Rahmi Turan’dan MHP’yi çok kızdıracak soru Alparslan Türkeş yaşasaydı MHP, Andımızı kaldıranları Türklüğü Atatürk’ü silenleri destekler miydi?

Rahmi Turan’dan MHP’yi çok kızdıracak soru Alparslan Türkeş yaşasaydı MHP, Andımızı kaldıranları Türklüğü Atatürk’ü silenleri destekler miydi?
Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan, MHP'nin kurucu lideri Alparslan Türkeş'in vefatının yıl dönümüne iki gün kala dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Turan, "Alparslan Türkeş yaşasaydı MHP, Andımızı kaldıranları Türklüğü Atatürk’ü silenleri destekler miydi?" diye sordu.

MHP’nin efsanevi liderinin ölüm yıl dönümüne 2 gün kaldığını hatırlatan Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan, "Türkeş, ülkücü, milliyetçi, yurtsever bir siyaset adamıydı… Düşünüyorum da; “Acaba Alparslan Türkeş bugün sağ olsaydı, kurucusu olduğu MHP, ‘Andımızı'' kaldıran, Türklüğü silmeye, Atatürk ilkelerini yok etmeye çalışan, ‘Milliyetçiliği ayaklar altına aldık'' diyen bu iktidarı destekler miydi?" dedi.

Turan, yazısında Türkeş’in hayatından önemli kesitlere de yer verdi.

Rahmi Turan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

Alparslan Türkeş… 27 Mayıs 1960 İhtilali''nin Kudretli Albayı ve sonraki yıllarda Türk siyasetinin en renkli kişilerinden biriydi…

Günümüzde AKP iktidarının ortağı olan MHP''nin kurucusu ve unutulmaz başbuğu…

Alparslan Türkeş, iki gün sonra (4 Nisan günü) ölümünün 24''üncü yıl dönümünde Ankara''daki mezarının başında anılacak.

Türkeş, ülkücü, milliyetçi, yurtsever bir siyaset adamıydı…

Düşünüyorum da; “Acaba Alparslan Türkeş bugün sağ olsaydı, kurucusu olduğu MHP, ‘Andımızı'' kaldıran, Türklüğü silmeye, Atatürk ilkelerini yok etmeye çalışan, ‘Milliyetçiliği ayaklar altına aldık'' diyen bu iktidarı destekler miydi?”

Bu soruya ne cevap verdiğinizi duyar gibi oluyorum!

Alparslan Türkeş, 27 Mayıs 1960''de ihtilal yapan askeri cuntanın en önde gelen isimlerinden biriydi. Rütbesi Kurmay Albay''dı. Ankara Radyosu''nda, Silahlı Kuvvetler''in yönetime el koyduğunu açıklayan “İhtilal bildirisini” kalın ve gür sesiyle Türkeş okumuştu…

Artık “İhtilalin Kudretli Albayı” olmuştu.

Ancak bir süre sonra ihtilalciler iki gruba ayrıldı. 13 Kasım 1960 Pazar günü baskın çıkan grup, 14 ihtilalci arkadaşını tutuklayıp gözaltına aldı. Ardından yurt dışına sürgün ettiler. Türkeş, sürgün edilenlerin başını çekiyor ve Hindistan''ın başkenti Yeni Delhi''ye sürülüyordu.

Türkeş, sürgünde 3 yıl kaldı. 1963 yılında yurda dönünce davet üzerine (CKMP) Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi''ne üye oldu. Partinin Genel Başkanı Osman Bölükbaşı, başkanlıktan çekildiği için, kurultaya gidildi. Delegeler İhtilalin Kudretli Albayı Türkeş''i Genel Başkan seçtiler.

Türkeş, bir süre sonra partinin adını Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak değiştirdi. “Üç Hilâl” de amblem yapıldı ve Türkeş “Başbuğ” oldu.

Bugün AKP''nin ortağı olan ve iktidar partisini hararetle destekleyen milliyetçi MHP, 58 yıl önce böyle kuruldu.

Alparslan Türkeş 1917 yılında Kıbrıs''ta doğmuştu…

Türkeş ailesi 1930''lu yılların başında Kıbrıs''taki iki evlerini satarak Türkiye''ye göç etmeye karar verdi. Kıbrıs, İngiliz egemenliği altında olduğu için aile Türkiye''ye İngiliz pasaportu ile girdi.

Gazeteci – yazar Hulûsi Turgut, Alparslan Türkeş''i ikna ederek onun anılarını yazmayı başaran ilk gazetecidir. Türkeş, Hulûsi Turgut''a, Türkiye''ye nasıl göç ettiklerini şöyle anlatmıştı:

“Bir yolcu gemisiyle Kıbrıs''ın Larnaka Limanı''ndan ayrılırken güverteye çıkıp adaya bakarak içimi çekip ‘Burayı elbet bir gün kurtaracağız'' diye mırıldandım.

