Siyasi iç dinamikler, iç dinamitler olmasın yeter - Kerim Yılmaz

Siyasi iç dinamikler, iç dinamitler olmasın yeter - Kerim Yılmaz
AKP kaybedeceği seçimi yaptırmaz, kaybetse de iktidarı vermez gibi halkı korkutarak umudunu ve değişim talebini kırma çabaları var...

Siyasi iç dinamikler, iç dinamitler olmasın yeter 

Yedi ay kalan seçimlere doludizgin giderken, yirmi yıllık iktidarın kaybedeceği tüm anketlerde kesinleşti. Sorulacak hesabın dehşetinden ürkenlerin, hukuk ve akıl dışı işlerle bu durumu tersine çevirme gayretleri başladı. 

Bir yandan hayal satan iktidar 2019 seçimleri öncesinde her yıl 100 bin konut sloganıyla duyurup yapmadığı ucuz konutu 500 bine çıkarıp algı piyasasına sürüyor. 

Bugün için 100 metre kare evin 700 bin lira olan maliyetiyle bu konutları kime nasıl yaptıracak? Çeşitli illerde açılmış TOKİ ihalesine yaklaşık maliyetin mecburen üstünde fiyat verildiği için ya iptal ediliyor ya da teklif verilmediği için yapılamıyor. 

Yapılsa bile dar gelirlinin alabilme imkânı sıfır. Bakan asgari ücretli biri nasıl alacak sorusuna eş-dosttan borç alacak fazla mesai yapacak gibi akla ziyan cevap veriyor.  Kaldı ki ülkemizde asgari ücret kadar bile geliri olmayan milyonlarca işsiz var.   

Seçim için ses bombası olan asrın(!) projesinde milyonlarca kişiden müracaat parası alıp kampanyada harcayıp seçimden sonra çekilecek kur''ada %90''nını iade edecekler.  

Diğer yandan siyaset mühendisliğiyle oy kazanamıyorsam, oy kaybettiririm mantığıyla millet ittifakını (6''lı masa) dağıtma hinliğine kafa yoruyor. HDP''ne bakanlık veren AKP, muhalefet içindeki adamlarına bakanlık verdiriyor. Adayın tanımlanmış profiliyle masadan oybirliğiyle çıkacağı ilan ve kabul edilmişken bizimki olmazsa masayı dağıtırız lafları ediliyor.  

Halk geçim derdinde iken politika esnafının ''''kendini seçim'''' derdine düşmesi, ''''iktidarın attığı kuyudan çıkma'''' umudunu baltalayan bu aymaz muhalefet söylemi değişimden yana ahaliyi öfkelendiriyor. 

Muhalefet masasının çok bilmiş analistleri basit ilkokul matematiğiyle halkın %90 çoğunluğunun iradesini %10''luk HDP ye ipotek veriyor. Bundan yararlanan AKP de, PKK ile masaya oturduğunu, açılım sürecini, Habur''u ,. Oslo''yu başkası yapmış gibi yerli milli sloganı atıyor. PKK ile HDP''yi, HDP ile de muhalefeti köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.  

Tüm örselenme ve erozyona rağmen hala bir hukuk devletiyiz. Bir anayasamız ve bağlı yasalarımız var. HDP seçimle girdiği TBMM''de, sırasında Meclisi yöneten başkanı ve oy veren meclis gurubu olan yasal bir parti. Beğenip beğenmemenin sonuca etkisi de yok. Toplum mühendisliği için sopa olarak kullanılması siyasi aymazlıktır. Farklı görüş ve anlayışta samimi iseler algı için sipariş üzerine açtırdığı kapatma davasını sonuçlandırırlar. Bizde yargı bağımsız,  anayasa mahkemesine karışamayız diyene kargalar bile güler. 

Bilinç düzeyi yüksek HDP seçmeninin ''''tek adam'''' rejiminden kurtulmak için çok daha özverili olacağı da bir gerçek. Bu algı oyunlarını da boşa çıkaracaklar. Çünkü bu ülkede herkes için sığınılacak en son ve en salim limanın demokratik hukuk devleti olduğunun en çok onlar farkındalar.   

Bir de AKP kaybedeceği seçimi yaptırmaz, kaybetse de iktidarı vermez gibi halkı korkutarak umudunu ve değişim talebini kırma çabaları var. Maalesef sıradan seçmeni az da olsa etkileyen bu söylem zinhar doğru ve gerçekçi değil. Çok değil üç yıl önce bu söylem ve ses bombası test edildi ve yerel seçimlerde boş bir lakırdı olduğu görüldü.  

Muharebe sığınakta değil yığınakta kazanılır. Çoğunluğu açlık-yoksulluk sınırının altına düşmüş halkın kulak açmaya başladığı bu dönemde muhalefetin, halkı daha iyi yöneteceğine inandıracak program ve kadrolarını ilan ve ısrarla çözümleri beyan zamanıdır. 

Halk yaşadığı gerçeği biliyor, mevcutla gideceği yarınlarda daha kötü olacağını düşünüyor, görüyor.  İyinin ne ve nasıl olacağını duymak istiyor. İdeolojik seçmenden çok rasyonel seçmene yönelmek, ideolojikten çok siyasi gerçekliğe göre strateji ve taktik geliştirme vaktidir. 

Talihsiz bir Cumhuriyet geleneği olan Çankaya savaşlarının uzantısı bu seçimin kampanyası öncekilerden zor ve herkes için zorlu olacak. Tüm paydaş ve insan unsurlarıyla hazır olmak lazımdır. Bu başarıldığında değişim ve dönüşüm kolaylaşacaktır.  

Yeter ki siyasetin iç dinamikleri muhalefetin iç dinamitleri olmasın.