İnsan ömrünü uzatmanın yolu soğukkanlı hayvanlardan geçiyor

İnsan ömrünü uzatmanın yolu soğukkanlı hayvanlardan geçiyor
Bilim insanları insan ömrünün uzaması için neler yapılması gerektiği konusunda araştırma yaparken soğukkanlı hayvanların yaşamlarının kontrol edilmesi gerektiğini açıkladı. Bu doğrultuda kaplumbağalar, amfibiler, yılanlar, timsahlar ve kara kaplumbağalar incelenecek.

Independent Türkçe''den aktarılan bilgilere göre; Birçok kaplumbağa ve kara kaplumbağası türü yaşlanmayı yavaşlatan ve hatta tamamen durduran biyolojik mekanizmalara sahip.

Perşembe günü Science akademik dergisinde yayımlanan araştırmada, akvaryumlar ve hayvanat bahçelerinde yaşayan kaplumbağalar ve kara kaplumbağaları arasında biyolojik yaşlanma (fiziksel ve işlevsel özelliklerin yavaş yavaş bozulma süreci) işaretleri incelendi.

Kaplumbağalar, amfibiler, yılanlar, timsahlar ve kara kaplumbağaları dahil 107 yaban hayvanı popülasyonundan 77 türe yönelik uzun vadeli saha çalışmalarından elde edilen verileri de içeren analizde, uluslararası bir bilim insanları ekibi, bu soğukkanlı canlılardaki yaşlanma biçiminin insanlarda veya diğer hayvanlarda görülenlere benzemediğini tespit etti.

Araştırmacılar incelenen canlıların çoğunun daha yavaş yaşlandığını ve bazı durumlarda biyolojik yaşlanmalarının göz ardı edilebilir olduğunu söyledi.

Bilim insanları, çalışmada analiz edilen 52 türün dörtte üçünün olağanüstü yavaşlıkta biyolojik yaşlanma gösterdiğini belirtirken, görünüşe göre yüzde 80''inin modern insanlardan daha yavaş yaşlandığını söyledi.

Çalışmaya dahil olmayan gerontologlar Steven Austad ve Caleb Finch, keşifle ilgili yazdıkları yorumda "[Bu] varyasyonun doğasını araştırarak, insanlarda yaşlanma hakkında yeni bir şeyler öğrenilebilir" diyor.

Bilim insanları bazı türlerin vahşi doğaya kıyasla daha iyi hayat şartlarına sahip hayvanat bahçeleri ve akvaryumlarda yaşamanın sonucu olarak yaşlanma hızını yavaşlatma kabiliyetine sahip olduğunu söylüyor.

Biyolojide bazı teoriler biyolojik yaşlanmanın cinsel olgunluğa erişilince başladığını tahmin ediyor. Bu, organizmanın hücreleri ve dokularındaki hasarları onarmak için ayırdığı enerjiyle, genleri sonraki nesillere aktarılsın diye üremeye ayırdığı enerji arasındaki bir takas.

Araştırmacılar bu takas dolayısıyla cinsel olgunluğa ulaşan bireylerin büyümeyi kaçınılmaz olarak kestiğini ve biyolojik yaşlanma deneyimlemeye başladığı düşünüyor. Bu tahmin, özellikle memeliler ve kuşlar olmak üzere birkaç türde teyit edildi.

Bilim insanları kaplumbağalar, kara kaplumbağaları ve cinsel olgunluğa eriştikten sonra büyümeye devam eden diğer canlıların, hücresel hasarları onarmak için enerji ayırmaya devam edip biyolojik yaşlanmanın zararlı etkilerini hafifletme ve hatta sıfıra indirme kabiliyetine sahip olabileceğini belirtiyor.

Fakat araştırmacılar, göz ardı edilebilir biyolojik yaşlanma gösterseler de bu canlıların ölümsüz olmadığını ekliyor.

Ölüm ihtimalleri yaşla birlikte artmasa da halen sıfırdan yüksek olduğunu söylüyorlar.

İnsanlar son yüzyılda uzun ömürlülük bakımından eşsiz ilerlemeler kaydetse de bilim insanları iyileştirilmiş hayat koşullarının insanlarda ve diğer primatlarda yaşlanma hızını değiştirmediğini ifade ediyor.

Bu türlerde çevredeki değişiklikler büyük oranda bebek ve çocuk ölümü oranlarıyla av olmak ve ekstrem koşullar gibi yaştan bağımsız ölüm sebepleri üzerinde etkili oluyor.

İlgili Haberler