Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Pis tezgah!

Artık bırakın hukukun, vicdanın ve ahlakın bile pas pas yapıldığı bir süreci yaşıyoruz.
Görüyorsunuz AKP’yi din gibi gören kafalar ,ona ibadet adına dehşet rezillikler tezgahlıyor.
Hiç kuşkunuz olmasın; bunlar AKP karşıtlarının evine esrar ve eroin paketlerini bile bırakacak kadar alçalmışlardır.
Anlamadığım şey, mukaddes dinimiz İslâm’da ve diğer kitaplı dinlerde kul hakkı diye bir gerçeklik var iken bunların dininde bunun nasıl olmadığıdır!
Evet Şanlı Muhammed (sav)’in dininde bırakın bir müslümana, bir kafire bile zarar kul hakkıdır ve büyük cezası vardır ama bunların inancında kendilerine karşı gördüklerine her türlü tecavüz
mübahtır.
Öyle, çünkü bunlar dar-ül harbe sığınırlar ve yaptıkları bütün densizliklerle hırsızlıkları orada
gizlerler.
Bunun adı, kafalarına yani çıkarlarına göre yeni bir din yaratmadır ama böyle bir şeyi de kabul etmezler, çünkü Müslümanlığın patentinin kendilerinde olduğunu varsayarlar ve her türlü reformu ya da saptırmayı kendilerine hak olarak
görürler.
Hem çalar hem zulmederler ama kendini ben bunları Allah için yapıyorum diye de kandırırlar.
İşte bu hastalıklı güruhun son marifeti gizli tanık tezgahlarıdır.
Ne imiş efendim AKP karşıtları gizli tanıklarla görüşüp satın almaya çalışıyormuş, örnek de Erzincandaki Munzur olayı yani
Ahmet Ersin vak’asıymış!
 Peki ne yapmış İzmir milletvekili Ahmet Ersin?
 Kaldığı otelin odasında da değil, en işlek yerinde yani lobisinde her zaman taşıdığı siyah çantasına 80 milyarı doldurup gizli tanıklardan birine vermeye kalkmışmış! Bunu belgeleyen görüntüler varmış!
Montajlı görüntüyü izledim, Ahmet Ersin kalabalık içinde kendisiyle konuşmak isteyen birisiyle, birileriyle el sıkışıyor ve laflıyor. Çantasını da bir kenarda unutuveriyor... Sorarım size Erzincan davası gibi bir olay için bölgeye giden bir milletvekili eğer gizli tanıkla gizli bir görüşme yapacak ise mekan olarak kendi kaldığı otelin lobisini mi seçer ve iddia olunan parayı oraya mı götürür? Hayır ortada para falan da yok, çanta var ya, para doludur deniliyor ve 80 milyar yakıştırılıyor.. Olay bombalı araç misalı çamur at izi kalır misalı basit bir yakıştırma!
Bu kadar kesin konuşuyorum, çünkü benzer bir tezgahı günler önce Uğur Dündar afişe etti yani aynı davanın diğer gizli tanıklarını Uğur Dündar’la da görüştürmek istediler ama Uğur bey bu tezgahı yemedi ve onlarla bir araya gelmeyerek savcılığa gidin dedi... Kazara Dündar gazetecilik merakı ile görüşse-ki görüşebilirdi- ne çamurlar atılacaktı.
Görüyorsunuz, AKP derin devletinin çeteleri harp hiledir sığınması ile din, iman, hukuk, ahlâk ve kural tanımadan hücum ediyor.. Ama meraklanmayın zulüm payidar olmaz. Göreceksiniz, Yüce Yaradanın şaşmaz adaletinin bu bezirganları çarpacağı günler yakındır!

TELEFON VAR!
Kılıçdaroğlu: “Gaza gelmem, her şeyin farkındayım!”

Dün yayınlanan “Mustafa Sarıgül’e zemin için Kılıçdaroğlu’nu kışkırtıyorlar” başlıklı yazım üzerine dün Kemal Kılıçdaroğlu aradı ve özetle şunları söyledi: “Sabahattin bey her şeyin farkındayım, yazdığınız yazı doğrultusunda bazı gayretlerin olduğunu biliyor ve de hissediyorum ama sonuç almaları mümkün değil. Biz hiç kimsenin oyununa ya da gazına gelmeyiz. Partimin emrindeyim. Benim tek amacım ve uğraşım CHP’nin ilk seçimde tek başına iktidar olmasına katkı sunmaktır.. Bunun ötesi bir uğraşım
yok. Baktılar ki CHP yükseliyor hemen böyle şeylere tevessül ettiler ve CHP içinde zafiyet var gibi sunumlara başladılar. Hayır CHP’de böyle bir şey yok. Hepimiz tek başına iktidara
endeksliyiz.”

BIRAKIN TÜCCAR ZİHNİYETİNİ...
Veda filmi ve Atatürk
tüccarlığı!
Filmi seyretmeden eşyanın tabiatı gereği bir şey yazmam uygun olmazdı. Seyrettim ve hükmüm şudur: Birincisi Veda filmi Atatürk değil,
Salih Bozok filmidir yani onun anlatımları yansıtılmıştır. Atatürk filminde TBMM, İsmet İnönü, Sivas kongresi ve Samsun’a çıkış en temel olgulardır ve bunların hiç biri bu filmde yok. Atatürk ve diğer karakter tiplemeleri de gerçeği hiç yansıtamadı. Kısacası bu film şuyuu vukuundan öte bir çalışma... Burada altı çizilmesi gereken olgu, Atatürk filmlerinin neden sinemacılar tarafından değil de, sinemacılık nedir bilmeyenler tarafından yapıldığıdır. Önce Can Dündar şimdi Livaneli.. Yahu bu iki ismin sinemacılığı ne zaman seyirci olmanın ötesine geçti?... Atatürk artık statü ya da para kazanma aracı yapılmamalı yani
tüccarlığından vazgeçilmelidir.

TRİBÜNLERE OYNAMAYIN...
İsveç iptal, peki ya ABD gezisi!

Tayyip Erdoğan’ı gördünüz, Kocaeli’nde yaptığı konuşmada böbürlene böbürlene Ermeni soykırımını kabul eden İsveç’e gitmeyeceğini, programlanan seyahatini iptal ettiğini açıkladı. İyi de Tayyip bey aynı şeyi yani Ermeni soykırımını Meclis Dış İlişkiler Komisyonundan kısa bir süre önce ABD geçirmedi mi? İsveç gezisini iptal ederken Washington seyahatini neden görmezden geliyorsun? Görüyorsunuz, Tayyip Erdoğan’ın işi gücü tribünlere oynamak. Bir gün devlet yönetiyoruz, duygusal olamayız derken bir diğer gün kürsüden meydan okuyor ve protestolar gönderiyor. Tam AKP’yi tarif eden arabesk ve günü birlik yönetim tarzı... Yazık bu ülkeye!

Yazarın Diğer Yazıları