Senin soyadın Jusoviç!

Senin soyadın Jusoviç!

TBP Genel Başkanı Mustafa Destici, TV100'de, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş'ın seceresini ortaya döktü. Karşılıklı atışmalar, Erkan Baş'a belli kesimlerden destekler peş peşe geldi.

M. Destici, ilk açıklamasında ne demişti:

"Adam Tito artığı, Yugoslavya'da Tito rejimi vardı. Buradan geçiyorsun Almanya'ya. Tamamen sol örgütler içerisinde. Belli ki Alman istihbaratlarının kontrolünde yetiştiriliyorsun ve Türkiye'ye gönderiliyorsun. Senin gerçek soyadın ne? Jusoviç. Türkiye'de Baş'ı kullanıyorsun. Soyadı Baş olan siyasetçi kim? TİP'in genel başkanından söz ediyorum. Türk milletinin karşısına Jusoviç diye çıkabiliyor musun? Aç bak Google'a. Gerçeğin toplumdan gizlenmesini doğru bulmuyorum."

Mustafa Destici'nin neden Erkan Baş meselesine girdiğini anlamadım, bir soru üzerine mi böyle açıklama yaptı, bakmadım. Önemli de değil.

Erkan Baş, fırsatı kaçırmıyor cevap yetiştiriyor:

"Bu şahsı ciddiye almam ama burada mesele ben değilim. Hakaret edilen ülkemizdeki milyonlarca Yugoslavya göçmenidir. Ajan diye itham edilen Almanya'da doğmuş milyonlarca işçi çocuğudur. İşte ırkçılık budur. Suyun öte tarafının, gurbetteki emekçilerin haysiyetine yenileceksiniz!

'Gizleniyor' dediği bilgilere ise herkes kolaylıkla ulaşabilir. İlk görselde adıma açılmış Wikipedi sayfasını, ikincisinde ise kaleme aldığım Yaşamak İçin Sosyalizm kitabındaki satırları okuyabilirsiniz. Irkçılık komploculuktur, ırkçılık sahtekarlıktır. Bu da basit bir örneğidir."

Erkan Baş, savunmasını, Türkiye'de sosyalist/komünistlerin şekillendirdiği fikir kalıbına sokuyor.

"Irkçılık komploculuktur, ırkçılık sahtekarlıktır." diyen Erkan Baş, en etnikçi/ırkçı partinin HDP'nin listesinden TBMM'ye girmiş, sonra ayrılıp kendi partisi TİP'in başına geçmişti. Önceki partileri "Komünist"le başlayan partiler. Kendisine "komünist" dersek elbette müftehir olur, göğsü kabarır. Hiç kimseyi kullanmadığı bir sıfatla anmam!

Abdullah Öcalan üzerine o kadar yazdım, kitabımız da var (İmralı'daki Konuk), silahlı örgüt kurduğu ve öldürme emirleri verdiği, "vahşet"le özdeşleştirildiği hâlde, onun için bile "cani", "katil" sıfatlarını kullandığımı hatırlamıyorum!

Mustafa Destici, üzerine bu kadar gelinince sözlerine açıklık getiriyor:

"Tito artığı derken zihniyetin uzantısından bahsediyorum. Tito kim? Yugoslavya'da 27 yıllık baskıcı, zalim bir rejimin kurucusu. Marksist, Leninist dinsiz bir anlayışı getirdi bütün milletleri yok etti. Boşnaklara, Müslümanlara anormal zulümler etti. Tito'nun ölümünden sonra Yugoslavya dağılınca Boşnaklar kendi kimliklerine kavuştu, yaşam hakkı bile vermiyorlardı. Bir sürü devlet Karabağ, Kosova gibi özgürlük elde etti. Ben nasıl ırkçılık yapabilirim ki ben inançlı bir insanım. Allah'ın Kur'ân'da yasakladığı bir şeyi nasıl savunurum. Bazı Balkan dernekleri açıklamalar yapmışlar, bu şahsiyet PKK ile DHKP-C ile kol kola siyaset yaparken bir açıklama yaptınız mı?"

Erkan Baş, belli ki Boşnak asıllı. Boşnaklar ve Sırplar aynı dili kullanırlar. Boşnaklar Müslüman olduğu için, İslâmî kavramlar dillerinde fazladır. Sırplar ayrıca Boşnakları "Türk" diye de adlandırırlar. Erkan Baş, komünist olduğuna göre dinle bir alâkası yok. Ama onun "din"le alakasız olması, kökenini değiştirmez.

*

M. Destici, Erkan Baş'a '"Tito artığı" diyor.

Balkanlara, Yugoslavya parçalanırken ve sonrasında birçok defa gidip geldim. Her gidip gelişimde yazdım. Kitaplarımız var. M. Destici'nin açıklamaları tartışılır.

Görüp yazdıklarımdan Tito'yla ilgili derlediklerimi okuyalım:

"Bulgaristan bir komünist ülkeydi. Yugoslavya da öyle... Yalnız eski Yugoslavya'da Tito'nun 'özyönetim' diye adlandırılan nisbî bir rahatlığı vardı."

"1966'ya kadar Sırplar gerek Arnavutlara, gerekse Türklere büyük baskı uygulamışlar. Bu baskı Tito'nun yardımcısı Aleksandr Rankoviç'ten geliyor. Rankoviç, aşırı Sırp milliyetçisi... Tito ise bir Hırvat... Aşırı milliyet­çi Rankoviç'i yanına alarak denge kurmuş."

"Tito zamanında Yugoslavya diye bilinen ülkede etnik gruplar arasındaki gerilimin üstü örtülüydü. Ancak yakından incelendiğinde Yugoslavya'daki etnik gerilimin çok açık ipuçlarını görmek mümkündü."

"II. Dünya Savaşı'ndan sonra eski Yugoslavya'nın başına geçen Tito, tüm etnik ve dinî sürtüşmeleri diktatörlüğüyle kapatıp bastırıyordu."

"Tito ölüp Sovyetler Birliği'nde Glasnost ve Perestroyka başlayınca eski Yugoslavya'da da farklı gruplar kim olduklarını sormaya başladılar."

"Türkler, Tito'nun zamanında geniş haklar elde ettikleri için Tito'ya karşı ayrı bir ilgileri var. Hatta birçok Türk'ün iş yerinde Tito'nun resimleri asılı. Prizren'de oturduğu­muz Pehlivan Çay Ocağı'nda da Tito'nun resimlerini gör­müş hayret etmiştim. Madem komünizm yıkıldı, Tito'nun resminin ne işi var?! Tito, Türkler için Sırp milliyetçiliği­ne karşı bir kalkan..."

*

Boşnakların lideri Alia İzzetbegoviç, Tito zamanda, 1970'te, "İslamî Manifesto"yu yayınladı. Ona dokunan olmadı ama Tito'nun 1980'de ölümünden sonra, din ve milliyet çatışması su yüzüne çıktı, aynı kitap yeniden yayınlanınca İzzetbegoviç 1983'te hapse girdi.

Bilerek konuşmak lâzım.

Yazarın Diğer Yazıları