Liberallik kemiksizlik midir?

Liberallik kemiksizlik midir?

Ne oluyor? Ne bitiyor? Bu kadar farklı siyasi çizgiler, hangi niyet ve hedefle bir araya gelebiliyor?

Ne konuştular? Ne konuşacaklar? Ne açıklayacaklar?

Memleket için ne düşünüyor, ne hayal ediyorlar?

Bu badireyi atlatabilmek için ne gibi projeler hazırladılar?

Gibi sayısız soru varken,

Takıldıkları noktalar evlere şenlikti..

-Masa niye yuvarlak?

-Masanın kaç ayağı var?

-Ayakkabı numarasına göre mi oturacaklar?

-Boy sırasına mı girecekler?

-Ortak açıklama için neden 28 Şubat tarihini seçtiler?

**

Son soruyu, ayrı tutup, bir kenara bırakarak derim ki,

Ciddi işlere su katmak bazen eğlencelidir..

Ama mevzu memleketse, basitliktir..

Elbette bu basitliğe yabancı değiliz..

Kendi basitliklerini ciddiyet,

Ciddi işleri basitlik gibi sunmayı siyaset biçimi ve iletişim metodu haline getirmiş bir ittifak yönetiyor Türkiye''yi..

**

Meraklarını giderdikçe yeni sorular üretiyorlar..

Masada nasıl oturduklarını görünce, 3-5 soru birden düştü..

Her adımda diğerleri de düşüyor..

Ama soru üretmekte, işi sulandırmakta ısrarlılar..

**

İşin ilginç olan yanı ne biliyor musunuz?

"Liberalliği" kemiksizlik zanneden, liberal ve sol liberal çevrenin tavrı..

Ak Parti iktidarının ilk yıllarında, özellikle uluslararası alanda, "Ekran koruyuculuk" yaparak, iktidara güç katan liberal ve sol liberallerimiz, bugünlerde yine imdada yetişiyor..

Sorsan Ak Parti iktidarından şiddetle rahatsızlar..

Ama iktidarın ekmeğine yağ sürecek her tür tevzirat, her tür numara, her tür "Hali okuyamama"yla, bu kez de karşıymış gibi görünerek, aslında ve yine, Ak Parti''yle omuz omuzalar..

İlginçtir, değilmiş gibi yaparken omuz omuza oldukları Ak Parti, bu kez, asla vazgeçmedikleri Milliyetçilik alerjilerine rağmen, Milliyetçilik iddiasındaki bir partiyle yan yana..

Ak Parti''ye karşılar ama, ekmeğine yağ sürüyorlar..

Milliyetçiliğe alerjileri var ama, MHP''nin ekmeğine de yağ sürüyorlar..

Devlet Bahçeli masanın altında sorun ararken, bu arkadaşlar da masanın üzerinde sorun arıyor..

Sonuçta hedef ortak, sorun üretmek..

O yüzden dedim, liberal olmayı kemiksiz olmak zannediyorlar diye..

**

İşin bir başka ilginç yanı;

Millet İttifakı''na saldırmak için sebepler arayan iktidar ortakları, yeni yeni fiştekler için, bu arkadaşların fevkalade boş analizlerinden faydalanıyor..

Ama sorsan, hepsinin Türkiye''ye dair tespiti ortak;

Ak parti iktidarı artık sona ermeli..

Bunu diyor, ama uzayabilmesi için de her tür adımı atıyor, hiçbir lafı, hiçbir fişteği esirgemiyorlar..

**

Bu arkadaşlar belli bir yerde toplu halde de yaşamıyor..

Büyük bölümü partisiz, ama, hemen her partinin içinde de varlar..

Bu yayılmışlıklarıyla da, nereden bir rüzgar esse, bulundukları mekanın yelkenine dolduruyorlar..

Allah var, sayıları az, ama sesleri gür çıkıyor, yankı buluyor..

**

En büyük hastalıkları da ne biliyor musunuz;

İYİ Parti gerçeğini görmemek, görmek istememek..

Çünkü en büyük alerjilerinden biri de, taban hareketleri..

Millet talimatıyla ve beklentisiyle vücut bulan hemen her hareketi, "Banâl" buluyor bu abiler, ablalar..

Fevkalade entel edalarıyla, burun kıvırıyorlar..

Çünkü onlara göre, içinde olmadıkları hiçbir tren gardan çıkamaz..

İçinde olmadıkları hiçbir gemi limandan ayrılamaz..

**

2002''den önce, Ak Parti''ye de böyle bakıyordu bunlar..

Ama sonra trense tren, gemiyse gemi, ilk binenler kendileri oldu..

Sonra atıldılar, o ayrı..

Şimdi de havada aynı koku var..

Bir yandan saldırdıkları gerçekler, hak ve hakikat,

Diğer yandan, olası yeni seferde, trende ya da gemide rezervasyon hazırlıkları var..

Bir kediler, bir de bu arkadaşlar hep dört ayak üstüne düşüyor..

Kediler için memnunum da, bu arkadaşlar dört ayak üstüne düştükçe, tepem atıyor..

**

Bir soruyu kenara bırakmıştım, onunla bitireyim;

-Liderler ortak açıklama için neden 28 Şubat tarihini seçti?

Cevabı en basit soru belki de bu?

Evet süreci uzatmamak adına, 12 Şubat''tan sonra en yakın tarih belki ama,

28 Şubat''ın ne olduğuna ve bugün neler yaşadığımıza bakınca, daha isabetli tarih mi olur Allah aşkına?

Statükonun, (Ki içinde bugünkü iktidar sahipleri de imzalarıyla var) en marka tarihlerinden biridir 28 Şubat..

Bazı noktalarda biraz farklı değerlendirdiğim için, fikri haklarım saklı kalmak kaydıyla;

Ne vardı 28 Şubat''ta?

-Hukuksuzluk..

-Adaletsizlik..

-Dikte eden nobranlık..

-Milli iradeye saygısızlık..

-Millet iradesini hiçe sayma..

-Milletin bir bölümüne terörist muamelesi yapma..

**

Peki bugün neler oluyor?

-Hukuksuzluk var..

-Adaletsizlik var..

-Dikte eden nobranlıktan yorgunuz..

-Milli iradeye saygısızlık had safhada..

-Millet iradesini yok sayan bir tavır..

-Kendilerine oy vermeyenleri terörist ilan eden bir siyaset anlayışı..

**

Dolayısıyla, millet iradesi çerçevesinden baktığınızda, biri üniformalı, diğeri lacili..

Ama fıtrat aynı fıtrat..

Ne diyordu şair;

Yumruk yine aynı yumruk.. Bir var ki eller değişti..

**

Diyor ki içimdeki ses;

Liderler toplantı için 28 Şubat tarihini seçerken, eli değişmiş yumruğu hatırlatmayı, o yumruğa meydan okumayı hedefledi..

**

Bu tarih ve şartları göz önüne aldığımızda, belki de son söz şu olur;

Allah kimseyi kınadıklarıyla sınamasın!

Yazarın Diğer Yazıları