
Adı Abdullah Öcalan...
Yani, Bebek Katili Apo!
Yürüdüğü yol kan, kin, nefret ve ihanet dolu!
Kanlı elleri neredeyse girmedik ocak bırakmamış şerefsiz bir şeytan!
Tasmasını tutanlara yaranmak için alçaklığın, ihanetin ve vahşetin şahı ve hatta şahmaranı olacak kadar alçaklaşmış bir yılan!
Haysiyetsiz, milliyetsiz, bayraksız ve vatansız bir cani!
Bunca şerefsizliği yapabilmiş eli kanlı bir Katil!
Evet Katil, ama yaptıkları yanına kâr kalmış mı?
Şimdilik kaydıyla ve kısmen hayır.
Türk Devleti...
Türk Devleti var oldukça, hiçbir katliam, hiçbir katilin yanına kâr kalmaz.
İşte O Devlet, işte O katili nereye kaçtıysa takip etmiş, hangi karanlık dehlize girdiyse izini sürmüş, hangi yılanın deliğine girdiyse kuyruğundan sımsıkı kavrayıp çıkarmış, paketleyip yurda getirmiş ve bir deliğe tıkmış.
İşte O Devlet'in bağımsız mahkemeleri, bu eli kanlı katili idama mahkûm ederek cezasını kesmiş...
Kesmiş, fakat iş çürümüş siyasete gelince, ne yazık ki, mahkemenin verdiği o karar bir türlü uygulanmamış ve bu eli kanlı bebek katili; geleceğin kirli çıkar ilişkilerinde kullanılmak üzere, adeta her kilidi açmakta kullanılacak bir maymuncuk gibi, aynı ekşiyip kokmuş bir yemek gibi beklemeye alınmış.
Daha önce de önümüze konulan Çözüm Süreci vahametinde, yine bu bebek Katiline paye verilmiş ve bu paye ile bölücü eşkıyalara gaye verilmişti.
Bu gaye ile harekete geçen Katil sürülerini durdurabilmek için nice canlar feda edilmişti!
Asker ve polis evlatlarımız olarak Kıbrıs Savaşı'ndan daha fazla canımız hendek ve barikatlara gömülmüştü!
Ne yazık ki bedeli, müsebbibi olan siyasiler değil, vatanın öz evlatları ve o sıvasız evlerin çocukları ödemişti!
Bugün, yine bir şeyler geveliyorlar...
Çözüm diyorlar, barış diyorlar...
"Katil" demeden, "Apo" demeden, yalnızca "Abdullah" diyorlar!
Türk Devleti'ni hiç bilmezmiş gibi, terörle ve teröristle müzakere olmayacağını hiç anlamamış gibi: Çözüm Abdullah Öcalan'da diyorlar!
Çözüm; Türk düşmanlarından Güçalan'da diyorlar!
Sanki Bebek Katili Apo tasmasızmış gibi, sanki bu şeytanın elinde bir güç varmış gibi: Medet Ya Apo diyorlar.
Güya Apo denilen Bebek Katili, Gazi Meclis’e gelecek ve oradan söyleyeceği bir sözüyle PKK'yı dağıtacakmış.
Olur mu?
Sözde olur.
Peki ya özde?
Özde olacak olan şudur:
Öcalan Meclis’e gelir, meşruiyet kazanır, binlerce şehit ailesinin yüreklerinin üstüne çöreklenen bir engerek yılanı gibi, kürsüye çıkar ve PKK’nın feshedildiğini açıklar. Eğer oyun kurgulandığı gibi işlerse, PKK sadece isim olarak yok olur. Fakat cisim olarak her şeyiyle devam eder.
Nasıl?
Çok basit, PYD'nin içinde!
Fakat sen artık PKK'ya yaptığın gibi, her istediğinde ve uluslararası meşruluk içinde terör operasyonlarını yapamazsın.
Neden?
Çünkü büyük devletlerin hiçbiri bu PYD'yi terör örgütü olarak tanımıyor da ondan.
Bu işin sonu nereye varır?
İçine Irak ve Suriye'nin de bir kısmını alan Bölücü Kürtçü PYD Devleti'ne!
Katil!
Katil kime denir?
