Ölüm korkusu nasıl yenilir?

Ölüm korkusu nasıl yenilir?
Her insanda mevcut olan ölüm korkusunun en temel sebebi, insanın sınırlı yaşam süresinin olması ve pek çok durumda da aslında ölüm ile yüz yüze olması. Ölüm aslında kabullenilmesi gereken bir gerçek. Bu korku günlük hayatı etkiliyor. Peki nasıl kurtulabiliriz? İşte ölüm korkusuyla ilgili bilmemi gereken her şey…

ÖLÜM KORKUSU NEDENLERİ NELERDİR?

Terleme, titreme, nefes almakta zorlanma, çarpıntı, karın ağrısı, kollarda ağrı, baş dönmesi, kasılma, hissizleşme, uyuşma, üşüme, ateş basması, bulantı, felç gibi kasılma, göğüste baskı hissi gibi pek çok farklı his aynı anda panik atak sırasında hissedilebilir. Bu farklı durumların her biri kişiye kalp krizi geçirdiğini hissettirebilir. Panik atak geçirenler genellikle kalp krizi geçirdiğini zannettiğini söylemektedir. Bu ataklar sırasında sakin olmaya çalışmak önemlidir. Bireylerin sabit bir noktaya bakarak sakin kalması, yardım istemesi ve hastaneye gidene kadar da derin derin nefes almaya çalışması gerekir. Bireyler ancak bu şekilde panik atak anında sakinleşebilir ve panik atağın sorunsuz şekilde atlatılmasını sağlayabilir.

YAŞANAN KAYIPLAR ÖLÜM KORKUSU NEDENİ OLABİLİR

Yaşanan kayıplar özellikle de yakın aile içinden ya da arkadaş çevresinden olursa çok daha etkileyicidir. Anneanne, dede, babaanne gibi aile büyüklerinin ölümü ise kişilerde bu kadar etkili olmayabilir. Anne, baba, kardeş ya da yakın arkadaşların kaybı ise özellikle de çocuklarda büyük etkiye sahiptir. Bu durumda çevrelerinde sevdikleri herkesi kaybetmekten korkabilirler.

CİDDİ HASTALIKLARIN ÖLÜM KORKUSU İLE İLİŞKİSİ

Yaşanan ciddi hastalıklar ya da ciddi hastalığa sahip sevdiklerinin olması da kişileri büyük ölçüde etkiler. Özellikle de kanser gibi hastalıklar bireylerde mevcutsa ya da yakınlarında kanser gibi ciddi hastalıkları gördüyseler kişilerin ölüm korkusunun da güçlü hale gelmesi mümkündür. Bu korkunun ilerleyen dönemde hastalığın ciddiyetine göre artması da mümkündür. Hastalık eğer gerilerse ve iyileşirse kişilerin ölüm korkusunu yenmesi de çok daha kolay hale gelecektir.

İLERLEYEN YAŞA BAĞLI OLARAK ÖLMEKTEN KORKMAK

Yaşlanan kişiler hayatlarında neler yaptıklarını, neler yapamadıklarını, doğru ve yanlışlarını gözden geçirmeye başlar. Anılarını gözden geçiren kişiler henüz ölmek için genç olduklarını, yapacakları çok şey kaldığını düşünebilir. Bu kimi zaman yaşlı kişilere motivasyon bile sağlar. Ancak ölüm korkusunun gelişmesine de neden olabilir. Ölüm korkusu geliştiği zaman ise kişiler kendilerini suçlayabilir. Ölmekten aşırı korktukları için çeşitli rahatsızlıklara sahip olabilir. Bu tür durumlar yaşlanan kişiler için büyük bir risk oluşturmaktadır.

ÖLÜM KORKUSU KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Hemen hemen her yaştan kişide ölüm korkusunun görülmesi mümkündür. Yine de ergenlik dönemlerinde ve yaşlılık dönemlerinde ölüm korkusunun çok daha ağır bastığı gözlemlenmiştir. Çocuklarda ya da yetişkinlerde de elbette ki ölüm korkusu görülebilir. Bu korkunun çocuklarda görülmesi için dış etkenler önemlidir. Çocukların zihninde bir ölüm kavramı mevcut değildir. Yakın çevreden birini kaybetmesi, tanıdığı birinin ölmesi, kendisinin ölüme yakın bir deneyim yaşaması çocukta ölüm kavramının ortaya çıkışını tetikler. Bu nedenle de çocukluk deneyimlerinin ölüm korkusu üzerinde önemli bir etken olduğu söylenebilir.

ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE ÖLÜMDEN KORKMAK

Yaşanan kayıplar özellikle de yakın aile içinden ya da arkadaş çevresinden olursa çok daha etkileyicidir. Anneanne, dede, babaanne gibi aile büyüklerinin ölümü ise kişilerde bu kadar etkili olmayabilir. Anne, baba, kardeş ya da yakın arkadaşların kaybı ise özellikle de çocuklarda büyük etkiye sahiptir. Bu durumda çevrelerinde sevdikleri herkesi kaybetmekten korkabilirler.

ERGENLİK DÖNEMİNDE ÖLÜM KORKUSU

Ergenlik döneminde görülen ölüm korkusu genellikle “hayalleri gerçekleştirmekten uzak olma” korkusu ile meydana gelir. Henüz ergenlik döneminde mesleği olmayan, hayalindeki hayata sahip olmayan, gitmek ya da görmek istediği yerlere gidememiş olan, düzenli bir ilişkisi bulunmayan gençler bunları hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceklerinden korkar. Bu da aslında ölüm ile ilişkilidir. Gençler hayallerindeki hayatı yaşayamadan ölme korkusuna kapılır. Bu da onların hayatlarını ölümleri üzerine kurgulamasına neden olur. Fevri davranışlar görülebilir, geleceği etkileyecek kararlar çok erken yaşta alınabilir. Bu durumlar ölüm korkusu ile ilişkilidir.

YAŞLILIK DÖNEMİNDE ÖLÜM KORKUSUNUN GÖRÜLMESİ

Yaşlılık dönemindeki kişiler ayrıca artık ölüme çok yakın olduklarını düşünürler. Yaş olarak ilerlemiş kişilerin ölüme yakın olmayı hissetme durumu, ölümü kabullenememekten dolayı korkmalarına neden olur. Kişilerin ölümü doğal bir olay olarak görmemesi, onların ölmeye karşı olan korkusunu arttırır. Ölüm bir gerçektir ve yaşanacak olan bir durumdur. Bunu yaşlılık döneminde kabullenmek ise çok zordur. Kişiler birkaç gün içinde bile ölebileceklerini düşünerek kendilerini stres altına sokar. Bu nedenle de kaygıları giderek artabilir. Yaşlılık döneminde ölüm korkusunun görülmesi durumunda psikolog desteği almak çok önemlidir.

ÖLÜM KORKUSU GÜNLÜK YAŞAMI ETKİLER Mİ?

Kişilerde görülen ölüm korkusu günlük yaşamı büyük ölçüde etkileyebilir. Her yaşta görülebilen ölüm korkusu farklı şekillerde günlük yaşama etki edebilmektedir. Çocuklardan yaşlılara kadar her yaşta görülen bu kaygı, günlük hayatta yapılabilecek olan fevri davranışlara ya da fazla dikkatli yaşamaya neden olabilir. Ayrıca kişiler ölmekten korktuğu için her hastalığı ölümcül algılayabilir. Bu durumda da günlük hayat içinden çıkılmaz bir hal alabilir.

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE ÖLÜM KORKUSU GÜNLÜK HAYATI NASIL ETKİLER?

Çocukların ölüm korkusu yaşaması, onların her şeyden korkmasına neden olabilir. Evdeki basit bir aletin çalışması, arabaya binmek, okula gitmek, hastalanmak bile çocuklar için korku verici olabilir. Boğulabileceğini, düşebileceğini, kaza yapabileceğini düşünen çocuklar yaşamlarındaki her olaydan kendilerini soyutlamaya çalışabilir. Gezilere gitmek istemez, dışarıda yürümekten korkar hale gelir. Hastalandığı zaman korkar ve her şeyin çok kötü olabileceğini düşünebilir. Bu durumlar çocukların sosyal yaşama, günlük işlere, okula ya da farklı konulara odaklanmasını güçleştirir. Ayrıca çocukların çocukluğunu normal şekilde yaşamasının da önüne geçer.

