O günden ve o sorudan kaçış yok!

''Memur şehri'' olarak bilinen Ankara''da, bu kadar lüks daire üretiminin ve satışının bir sırrı olmalı…

Sanayisi yeni yeni kıpırdasa da Ankara, bir İstanbul, bir Kocaeli değil… Sanayi, turizm, ticaret, ihracat gibi hangi alandan hesaplarsanız hesaplayın Ankara bu illerin gerisinde… Vergide ilk 5''e giriyor girmesine de, o toplanan verginin büyük bir kısmını kamu personelinin kaynaktan kesilen paraları oluşturuyor…

Bütün bunlara rağmen, Ankara''da lüks konut ve araba satışları -oransal olarak- diğer büyük illerin üzerinde… O zaman bu ''bereket''in bir izahı olmalı…

Son 25 yıldır Ankara bu anlamda bir cennet!.. Eskiden olmayan veya gecekondulardan oluşan, fakat şimdi 4-5 milyon TL''ye dairelerin satıldığı bol plazalı yeni mahalleleri var başkentin… Çukurambar gibi, Söğütözü gibi, Çayyolu gibi, Alacaatlı gibi, arkadan koşup gelen Çakırlar gibi!..

''Memur şehri'' Ankara''da tuhaf bir pazar değil mi bu? Sanayici veya büyük tüccar olmayan birilerinin, özellikle de kamu çalışanlarının, bürokratların, danışmanların, bu dairelerin en büyük müşterisi olması, fazlasıyla şaşırtıcı…

Bir bürokrat, hayatı boyunca hiç para harcamadan bütün maaşını biriktirse, biriktireceği para o dairelerden birisini almaya yetmezken, nasıl oluyor da söz konusu mahallelerdeki lüks daireler, ağırlıklı olarak kamu personeline satılabiliyor?

***

Zekeriya Temizel döneminde gündeme getirilen ''Nereden buldun yasası'' da gündemden düşürülünce, yollar tamamen açılmış oldu!.. Aynı Bakanlıklarda görev yapan bürokrat arkadaşlar plazaların katlarında komşu olabildiler, kardeş kardeş!.. Nasıl olsa geliri sorgulayan bir düzen kalmadı!..

Bir kişi, eğer işi gücü yerinden bir sanayici, müteahhit veya tüccar değilse, devletten aldığı maaş yetmeyeceğine göre bu daireleri veya villaları ancak şu yöntemlerle alabilir: Düğünde takılan altınları bozmuştur!.. Kayıt dışı, elden miras devralmıştır!.. Şans oyunlarından büyük ikramiyeyi yakalamıştır!.. Borsa veya kripto paradan elde etmiştir!.. Define işine girişmiştir!.. Uyuşturucu, kaçakçılık vs. yasa dışı yollardan parayı bulmuştur!..

Namuslu çoğunluğu ayırarak söyleyelim, ayda 10-15 bin lira gelirle, asla alamayacağı dairelerde oturan kimi ''Ankara memurları'' için geriye tek bir seçenek kalıyor!..

***

Ankara, aracı kişi ve sınıflar için de bir cennet!.. Devletle özel kişiler arasında iş gören ''aracı sınıflar'' kayıt dışı ekonominin mimarları ve en çok kazananları… Kazandıkça pay ediyorlar, pay ettikçe de daha çok kazanıyorlar!.. Bu ''bereketli döngü'', muktedirler değişse de değişmiyor… Emeksiz, zahmetsiz, alın teri olmadan elde edilen rant, değeri çok yüksek dairelere, villalara ve arabalara dönüşürken hiç tereddüt göstermiyor…

Nasıl olsa "Nereden buldun?" diyen bir sistem yok… Hukuk korkusu yok… Medya korkusu yok… Allah korkusu yok… Vicdan korkusu yok… Eline imkân geçtiğinde, yapanların değil yapmayanların aşağılandığı, dalga geçildiği bir düzen söz konusu… Bu düzene ayak uydurulmadığında neredeyse keriz damgası yemek var…

Allah''tan değil de çevreden çekinen kimi düzenbazlar, elde ettikleri yeni kazanımları, kendi adları yerine yakınlarının adlarına kaydettirerek haramı, suçu, günahı gizleyebildiklerini düşünüyorlar… Son yaklaşık 20-25 yıldır var olan ve bugün de süregelen o adi çarka baktığımızda görüyoruz ki, üstelik muhafazakâr, hatta icap ettiğinde milliyetçi bunlar… Sanıyorlar, kul bilmezse mesele olmaz!.. Para gücüyle Sırat''ı da hâlledebilecekler ya hâşâ!..

Tekrar çoğunluğu ayırarak söyleyelim, hangi kamu kurumunda bulunursa bulunsunlar, gelirleriyle doğru orantılı harcaması olmayanlar, bütün faaliyetlerinde şaibe altındadırlar…

Yenilen haltlar, bugün ortaya çıkmazsa yarın çıkar, mutlaka çıkar!.. O ''dehşetli gün'' de gelir!.. "Nereden buldun?" sorusu yakaya yapışır!..

Yazarın Diğer Yazıları