Yabancı uzmanlar, mevcut telif yasalarının insan merkezli olduğunu ifade ederek, bir yazarın "kendi" eseri ile algoritmanın veritabanından süzülmüş intihal arasındaki sınırın bulanıklaştığını dile getirdi.

Edebi eserlerin meydana getirilme sürecine yapay zeka araçlarının hızla entegre olması, sanat hukuku ve fikri mülkiyetin temel taşlarını sarsan yoğun bir tartışmayı küresel ölçekte körükledi. Bir yazarın, yapay zeka desteğiyle meydana getirdiği eserin hangi noktasının gerçekten "özgün" olduğu, hangi noktasının ise algoritmanın eğitildiği telifli eserler havuzuna ait olduğu sorusu, hukuki bir çıkmaza girdi.

YABANCI HUKUKÇULARA GÖRE YZ, HENÜZ YAZAR DEĞİL

Küresel telif hakkı otoritelerinin ve uzmanların büyük çoğunluğu, yapay zeka sistemlerinin hukuken bir eser sahibi olarak kabul edilemeyeceği görüşünde birleşti.

ABD Telif Hakkı Ofisi'nin (U.S. Copyright Office) bu konudaki net politikası, YZ tarafından tamamen meydana getirilen çalışmaların telif hakkıyla korunmayacağını açıkça ortaya koydu.

Londra merkezli fikri mülkiyet hukuku uzmanı Prof. Dr. Emily Carter, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Mevcut yasal çerçeveler, telif hakkı korumasını yalnızca insan yaratıcılığına ve entelektüel çabasına atfetti. Bir yapay zeka sisteminin ürettiği metinler, temelde büyük veri setlerindeki kalıpları yeniden düzenler. Bu, yasanın aradığı manada 'özgün' bir meydana getirme midir, yoksa devasa bir intihal aracı mıdır? Mahkemeler bu ayrımı yapmakta zorlanacak" ifadelerini kullandı.

VERİ SETİ İHLALLERİ TARTIŞMANIN ODAĞINDA

Tartışmanın bir diğer kritik ayağını, YZ modellerinin eğitildiği telif hakkıyla korunan edebi eser veri setleri oluşturdu.

New York'ta görev yapan sanat ve medya hukuku avukatı Michael Rodriguez, YZ sistemlerinin, eğitim verilerinde yer alan, telifli metinlerin önemli bölümlerini tam olarak kopyalama potansiyeline sahip olduğunu gösteren bilimsel araştırmalara dikkat çekti.

Rodriguez, "Bu durum, izinsiz ve kitlesel bir kopyalama faaliyetidir. Telif sahipleri, eserlerinin ticari bir yapay zeka sistemi tarafından izinsiz kullanılması nedeniyle gelir kaybına uğradıklarını belirterek ardı ardına davalar açtı" dedi.

Özellikle, YZ'ye belirli bir yazarın üslubunda veya tarzında metinler meydana getirmesi talimatının verilmesinin, doğrudan intihale yol açabileceği konusunda uzmanlar fikir birliği sergiledi.

Creative Commons'tan yapılan bir açıklamada, bir insanın müdahalesi, düzenlemesi ve nihai eseri seçmesi olmadan tamamen YZ çıktısı olan metinlerin geleneksel telif hukuku kapsamında korumadan yoksun kalabileceği vurgulandı. Bu nedenle, eser üzerindeki hak sahipliğinin, YZ'ye komut veren kullanıcıya mı, YZ yazılımını geliştiren şirkete mi, yoksa YZ'nin kendisine mi ait olacağı sorusu, küresel hukuk çevrelerinin çözmesi gereken en acil problem olarak nitelendirildi.

Uluslararası alanda tanınan fikri mülkiyet akademisyeni Dr. Kenji Tanaka ise, konunun yalnızca hukuki değil, aynı zamanda etik bir boyut taşıdığını ifade etti.

Tanaka, "Yazarların, yapay zeka desteğini ne ölçüde kullandığını açıkça belirtme zorunluluğu, gelecekteki edebi sözleşmelerin ve yayın politikalarının vazgeçilmez bir parçası haline gelecek. Aksi takdirde, edebi güvenilirlik kriziyle yüzleşmek kaçınılmaz hale gelir" dedi.

Tanaka'ya göre, telif hakkı mücadelesi, parlaklığın tanımının yeniden yazıldığı bir döneme işaret etti.