Ortaylı: Avrupa dehşete düşmüş durumda

Ortaylı: Avrupa dehşete düşmüş durumda
Tarihçi İlber Ortaylı, İspanya'da yapılan bağımsızlık referandumunu kaleme aldı.

Hürriyet gazetesi yazarı tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, İspanya'da Katalanların bağımsızlığı için gerçekleştirilen referandumu köşesine taşıdı.

Çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Ortaylı, Avrupa Birliği'nin daha önce İngiltere ve Belçika'da olduğu gibi İspanya'daki bölünmeyi de dehşetle karşıladığını ifade etti.

Ortaylı ayrıca, son 4 ayda Katalonya'da satılan emlakın yüzde 12'sini Türklerin aldığını söyledi.

İşte İlber Ortaylı'nın yazısından çarpıcı kısımlar:

Gerçekte Avrupa Birliği bu tip bölünmeleri dehşetle karşılıyor. Brexit’ten önceki İskoç referandumundan ödleri koptuydu. Belçika’daki muhtemel bölünmeyi de -Flamanlar bunu çok istiyor- dehşetle karşıladılar. 1970’lerden beri Avrupa Birliği’nin yoğunlukla önlemeye muvaffak olduğu Belçika’nın parçalanması eğilimidir. Kaldı ki Avrupa Birliği’nin hiç istemediği Kuzey İtalya’daki ‘Lega Nord’ gibi hareketler ve şimdilerde yine romantik biçimde uyanıyor görünen Venedik ayrılıkçılığı bu gibi bölünmelerle tekrar ortaya çıkabilir. 

“Bölünmek dünyanın diğer tarafındaki ‘az gelişmiş’ ülkeler içindir. Uygar Avrupalı toplumlar bir masanın etrafında oturmayı bilir” diyorlar. Sözü çok ediliyor ama gündeme getirilmesi başarıyla önleniyor. Hırvatistan’ın Adriyatik kıyıları da Avrupa Birliği olmasa çoktan ayrılma taraftarıydı. Üstelik dili aynı. Zengin Avrupa’nın ayrılma çabaları da öbür taraftan farklı. Dünyanın eski kültür merkezi olan Suriye’nin şu haline bakınız. Bu gibi manzaraları herhalde Avrupa bir asırdır defterinden silmiş gibi.

BARCELONA’YA ASLAN TÜRKLER YERLEŞİYOR!

Son dört ayın bilgilerine göre satılan emlakın yüzde 12’sini bizim aslan Türkler almışlar. Ortalama metrekaresi 4-5 bin Euro olan binalara yetişecek kadar zenginiz. Bunu şunun için söylüyorum: Katalunya’yı daha emin görenler demek ki her yerde var. Milli geliri 30 bin dolar civarında olan bir halkın bu gibi yatırımlara pek ihtiyacı yok ama doğrusu Barcelona Avrupa’nın hakkıyla en güzel şehirlerinden biri. Kırsal bölge de daha temiz ve korunaklı.

MİSTİK MÜNEVVER GAUDİ’NİN TOPRAKLARINDA

Kibar bir halktır Katalanlar. Altmışın üstündeki çiftlerin tango ve komparsita yapmak için müzikhollerin önünde kuyrukta beklediğini görürsünüz. Turistten bıkmalarına rağmen bezginliklerini karşılarına gelen turiste çemkirerek göstermiyorlar. Katalunya, Picasso’nun ve Dali’nin ülkesi. Gaudi gibi bir mimar ve mistik münevver bu ülkeyi belki de en iyi temsil edecek portre. Liseler ve üniversite halen en iyi eğitimi veriyor. İklim hoş. 

İŞİN BAŞKA YÖNÜ DE VAR

Katalanlar, 17’nci asırdan beri İspanya yani Kastilya tahtıyla hep mücadelede. İç Harp’te Franco kuvvetlerinden fena darbe yediler ve demokrasi gelene kadar pek hoş yaşamadıkları da bilinir. Galiba hayatlarındaki en tatsız görünüm de “Ben Katalanım ama önce İspanyolum” diyenlerdi. Bu tip seçim yapanlar artık birdenbire azalmış. Katalunya, “İspanya’yı beslemem” diyor. Kuşkusuz bunu çok tasvip edemezsiniz. Yalnız işin bir başka tarafı var. Bu zengin bölgenin zengin otomobil sanayini ve hizmet sektörünü besleyenler İspanya’nın başka tarafından gelen proletarya. Haliyle sadece yedi milyon kişinin bildiği Katalancayı değil kendi dillerini de konuşuyorlar ve çocuklarına da onu öğretmek istiyorlar. Özerk idare “Bizde Katalunya içinde İspanyolca okul olmaz, özel okul bulup gönderin” diyor. Hangi işçi özel okul parası bulur. Üstelik bunu yapan Katalanlar başka memleketlerde özgün dillerin kullanılması ve okutulması konusundaki kampanyaların başını çekiyorlar.