Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın, tatilden yaptığı görüntülü açıklamadaki hali, iki gündür çok konuşuldu..

Yorgunluk mu?

Bir rahatsızlık mı?

Anlık bir sorun mu?

Bilmiyoruz. Zaten ne olduğunun da çok önemi yok..

Önemli olan, özensiz bir kadrajla, arkadaki Türk bayraklarındaki simetri sorunu, Cumhurbaşkanı''nın kelimeleri toparlamakta zorlandığı anlar ve nihayetinde, bir anlık uykuya dalması..

Bütün bunlar, bir insan için çok normal, sıradan şeyler..

Ancak, koca koca binaları olan, bünyesinde yüzlerce kişi çalıştıran bir İletişim Başkanlığı''na sahip Cumhurbaşkanlığı için, bu durum hayatın olağan akışına aykırı.

**

Bu görüntüleri İletişim Başkanlığı, Anadolu Ajansı''na gönderiyor..

Ajans ne yapacak?

Bu görüntüyü servis edecek..

Peki, Cumhurbaşkanı''nın o anlarını görmediler, fark etmediler mi?

Ya da gördüler, fark ettiler, ama önemsemediler mi?

Her ikisi de sorun..

İlk şık; alıştığımız liyakatsizliğin bir sonucu olur.

Ancak ikinci şık;

Yani, fark ettikleri halde, basına servis edilmesini istedilerse, ortada liyakat sorununu da aşan bir sorun var demektir.. Burada insan kirli bir hesap arar..

Seveni var, sevmeyeni var..

Ancak Türkiye Cumhuriyeti''nin Cumhurbaşkanı''nın, o görüntüleri, şahsı için değil, ülke için sıkıntılı bir durum..

**

Gelelim en önemli noktaya..

Ortaya çok daha ciddi bir durum çıkıyor.

Neden mi?

Çünkü;

Anadolu Ajansı editörleri, görüntüdeki garipliği fark edince İletişim Başkanlığı ile irtibata geçip soruyor;

-Bu görüntüler sıkıntılı. Bu haliyle servis edilmesi doğru olmaz. Ne dersiniz?

Aldıkları cevap, "Gönderdiğimiz şekilde basına servis edin."

**

Biri İletişim Başkanlığı''na tuzak kuruyor desem, yeni atanan Genel Müdür, Fahrettin Altun''un en has adamı..

Biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan''a tuzak kuruyor desem, tweetlerine ve açıklamalarına bakarsanız, İletişim Başkanı Altun da, Erdoğan''ın has adamı..

O halde sorun nerede?

**

Sorun karmaşık..

İçinde bir tutam liyakatsizlik,

Bir tutam tezgâh,

Bir süredir devam eden, birkaç tutam iletişim faciası var..

Hatırlayın, Ramazan''da, bir garibanın sofrasına konuk olmuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan..

O sofrada, evdekiler ve Emine Hanım sofrada hareketsiz otururken, yiyeceklere hamle yapan tek kişi vardı, o da Erdoğan''dı..

Yani herkes duruyor, sadece Erdoğan yiyor..

Yani, garibanın sofrasında bile sadece Erdoğan yiyor..

Durum elbette böyle değildir..

Ama, İletişim Başkanlığı''nın servis ettiği fotoğraf buydu ve bunun algılardaki etkisi de bundan başkası değil..

**

Saraylar entrikasız olmaz..

Sonuç itibarıyla, o görüntüleri servis eden İletişim Başkanlığı''nın da, devletin ajansının da bu işte sorumluluğu var..

Bakalım, Erdoğan bu sorumluluğu kime fatura edecek..

Ya da, fatura etmeden, bakalım daha ne iletişim facialarına yelken açacak.