Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Rusya ve Çin KKTC'yi tanımalı

Rusya''nın güvenlik gerekçeleri ile Ukrayna''ya başlattığı operasyonun, kimilerine göre savaşın yarattığı ''kanlı gerilim'' sürmektedir. Taraflar arasında ateşkes için başlatılan 2. tur görüşmelerden yazımı yazmakta olduğum anda henüz olumlu bir sonuç alınamamıştı. Ukrayna''da dökülen kanın ve ölümlerin son bulmasını temenni ediyorum.

Ukrayna''da yaşanmakta olan üzücü olaylar, BM Güvenlik Konseyi''nin iki yüzlü, ön yargılarla dolu, çifte standartlara dayanan kararlarını gözler önüne serer, maskeleri düşürürken, Kıbrıs Türk halkına ve devletimize yapılan haksızlıkları da bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır. BM Güvenlik Konseyi''nin daimi üyesi Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti''nin son günlerdeki eylem ve söylemleri nedeniyle elimize inanılmaz kozlar geçmiştir. Rusların, aralarında özde hak/hukuk bakımından hiçbir benzerlik olmadığı halde başlattıkları operasyonu Kıbrıs Barış Harekâtı ile aynı kefeye koymalarını ve bu yönde algı yaratmaya çalışmalarını hayret ve ibretle izlemekteyim... Rus ve Çinli dostlarımızın önümüzdeki süreçte KKTC ve Türkiye ile ilgili konularda daha dikkatli ve hassas davranmaları, bugüne kadar yaptıkları haksız uygulamalardan, aldıkları kararlardan kaçınmaları gerekecektir.

Bilindiği üzere anavatan Türkiye 1960 Anlaşmaları çerçevesinde, Garanti ve İttifak Anlaşması''na dayanarak 1974''te adaya müdahale etmiş ve Kıbrıs Türk halkını Enosis hedefine kilitlenmiş Rum-Yunan katillerin elinden son anda kurtarmıştır. Bu haklı, uluslararası anlaşmalara göre hukuki ve insani müdahale maalesef başta BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülke ve Batılı devletler tarafından, haçlı Rum-Yunan propagandasının da tesiriyle bir ''işgal ve istila'' hareketi olarak kabul edilmiştir. Çin ve Rusya''nın altında imzası bulunan BMGK''nin sayısız kararında adaya barış getiren Türkiye''nin bu haklı müdahalesi kınanmış ve Türk askerinin biran önce adadan çıkması çağrısı yapılmıştır. Yine Çin ve Rusya, 1963 EOKA terör olayları neticesinde eşit kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti''nden dışlanan Kıbrıs Türk halkını ''ayrılıkçı'' olarak damgalamış ve Rum Yönetimini adanın tek meşru idaresi olarak ilan etmiştir. BMGK''nin yüz karası 186 nolu kararının altında Çin ve Rusya''nın imzası vardır. Yine haksız, hukuksuz iddialar ve tezlerle 1983 yılında kurduğumuz devletimiz KKTC''nin ''ayrılıkçı'' Kıbrıs Türk halkı tarafından ve 1974''teki sözde ''işgal ve istila kuvvetlerinin'' maharetiyle, silahla kurulduğu öne sürülerek tanınması yasaklanmıştır. BM Güvenlik Konseyi''nin KKTC''nin tanınmaması için aldığı 541 nolu kararın altında yine Çin ve Rusya''nın imzaları bulunmaktadır. 1974 sonrasında Kıbrıs Türk halkının büyük haksızlığa uğramasına neden olan belli başlı 365 (1974), 367 (1975), 541 (1983), 544 (1983) ve 550(1984) sayılı kararlara Çin ve Rusya olur vermiştir.

Geçtiğimiz hafta Rusya Güvenlik Konseyi Putin başkanlığında toplanarak Donbass bölgesine ''barış operasyonu'' başlatma kararı aldı, dünyanın ''ayrılıkçı'' olarak nitelediği Donetsk ve Luhansk yönetimleri ile anlaşmalar imzaladı, bağımsızlıklarını tanıdı ve sabahında da bölgeye askerleriyle müdahale etti. Çin bütün bu olan bitenle ilgili olarak "Rusya''nın güvenlik sorunlarına dair meşru endişelerini anlıyoruz" ifadesini kullandı ve Rusya''nın Donbass harekatının "işgal" olarak nitelendirilmesine tepki göstererek Rusya''ya destek verdi. Rusya, Çin tarafından desteklenen ''barış operasyonunu'', ''güvenlik endişeleriyle'' gerçekleştirdiğini, dünyanın ''ayrılıkçı'' saydığı Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyet''lerini bağımsız devlet olarak tanımasını haklı ve meşru olduğunu iddia edebiliyorsa, 1960 Anlaşmaları çerçevesinde Kıbrıs Türk halkının hakkına-hukukuna saygı göstermeli, TMT direnişçileri tarafından adada Enosis''e karşı dik durmuş, şanlı bir varoluş mücadelesi gerçekleştirmiş, hiçbir zaman ''ayrılıkçı'' olmamış Kıbrıs Türk halkının kurduğu devletin tanınmasına da karşı çıkmamalıdır. Dahası Garantör Türkiye''nin hem kendi güvenliği hem de Kıbrıs Türk halkının mutlak bir soykırımdan kurtarılması için gerçekleştirdiği ''barış harekatına'', ''işgal ve istila'' diye saldırmamalı, adaya 1974''ten beri barış ve huzur getiren Türk silahlı kuvvetlerinin mevcudiyetinden rahatsız olmamalıdır. Önümüzdeki süreçte BMGK daimi üyesi Rus ve Çinli dostlarımıza bunlar anlatılmalı, gerçeklerle yüzleşerek ''adil'' olmaları, biran önce devletimiz KKTC''yi tanımaları sağlanmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları