Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Öcalan’la yapılan müzakerenin sorumlusu evetçilerdir!

Hani, 12 Eylül’den hesap sorulacaktı? Hani, 30 yıllık acı dindirilecekti?
Hani, Kenan Evren sigaya çekilecekti?
Görüldü ki Başbakan’ın ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu’nun haksız yere idamına döktüğü sözde gözyaşı 12 Eylül’den hesap sorma değil, oy alma adına istismarmış!
Soruyorum, merhum Mustafa Pehlivanoğlu’nun temel şiarı ülkenin vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğü değil miydi?
Öyle ise bugünlerde İmralı’da Öcalan’la yapılan müzakereye ne denilecek?
Hayır abarttığım falan yok, müzakerelerin yapıldığını söyleyen ben değilim, bu ülkenin Başbakanıdır!
Hatırlayın, Tayyip Bey birkaç gün önce Öcalan’la biz değil ama devlet görüşüyor demedi mi?
Peki devlet kim, mekanik bir kutu mu?
Devlet dediğiniz şey insanlardan oluşmuyor mu?
Peki o insanların en tepesinde tam yetkili olarak Başbakan yok mu?
Ne yani MİT Müsteşarı Öcalan’la Kürt açılımı gibi hayati bir konuyu hükümete ve Başbakan’a rağmen mi görüştü?
Üstelik o Müsteşarı atayan bizzat Tayyip Erdoğan!
Geçiniz efendim geçiniz... MİT Müsteşarı Başbakan’ın emri ve onayı olmadan İmralı’ya gidemez!
Ama Başbakan dün gazetecilerle yaptığı toplantıda Öcalan’la müzakereyi bir kez daha yalanladı demeyin, elbette öyle yapacak, kabul etmesi düşünülebilir mi?
Bir başka boyut, zaten her şey ortada, bölücü harekette inisiyatif artık alenen Öcalan’da!
Görmüyor musunuz adam ateşkes diyor, kesiliyor!
Sürecek diyor, sürüyor.
DTP bile muhatap artık, Öcalan demedi mi?
Adam İmralı’dan sadece örgütünü yönetmiyor aynı zamanda müzakere yapıyor!
Peki o İmralı, örgüt karargahı mı yoksa cezaevi mi?
Kim onun bütün bunları yapmasına izin ve onay veriyor?
Evet, tekrar başa dönüp soralım, hani referandumda evet oyu çıkarsa 12 Eylül’den hesap sorulacaktı?
Görüyorsunuz yapılan Abdulah Öcalan’la müzakeredir!
Ortaya çıkmıştır ki referandum oylamasında evet için gösterilen çaba Kenan Evren ve arkadaşlarından hesap sormak için değil, PKK ile masaya oturmak içinmiş!
Referandumdan önce, evet derseniz PKK ile masaya oturulmasına izin vereceksiniz diye defalarca yazdık!
Bugün olan odur.
Bakın MİT Müsteşarı CIA ile görüşmek için Washington’a uçarken Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi de Erbil’e Barzani’ye gitmiştir.
Hükümetin bakanları ile BDP’lilerin buluşmaları da bir başka boyuttur.
Yaşanan son densizliklerin sorumlusu sadece AKP güruhu değil, referandumda ona oyları ile destek olan evetçilerdir.
 Türkiye’nin ayrışmasına destek oldunuz, helal olsun (!) sizlere!..

 

***

 

İLGİNÇ...
Türk-İslâm birliği ve Adnan Hoca!
 Bir süre önce iki genç, araya birilerini sokarak benden bir randevu aldılar ve Ankara büromuzda görüştük. İyi giyimli, eğitimli ve donanımlı olan iki genç meğer Adnan Oktar Grubu’nun mensupları imiş! Ben de o vesile ile hayatım boyunca hiç görmediğim ve konuşmadığım Adnan Oktar’la alakalı olarak sorular sorma imkanını buldum. Doğrusu ilginç şeyler işittim. Birincisi, Adnan Oktar’ın evrim bağlamındaki çalışmaları takdire değer. Oktar Grubu bu bağlamda bütün dünyaya imkanları ölçüsünde servis yapıyor, yani kitaplar gönderip enformasyonlar sunuyor. Sarkozy’den Çin’in liderlerine kadar yapılan bu çalışmalarda tahmini zor karşılıklar alınmış. Bitmedi, Adnan Oktar Grubu, Türk-İslam Birliği bağlamında da son dönem müthiş bir çaba içinde ve iki dünyanın tam entegrasyonu için fikri altyapılarını hazırlıyor... Hayır Türkiye’de siyasete ve devlete sızma gibi bir proje ve düşünceleri de yok, üstelik Masonlara ateş püskürüyorlar... İlginç değil mi?

 

***

 

GERÇEK DEĞER...
Hillary, Putin’in yanında
rujunu çıkarabilir miydi?

Sizi bilmem ama o fotoğraf benim içimi acıttı. Aleni bir umursamama ve küçümseme var. Fotoğrafı görmeyenlere anlatalım. Cumhurbaşkanı Gül ABD’nin Dışişleri Bakanına hararetle bir konuyu anlatırken, Hillary Clinton, çantasından çıkardığı rujla makyaj tazelemeye başladı. İşte o an fotoğrafçılar tarafından anında görüntülenip, “Kadın her yerde kadındır” ifadesiyle servis edildi... Hillary’nin kadınlığına ve makyaj tazelemesine bir sözümüz yok da merak ediyorum, ABD Dışişleri Bakanı aynı şeyi Rusya Devlet Başkanı Medvedev ya da Başbakan’ı Putin’in yanında yapabilir miydi? Emin olun yapamazdı... İşte o fotoğraf ABD’nin nezdinde Türkiye ve Cumhurbaşkanının gerçek değerini gözler önüne seriyor!

Yazarın Diğer Yazıları