Can almış birine Katil denir.
Bu devleti bütün büyük devletler tanır mı? Tanır!
Uluslararası meşruiyetini de kazanan bu devlet, ilk iş olarak ne yapar?
Birleşmiş Milletler’in, altına Türkiye’nin de imza attığı, "Halkların Kendi Kaderini Tayin Hakkı" maddesinin uygulanmasını talep ederek, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde referandum ister!
Verilecek canın, akacak kanın, atılacak kurşunun çok; bileğin ve yüreğin de güçlü ise, bedel ödeyerek karşı koyarsın.
Ya da ülkenin bir kısmı, uluslararası abluka, tehdit, ambargo ve baskıların da etkisiyle, tek bir kurşun dahi atmadan elinden kayıverir!
Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal...
Uzun lafın kısası, Bahçeli'nin yaptığı bu çıkışın ardından, vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir.
Bu tehlikeyi; Millî Cephe birleşerek, güçlenerek ve canı pahasına mücadele ederek bertaraf edecektir.
Şimdi sözüm Apo Katilini çözüm diye geveleyenlere:
Ey Ağalar! Deyin hele siz terörü bitirmek istiyorsunuz da elinizden tutan mı var? Siz hukuku üstün, adaleti kaim ve demokrasiyi de daim kılmak istiyorsunuz da yolunuza taş koyan mı var?
Deyin hele?
Devletinizin, (kendi içinde çekişmeli hâle getirdiğiniz) istihbarat teşkilatı ne işe yarar?
(Siyaseten şamar oğlanı hâline getirdiğiniz) Polis teşkilatı ne işe yarar?
(İçini boşalttığınız, silah arkadaşlığını bitirdiğiniz, astın üstüne, üstün astına olan güvenini yok ettiğiniz, komuta yapısını bozduğunuz, sağlık sistemini berhava ettiğiniz, çekirdek parasına fabrikasını dahi sattığınız ama her daim çok güçlü olmasıyla övündüğünüz) Kudretli Ordu ne işe yarar?
Devletin onca kurum ve kuruluşu var. Bütün bunlar ne içindir?
Terörü bitirmek ve teröre sebep oluşturan nedenleri yok etmek için Devlet'in bunca kurum ve kuruluşu hiçbir işe yaramaz da, delikte beklettiğiniz bu şerefsiz Katil mi işe yarar?
Devletin zindanındaki bu Bebek Katili; bütün bu kurum ve kuruluşlardan daha maharetli ve daha mı kıymetli?
Peki, siz; koltuk değneğiniz olan Bahçeli ile böyle bir işe kalkışırken hiç şehit ailelerine sordunuz mu?
Yürekleri hâlâ kor gibi yanmakta olan şehit ailelerine ve dahi size o yönetim yetkisini veren Türk Milleti'ne sordunuz mu?
Onlar böyle mi istiyorlar?
Millet, size o yetkiyi Öcalan'ı çıkarın diye mi verdi?
Başınıza taç edin, altına taht verin, geleceği için baht verin ve Gazi Meclis'e getirin diye mi verdi?
Tabii ki, hayır!
Öyle ise, siz Bebek Katili Öcalan'la kol kola girenler ve siz şahsi menfaatlerini müstevlilerinin siyasi emelleriyle tevhit edenler...
Yemin ederim ki, büyük bir bataklık içindesiniz, gırtlağınıza kadar pislik içindesiniz, büyük bir ihanet değilse bile çok ağır bir gaflet içindesiniz ve dahi affedilmez bir SUÇ içindesiniz!
Eğer ki, aklınızı başınıza ayağınızı da denk almazsanız, işlediğiniz suçlar cezasız kalmayacaktır.
Ve niyet ettiğiniz bu şeytanca oyun; Türk vatanseverlerinin tamamının cesedini çiğnemedikçe asla hedefine varamayacaktır.
Hele bir deneyin, deneyin ve kadim tarihimiz boyunca, Türk düşmanlarının başına gelen zilleti siz de deneyimleyin.
İsterseniz bahse girelim:
O Bebek Katili, asla O Gazi Meclis'i kirletemeyecektir.
Hadi bakalım; ya derdime derman, ya katlime ferman!
Hodri meydan!