Sevgili vatandaşım! Kimseye kızma!
CHP lideri Özgür ÖZEL, doğru bir hamle ile Suriye’ye gidiyor. Muhalefetin görevi sadece iktidarların yanlışlarını söylemek değil, zamanı geldiğinde onların hatalarını düzeltmek, zararlarını azaltmak için girişimde bulunmaktır.
Özel de onu yapıyor. Hâlbuki bu teşebbüs yıllar önce iktidar tarafından yapılmalıydı. Hırs ülkeyi yönetenlerin göz ve gönüllerini körleştirdi, hata üzerine hata yaptılar.
Suriye politikasının bize maliyeti hesaplanmayacak kadar büyüktür.
Milyonlarca sığınmacının kamu düzeni açısından maliyetini kimse hesap edemez. Yanlış bir adım ülkenin en az elli yılını meşgul edecek sorunların ortaya çıkmasına neden oldu.
Üstüne basa basa söylüyorum Erdoğan hiçbir devlet politikasında başarılı olamadı.
Tek yeteneği nutuk atmak.
Son on yıl içinde, Suriye’nin kuzeyinde PKK devletinin temelleri atıldı. O moral motivasyonla ayrılıkçılar talep çıtalarını her gün biraz daha yükseltti. Suriye’de oluyorsa Türkiye’de de olur inancı güçlendi. Rusya ve ABD Suriye üzerinden Güney komşularımız oldular.
Şimdi Sayın Erdoğan, Esat’la görüşebiliriz, hazırız diyor. Olaylar 2011 yılında başlamıştı, insanın aklı 13 sene sonra mı başına gelir? Madem görüşmede problem yoktu bu kadar yanlışı niye yaptınız? Basra harap olduktan sonra görüşmek, gidenleri ve kaybedilenleri geri getirir mi?
Muhalefet partileri yıllarca Esat’la görüşün dedi. Erdoğan ve tapıcıları onları Esat taraftarı-hain olmakla suçladılar Şimdi aynı görüşme çağrıları iktidar tarafından yapılıyor. Muhalefet aynı üslubu kullanarak, iktidarın söylediklerini aynen iade edebilirdi, etmiyor. Sorumlu siyaset de bunu gerektirir.
İşte Erdoğan ve partisi bundan kaybetti, daha da kaybedecek.
Kibir politikası ülkeyi mahvetti. Her şeyi biz biliriz inancı ekonomiyi felç etti. Erdoğan iktidarının müdahalesi ile Suriye bütünlüğünü kaybetti, on binlerce insan öldü, ama iktidar hâlâ dün de doğru yoldaydık bugün de doğru yoldayız diyebiliyor. Bu cüret ve cesareti kendine kayıtsız şartsız teslim olanlardan alıyor. Bu siyaset tarzı her gün her dakika ülkeyi biraz daha uçurumun dibine itiyor.
Millet yarım kilo domatesin hesabını yaparken, ay sonunu nasıl getireceğim diye kara kara düşünürken Saray israftan asla taviz vermiyor. Hani, beraber ıslanmıştık bu yollarda? Nedense hep sadece vatandaş ıslanıyor. Seyahatler aynı tantana, aynı debdebe ile yapılıyor. ABD ve Rusya başkanının tek uçakla gittiği ülkelere ekonomik krizin pençesinde kıvranan ülkemizin reisi neredeyse bir uçak katarı ile gidiyor. Ülkemiz değil ama kibrimiz herkesten büyük. Vatandaş böyle eğilip durdukça, saray da milletin sırtına binmeye devam edecektir.
Sevgili dinini, diyanetini, vicdanını siyasete feda etmiş vatandaşlarım!
Bu enkaz senin verdiğin sınırsız desteğin sonucudur.
Oyunu kullanırken gönül kulağını hakikate tıkadın.
Muhalefete hep ön yargıyla baktın.
Uyarılara kulak asmadın.
Yatak odana kadar gelen sığınmacıları görmedin,
Gözünün önünde yapılan yolsuzlukları alkışladın.
Hırsız bizdense mübarektir dedin,
Hakkı, parti taraftarlığına, lider tapıcılığına feda ettin.
Tanrından vazgeçtin putlaştırdıklarından vazgeçmedin.
Sevgili kardeşim,
Bu kriz, bu kötü yönetim senin eserindir.
Hiç bağırıp çağırma, şikâyet etme, ağlayıp sızlama, Kur’an’ın ifadesiyle herkes layık olduğu şekilde yönetilir. Sen de layık olduğun şekilde yönetiliyorsun. Yani kısaca kendin ettin kendin buldun.
Bu bataklıktan kurtulmak mı istiyorsun? O zaman kendine gel, kendini düzelt, gözündeki perdeyi kaldır, etrafına bak, her cennet vaat edenin peşine düşme! Yerin de, göğün de, cennetin de, cehennemin de sahibi bellidir. Bunların sana acıdan, fukaralıktan, yokluktan başka vereceği hiçbir şey yoktur. Kendini kullandırma! Sen düzelirsen ülke de düzelir!