Ergenlik döneminde görülen ölüm korkusu, günlük hayat içinde fevri davranışların sıklıkla görülmesine neden olabilir. Örneğin hayallerini gerçekleştirmek için evden kaçabilirler. Okula gitmek istemez, hayatlarını okula giderek boşa harcadıklarını düşünebilirler. İlişkilerinde dikkatsiz şekilde hareket eder, kimi zaman kendilerini sürekli hasta hissedebilirler. Ergenlik dönemi kaygılara açık bir dönemdir. Bu nedenle de ergenlik dönemindeki gençler kendilerinin ölümcül bir hastalığı olabileceği kaygısına sahip olabilirler. Bu kaygı da kendilerini hasta ya da halsiz hissetmelerine ve öleceklerini düşünmelerine neden olabilir. Tüm bunlar bir araya geldiğinde ergenlik dönemindeki gençler için günlük hayat zor hale gelir.

YETİŞKİNLİK VE YAŞLILIK DÖNEMİNDE ÖLÜM KORKUSU GÜNLÜK HAYATI ETKİLER Mİ?

Genel anlamda yetişkinlik dönemindeki kişilerin ölüm korkusunu pek dikkate almadığı söylenebilir. Bu yaşta kişiler ailesi, işi ya da sahip olduğu sorunlar ile ilgilendiği için ölüm korkusunu düşünmek onlara yersiz gelebilir. Yine de bu dönemde ölüm korkusunun hissedilmesi, ailesine ya da yakın çevresine karşı olan bağlarını güçlendirebilir. Bu durum her ne kadar olumlu görülse de kişilerin sahip olduğu korku yaşamlarını kaygı içinde devam ettirmelerine neden olur.

Yaşlılık döneminde görülen ölüm korkusu, her gün ölünebileceği düşüncesi ile yaşamayı beraberinde getirebilir. Yaşlılık dönemindeki kişiler kısa zamanda ölebileceklerini düşündükleri için agresif bir tavra bürünebilirler. Bunun tersi şekilde herkese çok iyi davranma davranışı göstermeleri de mümkündür. Günlük yaşamlarını daima planlı yaşarlar ve o an ölürlerse diye her şeylerini buna uygun olarak planlayabilirler. Ülkemizde “kefen parası” diye adlandırılan durum, ölüm korkusunun bir gelenek haline geldiğini bile gösterebilir. Kişiler ölmekten korktuklarını belli etmeseler de ölebilecekleri ihtimaline karşı daima hazır bulunurlar. Bu da günlük hayatlarını belli olayları yaşamak değil de ölmek üzerine kurgulamalarına neden olur.

ÖLÜM KORKUSU BELİRTİLERİ ŞU ŞEKİLDE SIRALANABİLİR:

• Yaşama dair olumsuz durumları düşünme ve her an ölebileceklerini hesaplayarak hareket etme

• Yetersiz bir yaşama sahip olunduğunu ve daha fazlasının yapılamayacağını düşünme

• Ölüm konusu düşünülürken terleme, baygınlık, panik atak durumlarının yaşanması

• Ölüm haberi duyunca kaygılanma

• Günlük hayatı ölümü üzerine planlama

• Fevri şekilde hareket ederek dolu bir hayat geçirme isteğine sahip olma

• Geride bırakacağı kişileri düşünerek üzülme

ÖLÜM KORKUSU NASIL YENİLİR?

Ölüm korkusunu yenmek için kişiler günlük hayatlarında pek çok farklı şey yapabilir. Bunlar aslında ölümün ne kadar anlaşılabilir ve doğal bir süreç olduğunun kavranması ile ilgilidir. Ölümden korkmak aslında ilk insandan bu yana gelen bir içgüdüdür. Bu içgüdü kimi zaman farklı kişilerde etkisini büyük ölçülerde gösterebilir. Bu nedenle de ölüm korkusunu yenmek için kişinin farklı şekillerde kendilerini rahatlatması gerekir.

ÖLÜM GERÇEĞİNİ KABULLENMEK ÖLÜM KORKUSU İÇİN GEREKLİDİR

Ölebileceğini bilmenin yarattığı endişe kişilerin hayattan hiçbir keyif almamasına yol açar. Hayattaki her şey anlamsız gelir. Çalışmak, işe ya da okula gitmek, yemek yemek bile kişilere gereksiz gelebilir. Bu durumların gereksiz olarak görülmesi ise aslında ölüm korkusunun en belirgin belirtilerinden biridir. Bu gerçeği kabullenen kişiler ise hayattan büyük bir keyif alarak aslında bir gün öleceklerini ve bu yüzden hayatlarını dolu dolu yaşamaları gerektiğini fark edebilirler.

 

kaynak: psikologmerkezi