Şili’nin tanınan influencerlarından Maria Teresa Matus, eski eşi Camilo Huerta ile yaşadığı evlilik sürecine dair uzun süredir sakladığı gerçekleri açıklamaya karar verdi. Bir buçuk yıl süren evliliklerinin ardından aldığı boşanma kararı, magazin gündeminde çokça konuşulmuştu. Ancak Matus, yaşadıklarını sadece söylentilerle değil, kendi deneyimleriyle anlatmak istediğini vurguladı.

Instagram üzerinden paylaştığı açıklamada, "Bugün kendi gerçeğimi anlatmaya karar verdim. Sessiz kaldığım, içinde acılar barındıran uzun zamanlardan sonra," diyerek başladı sözlerine. Evliliğin sadece kısa bir süre olmadığını, tam tersine kendisi için birçok ders, umut ve aynı zamanda büyük bir yıkım anlamına geldiğini dile getirdi.

AİLE HAYALİ VE BİTEN UMUTLAR

Ülkesi Şili'de yayın yapan CHV Noticias kanalına konuşan Marite Matus, evliliğinden beklentilerinin sadece bir birliktelik değil, karşılıklı sevgi ve destek olduğunu anlattı. “Bir aile kurmak en büyük hayalimdi. Hayatımı, projelerimi, sevgimi paylaşmak istedim. Maddi beklenti içinde değildim, aradığım gerçek bir yol arkadaşıydı” diyerek duygularını paylaştı. Ancak yaşananların bu hayallerle örtüşmediğini ifade etti.

Evlilikte yaşanan kavga, bağırışlar, hakaretler ve evdeki huzursuzluğun özellikle çocuklar üzerinde olumsuz etkisi olduğunu vurguladı. “Duygusal bağlılık yoksa, barış ve uyum kalmadıysa artık karar verme zamanıdır” diyerek boşanma sürecine uzanan yolun zorluğunu ortaya koydu.

DİBE VURMAK VE YENİDEN DOĞMAK

Matus, yaşadığı bu zor dönemin hem ruhsal hem fiziksel sağlığını ciddi şekilde etkilediğini itiraf etti. "Dibe vurduğumu hissettim, enerjimi, neşemi ve zihinsel açıklığımı kaybettim. Kendimi yorgun ve boş hissettim, bunu hak etmiyorum," sözleriyle yaşadığı içsel çöküntüyü anlattı. Evlilik süresince sağlıklı olmayan durumlarla mücadele ettiğini ve bunun uzun süre devam ettiğini belirtti.

“Bir evlilikte her iki taraf da yüzde elli katkı sağlamalı. Sevgi tek başına yetmez, eğer isteklilik yoksa ilişki adaletsizleşir” diyerek evlilikteki dengesizliğin ve tek taraflı çabanın getirdiği tükenmişliği gözler önüne serdi. Kadınların ilişkinin yükünü tek başına taşımasının hem bedensel hem de ruhsal anlamda yıpratıcı olduğunu vurguladı.

Son olarak, bu ayrılığın hayatındaki en acı deneyimlerden biri olduğunu ancak aynı zamanda kendisine duyduğu en büyük sevgi eylemi olduğunu ifade etti. Kadınların birbirine destek olması gerektiğini, acının alay konusu yapılmaması gerektiğini söyledi ve "Bugün başkasını yargılıyorsan, yarın senin de ağlama zamanın olabilir" mesajını verdi.