Sahi, Millet İttifakı'nın adayı kim?

Sahi, Millet İttifakı'nın adayı kim?

Dünyanın hiçbir ülkesinde, bir iktidar yoktur ki, rakibini bu kadar merak etsin…

İktidarın irili ufaklı partileri, ellerinde yeni bir hikaye olmadığı için, yatıyorlar kalkıyorlar aynı soruyu soruyor, sorduruyorlar;

- Millet İttifakı''nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?

Elbette bilmek isteyecekler…

Elbette rakibi görmek isteyecekler…

Elbette stratejilerini ona göre belirleyecekler…

Ama bir yardan sürekli, "Seçim Haziran 2023''te" deyip, diğer yandan, bir baskın seçim olacakmış gibi muhalefetin adayının kim olacağını kurcalamak ilginç bir durum…

**

İktidarın irili ufaklı partilerine seçime dair soru soruyorsun, cevap tornadan çıkmış gibi;

- Türkiye''nin seçim gibi bir gündemi yok... Zamanı geldiğinde konuşulur…

Madem her şey zamanı geldiğinde konuşulacak, o halde Millet İttifakı adayı da bırakın zamanı geldiğinde konuşulsun…

Bu telaş niye…

**

Yukarıda "Elbetteler" sıralayarak, siyasetin doğasından lakırdı ettim ama, bu merak, zamanlaması ve niyeti itibarıyla siyasetin doğasından öte bir merak…

Aslında meraktan olmadığını hepimiz de biliyoruz…

Ak Partililerin ya da MHP''lilerin sözlerine dikkat buyrun, hep bir fiştek, hep bir mikserlik…

Ekranlardaki ya da gazete köşelerindeki, biat etmiş zihinlere, kalemlere bakın, hep bir fiştek, hep bir mikserlik...

**

Valla hayat öyle bir noktaya getirdi ki, bu meseleye az biraz vakıfım…

Az biraz tevazusuna takılmayın, sonuçta Genel Başkanların herkesten ayrı, özel bir zihin dünyaları, fikirleri ve stratejileri var... İşte bu siyasetin doğası…

Ama ne kadar özel bir alanları olsa da, yakın olunca, vücut dillerinden, zikrettiklerinden, sorularından, yanıtlarından, duygularından sonuçlar çıkarabiliyorsunuz…

Kemal beyin, Meral hanımın ya da Temel beyin, hatta belki ileride başka liderlerin de, satır aralarından sonuçlar, tahliller çıkaran ''Herbokologlara'' bakmayın derim…

İşin finali belli;

"Liderler masaya oturur ve bu konuda Türkiye''nin önünü açacak bir karar çıkar…"

Üstelik bu karar, el ovuşturanların beklediği gibi kavgayla gürültüyle falan değil, nezaketle çıkar, akılla çıkar…

Neden bu kadar eminim?

Çünkü, doğal olarak kamuoyuna siyasi açıklamalar, konuşmalar, değerlendirmeler, yorumlar yansıyor..

Ama bunlara ilaveten, yakından tanık olduğum bir nezaket, bir akıl var…

Herkesin de görebileceği şeyler ama, uzun süredir siyasette ''Nezaket ve akıl'' ile bütünleşen tavırlara yabancılaştığımız için, göremeyenler olabilir…

Benim gördüğüm şu;

Millet İttifakı''nın liderleri, Türkiye''nin darda olduğunu görüyor, ve bu darboğazdan çıkış için ne gerekiyorsa onu yapmaya yeminli…

Samimiyetle söylüyorum, şahsi siyasi hesapların ötesinde bir pozisyonları var…

20 yıl aradan sonra, Türkiye için yeni olan şeylerden biri de bu…

Bakmayın siz Abdülkadir Selvi''nin satır arasından fiştek çıkarma gayretlerine,

Bakmayın siz A Haber kafasının fişteklerine,

Bakmayın siz, insanlıktan nasip bile alamamış seviyesizlerin çukurdan gelen seslerine,

Millet İttifakı''nın liderleri gayet emin adımlarla, karşılıklı nezaketle, ve her şeyden önce, Türkiye için ne yapabilirim? Sorusuyla yürüyor…

Bu ilkeli bir yürüyüş…

İsimden ziyade ilkelerin belirlediği bir yol haritası..

Koltuk korumaya programlanmış zihinlerin, ve onların borazanlarının anlamadığı tam da bu…

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları