Siyasi manzara bozuk
Son yerel seçimlerden sonra Türkiye’de siyaset yeniden şekilleniyor. CHP’de başlayan değişim rüzgârları, İYİ Parti dâhil muhafazakâr (İslamcı) kanatta da devam ediyor. Bu arada siyaset, hareketliymiş gibi görünse de seçmen tarafında büyük bir durgunluk görülüyor.
Seçmen, Altılı Masa’nın dağılmasından sonra, geriye kalan sağ partilere karşı mesafeli duruşunu sürdürüyor. Ne Davutoğlu, ne Babacan ve ne de Karamollaoğlu cephesinde seçmen davranışlarına bakıldığında en küçük bir yönelim görülmüyor. Tabir yerinde ise yaprak kımıldamıyor diyebiliriz.
İYİ Parti’de ise kriz sürüyor. Dengelenip durulduğunu şimdilik söyleyemiyoruz. Bunun nedeni Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Akşener’in takındığı tavır ve sonrasında yerel seçimlerde bu tavrın siyasi karşıtlığa hatta çatışmaya dönüştürülmesidir.
İYİ Parti’de Koray Aydın ekibinin ayrılıp DP’ye geçeceği söylentileri de siyasal krizin henüz bitmediğinin göstergesidir.
Öte yandan, milliyetçi kesimin parti kurma yarışı sürüyor. Namık Kemal Zeybek’ten sonra, Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu parti kurdu. Sırada Yavuz Ağıralioğlu’nun kuracağı parti var. Türkiye’de sağ siyaset çok parçalı, çok dengesiz. Bol seçenekli gibi görünse de tam tersine, çok yetersiz.
Her şeyden önce siyaset, topluma (seçmene), kendisini ikna edecek, akılcı çözüm önerileri sunmayı gerektirir. Ancak aynı zamanda siyaset, tıpkı ekonomide olduğu gibi, bir ihtiyaçtan doğan ve bu ihtiyacı karşılamaya yönelik bir eylemdir. Bu sebepledir ki siyaset, her daim toplumsal talep meselesidir.
İstediğiniz kadar parti kurarsınız.
Peki, sizi hangi sebepten ve niçin talep etmemiz gerektiğini bize açıklayın, denildiğinde verilecek cevaplar tatmin edici, inandırıcı olmadıkça hiçbir işe yaramaz.
Siyaset, beklentileri karşılamalıdır. Beklentilerle, bunları karşılayacak siyasi kurum (parti) ve lideri arasında doğrusal bir ilişki vardır. Lider; inandırıcı, güven verici aynı zamanda ikna edici olmalıdır.
İYİ Parti örneğinde bunu gördük.
İYİ Parti’nin yükselişine neden olacak siyasal hamleler ve söylemlerle halka yaklaşan, hatta il il dolaşıp, seçmenle doğrudan temas kurarak, siyasi tarihimize de örnek olacak bir tutumla ilerleyen Akşener, bu güveni ve toplumsal beklentiyi boşa çıkarınca, içinde yaşadığımız süreç ortaya çıktı.
Türk siyasetine mevcut durumu tespit etmek amacıyla ortama genel olarak baktığımızda, gördüğümüz şey şudur:
- CHP, yerel seçimlerde büyük başarı kazansa da şimdilik bunu çok doğru yönettiği söylenemez. Çünkü CHP, ülkede yaratılan tüm sorunları, yine sorunu yaratan iktidara götürmekle meşgul. Ekonomiyi, Mehmet Şimşek’e şikâyet etmenin, haydi şikâyet demeyelim de sorunlarını anlatmanın ne mantığı var? Emekliyi kendi ülkesinde aciz bırakan iktidardan, emekli için zam istemenin de bir mantığı yok.
- Milliyetçilerin üst üste parti kurmalarının amacı nedir? Milliyetçilerin ihtiyacı bellidir. Türkiye’nin menfaati için, millî davayı ayakta tutacak, nitelikli bir siyaset üretmek. Türk Milletini kendi ülkesinde aciz bırakmadan onurlu yaşayacak, ülkesini sevmenin gururuyla, göğsünü gere gere, “İşte benim ülkem” diyeceği bir Türkiye ortaya koymak.
- Şimdi şu an, Türkiye’de bir tek alanda siyasal boşluk var: O da merkez sağ, kısaca, ortanın sağıdır. Demokrat milliyetçi, kültürel muhafazakârlığı, dini muhafazakârlıkla dengelemiş, Türkiye ortalamasına hitap eden ve onları temsil edecek; sözlerinde, davranışlarında tutarlı, akılcı politikalar üretecek bir parti. Boşluk burada.
- Milliyetçi partiler, topyekûn milletin derdini, Türkiye’nin stratejik geleceğini, Türk milletinin millî çıkarlarını, millî gelirin olabildiğince topluma eşit dağıtılmasını, kamucu yatırımları, iktidarın Türkiye’ye verdiği büyük zararı, Turan idealine yönelik Türk dünyasının sorunlarını dile getirmedikçe çoğalıp azalmaları hiçbir fark yaratmaz.
- Türkiye, yolsuzluklarda 115. sıraya getirildi. Teknoloji üretiminde geriye gitti. Enflasyonda en gelişmemiş ülkelerle yarışıyor. Demokraside, insan haklarında her yıl ileri değil, geri gidiyor. Son araştırmalarda mutsuz ülkeler arasındayız. Yetişmiş kalifiye elemanlarımız yurt dışına gidip yabancılara hizmet ediyor…
Liste uzun. Ve Türkiye’de iktidara alternatif parti henüz kendini gösterebilmiş değil. Umut gemisi ne zaman görünür bilemiyoruz.