Sorun derin ama çözüm mümkün / Kerim Yılmaz

Sorun derin ama çözüm mümkün / Kerim Yılmaz
Millet ittifakından seçilen bir cumhurbaşkanı da mevcut anayasa göre pekala demokratik değer ölçülü hukuk devleti idaresini kurup işletebilir...

Sorun derin ama çözüm mümkün

Bugün siyaseten temel sorunumuz, mevcut iktidarın ülkeyi kötü yönetmesine son verecek ilk eşik olan seçimleri kazanmak. Ufukta daha da görünür hale gelen bu sonuç, erken ya da zamanında yapılacak ilk seçimde gerçekleşecek. Ancak devasalaşan siyasi-hukuki sorunlar kolayca çözülemeyecek. Kamu hukukunda karşılıksız olan, 3 yıllık uygulamasıyla halkta da karşılıksız kalan yeni anayasal düzenin, otoriter, fiilen kuvvetler birliği ve işleyişindeki ikili temsilin sonucu olan çift başlı yapısı ne olacak? Ya da hangi takvimle nasıl düzeltilecek?

Muhtemel senaryolar üzerinde fikir cimnastiği yapalım. Birlikte yapılması zorunlu olan Milletvekili ve C.Başkanı seçimlerini farklı ittifaklar kazanırsa? Örneğin, mevcut yeniden kazandı, muhalefet ise meclisin çoğunluğunu aldı. Yahut millet ittifakı adayı c.başkanı seçildi, cumhur ittifakı çok az bir farkla meclis çoğunluğunu aldı. Bu durumda uyumlu bir yönetim nasıl olacak?

Anayasaya göre, yasa teklifi ve çıkarma yetkisi meclis''te ama işleyiş tam ters istikamette. Çıkarılacak yasa ve nasıl olacağına Saray karar veriyor. Tasarıyı hazırlıyor gönderiyor güya bir vekil teklifiymiş gibi sunuluyor. Eller kalkıp iniyor ve yasalaşıyor. Yasama-yürütmede kuvvetler birliği oluyor.

Farklı ittifakların kazandığı senaryoda kağıt üstünde işler kolaylaşacak, bu düzen bozulacak ve erkler ayrılığının yeniden tesisinde iyi de olacak. Ama aşırı siyasallaşmış, otoriterleşmiş, kutuplaşmış ülkemizde yürütme-yasama ilişkilerinin kilitlenmesi, sistemin tıkanması daha büyük siyasi krizlere gebe olacak.

***

Beklentiye uygun bir sistem değişimi için her iki seçimi de millet ittifakı kazanır ve böyle bir risk kalmaz. Ancak o ihtimalde işler hemencecik ve kolaylıkla düzelecek iyimserliği de çok gerçekçi bir beklenti olamaz. Bu aşamadan sonra erkler ayrılığına dayalı bir hukuk devleti için "demokratik restorasyon" programının nasıl uygulanacağı sorun olacak.

Cumhur''un irili ufaklı eksenindekiler hariç muhalif tüm partilerin mevcut sistem ve iktidara itirazı ile parlamenter sisteme dönüş noktasında mutabakatları tam . Parlamenter sisteme geri dönüş büyük bir anayasa değişikliği gerektiriyor. Referandumsuz geçiş için 400, referanduma sunulması için 360 milletvekili lazım. Mevcut siyasi kutuplaşma nedeniyle ilk seçimde bunun kolay olmayacağı şimdilik büyük ihtimal. Seçimleri kazanacak muhalefet adayının belirli bir süre mevcut anayasa çerçevesinde cumhurbaşkanlığı yapması bir süreliğine de olsa zorunlu olacak.

Şikayet edilen sistemi iktidar olunca, iyi saymak ve yetkilerini kullanma konforuyla güç devşirildiğinde iddialarından vazgeçmek eleştirisi gelecektir. Uygulamada adil ve hukukilik bunu pekala izale edebilir. Unutmayalım ki; iyi kanun kötü uygulayıcı elinde kötü, kötü kanun iyi uygulayıcı elinde iyidir. Bunun en güzel örneğini iki yıllık döneminde Mansur Yavaş herkese göstermiştir. Kanuni kaynakları kısılıp yetkileri tırpanlanmaya çalışıldığı halde bile 5393 s. ve 5216 sayılı yasalarda herhangi bir değişiklik olmadan uygulamasındaki değişimle pekala adil, eşitlikçi ve insani sosyal belediyecilik yapabilmektedir.

Millet ittifakından seçilen bir cumhurbaşkanı da mevcut anayasa göre pekala demokratik değer ölçülü hukuk devleti idaresini kurup işletebilir. Bu anlayışla iki yıllık bir yönetim, sonrasında tümüyle yeni bir anayasa yapımına referans olarak ve toplumsal uzlaşmayı da kolaylaştıracaktır. Pandemiyle birleştiği için örtülen, salgın hafiflediğinde açığa çıkıp derinleşecek ekonomik krizin hasarı açığa çıkacak. Her alanda süregelen kötü yönetimin, halkı yoksullaştıran yolsuzluklarının kamuya zararının giderilmesi, anayasadan da öncelikli bir sorun olacak. Geniş kitleleri canında bezdiren ekonomik kriz etkili toplumsal muhalefetin her geçen gün güçlenmesiyle iktidar değişimi beklenenden kolay olsa bile sonrasında zorlu bir süreç başlayacak.

Siyasi irade olduğunda çözülemeyecek sorun olamayacağına inansak da, bugünlerde videolardaki itiraf ve iddialarla iyice açığa çıkan her kademe ve kurumlarıyla birlikte devletteki derin bozulma ve çürümenin tamiri yıllar alacak. Dün itibariyle Kanal İstanbul için köprü açılışında mealen ''''yatırımcılar paralarını söke söke alırlar'''' diyen Erdoğan''ın iktidardan gideceği itirafını ciddiye alıp, toplumun dikkatini buraya çekerek süreci hızlandırmak gerek. Ve Nuh peygamberin yaptığı gibi, geminin inşasına yağmurlardan önce başlamak..