Parkinson hastalığı, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen nörolojik bir tehdit olarak öne çıktı. Özellikle 40 yaş ve üzeri bireylerde sinsice başlayan ve yavaş ilerleyen bu hastalık, erken dönemde fark edilmediğinde yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebiliyor. Bilim insanları, hastalığın belirtilerini ve risk faktörlerini çözmek için yoğun bir çalışma içinde.
Uzmanlar ise orta yaş üstü bireyleri dikkatli olmaya çağırdı. İşte Parkinson’un gizli yüzü, bilimsel bulgular ve uzmanların çarpıcı uyarıları...
SİNSİ BAŞLANGIÇ: İLK BELİRTİLER GÖZDEN KAÇIYOR
Parkinson, genellikle titreme, hareketlerde yavaşlama ve kas sertliği gibi belirtilerle tanınıyor. Ancak hastalığın erken evreleri çok daha belirsiz.
ABD’deki Johns Hopkins Üniversitesi’nden nörolog Dr. Majid Fotuhi, “Parkinson, genelde titremeden önce koku kaybı, uyku bozuklukları ve kabızlık gibi sinsi işaretlerle başlar. Orta yaş üstü bireyler bu belirtileri yaşlanmaya bağlayıp geçiştiriyor" dedi.
Neurobiology of Aging dergisinde yayımlanan bir araştırma, hastalığın beyinde dopamin üreten nöronların kaybıyla başladığını ve bu sürecin belirtilerden 10-15 yıl önceye kadar uzanabileceğini gösterdi.
YAVAŞ İLERLEYİŞ: ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARICI
Parkinson’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, yavaş ama durdurulamaz ilerleyişi.
İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nden nörolog Dr. Susan Greenfield, “Hastalığın erken evrelerinde beyin, kayıpları telafi etmeye çalışır. Ancak bu telafi mekanizması bir noktada çöker ve belirtiler belirginleşir” diye açıkladı.
Lancet Neurology’de yayımlanan bir çalışma, Parkinson tanısı alan hastaların %70’inde hastalığın 40-60 yaş arasında ilk işaretlerini verdiğini, ancak teşhisin genellikle 5-10 yıl geciktiğini ortaya koydu. Erken teşhis, tedaviyle hastalığın seyrini yavaşlatma şansını artırıyor.
RİSK FAKTÖRLERİ: ORTA YAŞ ÜSTÜ NEDEN HEDEFTE?
Bilimsel veriler, yaşın Parkinson için en büyük risk faktörü olduğunu doğruladı.
Kanada’daki McGill Üniversitesi’nden nörobilimci Dr. Michael Meaney, “60 yaşından sonra her 10 yılda bir Parkinson riski iki katına çıkıyor. Orta yaş üstü bireyler, genetik yatkınlık ve çevresel toksinlerle birleştiğinde daha savunmasız hale geliyor” dedi.
Environmental Health Perspectives’ta yayımlanan bir araştırma, pestisitlere maruz kalma ve hava kirliliğinin Parkinson riskini %20 oranında artırdığını buldu. Ayrıca, aile öyküsü olanlarda hastalığın görülme olasılığı %15 daha yüksek.
UZMANLARDAN UYARI: BELİRTİLERİ HAFİFE ALMAYIN
Parkinson’un erken teşhisi, hastalığın kontrol altına alınmasında kritik bir rol oynadı.
ABD’deki Mayo Clinic’ten nörolog Dr. J. Eric Ahlskog, “Ellerde hafif titreme, hareketlerde yavaşlama veya sabahları sertlik hissi gibi belirtiler, masum sanılabilir ama Parkinson’un ilk sinyalleri olabilir” diye uyardı.
Journal of Parkinson’s Disease’de yayımlanan bir çalışma, erken dönemde fark edilen vakalarda ilaç tedavisinin ve fizyoterapinin yaşam kalitesini %40 oranında iyileştirdiğini gösterdi.
Dr. Ahlskog, “Orta yaş üstü bireyler, bu tür değişiklikleri ciddiye almalı ve bir nörologa başvurmalı” dedi.
BİLİMSEL ÇÖZÜM ARAYIŞI: UMUT VERİCİ GELİŞMELER
Parkinson’un tedavisinde umut verici adımlar atılıyor. Avustralya’daki Sydney Üniversitesi’nden nörolog Dr. Joanna McMillan, “Son araştırmalar, egzersizin ve sağlıklı beslenmenin hastalığın ilerlemesini yavaşlatabileceğini gösteriyor. Özellikle Akdeniz diyeti ve düzenli aerobik aktiviteler öneriliyor” dedi.
Movement Disorders dergisinde yayımlanan bir çalışma, haftada 150 dakika egzersiz yapan Parkinson hastalarında motor semptomların %25 azaldığını kanıtladı. Ayrıca, gen terapisi ve dopamin reseptörlerini hedefleyen yeni ilaçlar üzerinde çalışmalar sürdürdü.
Parkinson’a Karşı Zamanla Yarış Parkinson hastalığı, orta yaş üstü bireyler için sinsi bir tehdit olmaya devam ediyor. Ancak bilimsel bulgular ve uzman görüşleri, erken farkındalık ve doğru müdahaleyle bu hastalığın etkilerinin azaltılabileceğini gösterdi.
Titreme, yavaşlık veya koku kaybı gibi belirtileri hafife almayın; çünkü erken teşhis, Parkinson’un ilerleyişini yavaşlatmanın anahtarı.