Vatan topraklarına ilk adımımızı Tophane rıhtımında attık ve soluğu Sirkeci''deki Saadet Oteli''nde aldık. Hiç vakit kaybetmeden ailemizin ev tutup İstanbul''a yerleşmesini ve derhal Kuleli Askeri Lisesi''ne kaydımın yapılmasını istiyordum.

İstanbul''daki ikinci günümüzde Çengelköy''e gidip ‘Kayıt Kabul Komisyonu''nu bulduk. Görevli, Muzafferettin Bey ile aramızda şu tartışma geçti:

Siz Türk değilsiniz. Sizi kaydedemem!''

‘Beyefendi, biz Türk oğlu Türk''üz!''

‘Ama pasaportunuz İngiliz pasaportu!''

‘Kabahat sizin. Bizi İngilizlerin elinde bıraktınız!''

‘Çocuğunuzu kaydedemeyiz, buyurun, gidin!''

Bu olay karşısında dünyam yıkıldı. Dostlarımız devreye girdi. CHP İzmir Mebusu Sırrı Bey''le tanıştık. Sırrı Bey, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak''la görüşmüş. Çakmak''ın emriyle, İngiliz vatandaşı olmama rağmen, ‘geçici'' kaydıyla Kuleli Askeri Lisesi''ne kabulüm yapıldı. Daha sonra Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olunca ‘asli'' kaydım da gerçekleşti.”

Alparslan Türkeş, sürgün gönderildiği Hindistan''dan döndüğü günlerde Albay Talat Aydemir onu “Yeni bir darbe yapacağız. Sen de bize katıl” diye cuntaya girmeye davet etti. Türkeş teklifi reddetti!

Bir yıl önce 22 Şubat''ta başarısız bir darbe girişiminde bulunan ve devrin Başbakanı İsmet İnönü''nün çabalarıyla Meclis tarafından affedilen Albay Talat Aydemir, 21 Mayıs 1963''te (Türkeş''in katılmayı reddettiği) ikinci darbe teşebbüsüne girişti. Başarısız oldu ve tutuklandı. Tutuklananlar arasında Alparslan Türkeş de vardı. Mamak''taki Sıkıyönetim Mahkemesi''nde idamla yargılandılar.

Uzun bir cezaevi hayatından sonra Türkeş serbest bırakıldı.

Kara Harp Okulu''nun Komutanı olan İhtilalci Albay Talât Aydemir ise idam edildi.

1980 yılında 12 Eylül Askeri Darbesi oldu. Alparslan Türkeş, daha sonra “Kenan Evren Darbesi” diye de anılan bu darbeyi nasıl haber aldığını, Hulusi Turgut''a şöyle anlattı:

MHP''yi ülke çapında geliştirirken koalisyon hükümetlerinde de görev aldık. 11 Eylül Perşembe akşamı, Bahçelievler''deki parti binasından çıktım, evime gidiyordum. Askeri bir cip bizi durdurdu. Subay arkadaşlar beni tanıyorlardı. İçlerinden biri:

“Komutanım, Kenan Evren bu akşam ihtilal yapacak!” dedi.

Gerçekten, gece yarısı darbe harekâtı başladı. Bütün siyasi liderleri tutukluyorlardı. Evimin 500 metre ötesinde 3 gün bir arkadaşıma misafir olduk. Daha sonra teslim oldum. Beni uçakla İzmir''e götürdüler. Oradan helikopterle Uzunada''ya intikal edildi. Adada 20 gün kaldık. Bu süre içinde Erbakan''la da karşılaştık.

Daha sonra bizi tekrar Ankara''ya götürdüler. Sorgulanmam başladı. Karşımda 22 savcı vardı. Bunlardan sadece 6''sı sivildi. Erbakan''ı serbest bıraktılar, beni tutukladılar!”

Alparslan Türkeş, 12 Eylül Darbesi''nin ardından 3.5 yıl hapis yattıktan sonra tahliye edildi. Tekrar siyasi hayata döndü.

4 Nisan 1997 günü vefat ettiğinde 80 yaşındaydı.

Cenaze törenine Türk dünyasının bütün ileri gelenleri katıldı.

Türkeş''i her zaman “Başbuğ” olarak kabul eden tüm milliyetçiler, bu pazar günü Ankara''daki mezarı başında anacak ve onun manevi huzurunda saygı duruşunda bulunacak.

İlgili Haberler