MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Hukuk batarsa muktedir “bile” kurtulamaz

En zayıf kaldığımız konu hukuk... Bunu söyleyenler, AKP hükümetinin biri siyasetin, diğeri ekonominin önde gelen iki kişisi... Bülent Arınç ve Ali Babacan.

(...)

İktidarınızın sonuna geliyorsunuz, bakanlıklarınız ve siyasi hayatlarınız en azından 4 yıl için bitiyor.

Her şey bir hukuk felaketine dönüştükten sonra, kalkıp konuşuyorsunuz.

Konuşmakla kalmayın, bari ciddi bir şey yapın, mesela onur kurtarıcı bir şey...

Bakın, Danıştay  “töreni” nde olan bitenlere de ses çıkartın. Beyefendi’nin atadığı  “Başkan” , iktidarla işbirliği ve uyum içinde çalıştıklarını, çalışmaları gerektiğini vaaz ediyor. Kendilerinin anayasal bir kurum, kuvvetler ayrılığının en önemli kurumu, icraatı denetlemekle görevli olduğunu unutuyor.

Gizli kapaklı toplantı yapıyor, gazetecileri içeri sokmuyor, milletin haber alma özgürlüğünü sınırlıyor...

Sesinizi çıkartın mesela...

Bu kurumlar arası liyakata bağlı bir seçimin değil, Beyefendi’nin tercih ettiği ve bu nedenle kişiye derin bir bağlılık, minnet duygusunun benliği esir aldığı bir durum.

Türkiye’nin normal devlet işleri.

Mesela YÖK’e mi atandın... Atayanın adamı.

Yüksek yargının herhangi bir yerine mi atandın...

Derin minnet, biat; yasaya hukuka değil, atayana...

Ve adalete güven yüzde 20’lerde!

*  *  *

İktidar başının derdi, 1725 Aralık’ın intikamı. Yasadışılıklarının dışavurumuna, sorgulanmasına, belgelenmesine, tescil edilmesine...

Konuşun Sayın Babacan, Sayın Arınç...

Türkiye batmış durumda...

Hukuk battı mı, ayakta kalan hiçbir şey yok demektir.

Ayakta kaldığını sanan Muktedir’in dışında...

Orhan Bursalı / Cumhuriyet

*

 

Kalbiniz kurusun

...Soma’yı unutursak kalbimiz kurusun da, sonra ne oldu?..

Ermenek’te boğularak can veren ve tonlarca toprak altında kalan Tezcan’ın yırtık kara lastikli babasına bir çift yeni kara lastik verildi...

Tezcan’ın annesi Ayşe ile babası Recep’in dişleri yaptırıldı, fotoğraflar çekildi... Vicdanlar rahatladı!!!

Soma’da şehit madencilerin yetim kalan çocuklarına bisikletler, oyuncaklar gönderildi...

Vicdanlar rahatladı!!!

Uygulamayan bir-iki yasa maddesi çıkarıldı...

Vicdanlar rahatladı...

İhmaller aynen devam etti ve öğrendik ki Somalı işçiyi tekmeleyen Başbakanlık Danışmanı göreve devam ediyor...

*  *  *

Dönemin Başbakanı koltuğundan kalktı, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu...

Değişen ne var?..

Hiçbir şey...

Dul kalan gencecik gelinler ve yavruları ne alemde, bilen yok...

Soma işsiz...

Soma’da hayat durdu...

Soma’da gözyaşı...

Kalbiniz kurusun!..

Soma’da 301 madenci yanarak can verirken, Tayyip Bey facia için  “Maden işçiliğinin fıtratında var” demişti...

Madem  “fıtratında var” , öyleyse elden ne gelirdi ki?..

Dün 301 madenci Soma’da, sonra 18 madenci Ermenek’te...

Daha sonra?..

“Fıtratında var” ...

Bunu kabullendiğinizde 301 madencinin de, ileride 305 madencinin de, ileride 400 madencinin de boğularak, yanarak, toprak altında kalarak ölümünü baştan kabullenmiş olursunuz!..

Umursamazlıkla, daha çok para, daha çok kâr hırsıyla insan yaşamını hiçe sayan vicdansızlığın esiri haline gelirsiniz...

*  *  *

“Oğlum yüzme bilmezdi suyun içinde ne yaptı?”

Ermenek’te bir çift yırtık kara lastik...

Soma’da ölümden dönen madencinin ambulansta sedyeyi kirletmemek için çizmesini çıkartma gayreti...

Ve o işçilerin kafasına şut çeken danışman...

Unuttular ve unutturdular...

Kalbiniz kurusun!..

Mehmet Türker / Sözcü

*

 

“Sehven” kapıyı çalmadan girer!

Evinizde ya da işyerinizde huzur içinde oturabileceğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz.

Artık öyle bir şey söz konusu değil, polisler kapınıza her an dayanabilirler, haberiniz olsun. Sizi sevmeyen birisi polis ihbar hattını arayıp mesela  “kaçakçı”  olduğunuzu ihbar edebilir.

Bunun sonucunda da polisler kapınıza dayanabilir, kimliklerini görmek isterseniz “Kapıyı aç da öyle gösterelim”  diyebilirler, eğer yaşadığınız yerin mülki amirini tanımıyorsanız ya da sizi koruyacak özel birileri yoksa kapınızı kırıp içeri bile girebilirler.

Bunların hepsi yaşandı.

(...)

Emniyet, polislerin adresi yanlış aldıkları için  “sehven” Demirtaş’ın evine baskına gittiklerini açıkladı. Kanunlar, Anayasa temel haklarımızı garanti altına almış güya ama hiç önemi yok, çünkü bu ülke artık bir polis devleti. İhbarı alıyor, inceleme-araştırma-soruşturmaya gerek görmeden kapınızı çalıyor.  “Kimlik göster” derseniz “Aç kapıyı öyle göstereyim” diyor, kapıyı açtığınızda size bir omuz atıp içeri girmeyeceklerinin garantisi yok.

Savcıdan, mahkemeden arama izni vs alma ihtiyacı da duymuyor. Ve Emniyet’in gerekçesi: “Sehven oldu”!

Bu “sehven” in neresini düzeltelim, bilemiyorum!

Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet

*

 

Davutoğlu “2001’de Türkiye tank yapabiliyor muydu?” diye soruyor. 2001’de laf mı? 1930’larda uçak yapıp dünyaya satıyorduk!

Akif Kökçe / Milliyet (Açık Pencere)

*

3-008.jpg
Ercan Akyol / Milliyet