Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Sultan 1. Recep’in son kerameti

Gelirleri ile taksit ödeyerek Türk Telekom’a sahip yapılan Arap Hariri’nin diyarı Lübnan’da sultan provalarını yapan Recep-Tayyip’in son fermanı şöyleydi:
- Buyruğumdur, kullarıma (vatandaşlarıma) bu fermanımla 172 milyar dolarlık bir zenginlik daha bahşediyorum.
Yok karikatürize ettiğim bu hadisede zerre bir mübalağa yok, ayniyle vakidir!
Sade bir fermanla zenginlik ancak masal ülkelerinde olur demeyin, Tayyiban’da oluyor bunlar!
Evet AKP’nin yönettiği Türkiye’de Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği Bakanlar Kurulunun böyle bir hikmeti ya da kerameti var!
Geçtiğimiz hafta yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında alınan bir kararla Türkiye bir anda 172 milyar dolar zenginleşti!
Peki bu nasıl mı oldu?
Matematiği, yani hesaplama metodunu değiştirerek!
Ülkemiz bu yolla 172 milyar dolara kavuşurken, 73 milyon nüfusumuzun her bir insanı da 2 bin 354 dolarlık yeni zenginlik payını cebellezi etti!
“Yahu bizim cebimize değil 2 bin küsür dolar, bir cent bile girmedi, tersine fakirleşiyoruz”  demeyin, siz Tayyip Bey’den daha mı iyi bileceksiniz!
Zenginleştik diyorsa zenginleşmişizdir!
Öyle olmasa toplum olarak böyle bir adamın yıllar yılı ardına takılır mıydınız?
Acı ama Türkiye’nin bugünkü hali pür melali aynen budur sevgili okurlar!
Şeyh bozuntularının ışık hızıyla uçtuğunu işitirdik de ferman ya da buyrukla zengin olunduğunu değil duymak, aklımıza bile getirememiştik, çok şükür Tayyip Bey’le bunu da öğrenmiş olduk!
Evet Bakanlar Kurulumuzun bu kararı ile Türkiye artık dünyanın 15. büyük ekonomisi olmuştur!
Diyeceksiniz ki peki hakikat nedir?
Bunun söylemekten hoşlanmıyorum ama emin olun açıklananın yarısıdır!
Bunu neye dayanarak mı söylüyorum:
Hesap basittir, malum milli gelirler dolar üzerinden hesaplanır, doların değeri düşük, paranız kıymetli ise zengin görünürsünüz.
AKP iktidara gelmeden önce doların fiyatı 1600 küsür lira
civarında değil miydi?
Peki bugün 1400 küsür
değil mi?
Kur on yılda normal enflasyon oranında bile artmıyor, tersine geriliyor ve baskı altında tutuluyor ise o kurla yapılan bütün hesaplamaların tamamı sanal yani
yanlıştır.
Kur gerçek fiyatını bulduğu an bugün masa başında açıklanan  sözde zenginliğimiz bir anda yok olup gidecek ve hakikatle yüz yüze gelinecektir!
Tayyip Erdoğan’ın Türk Lirası bağlamında yaptığı, ırkçılık oynadığı zengin olduk tuluatının en büyük dayanağıdır, oysa kıymetli TL’nin üretimimizi stop ettirdiği ve istihdama darbe vurduğu ilk mektep çocuklarının bile malumudur!
Tayyip Bey Cumhurbaşkanı olup hesap vermekten kurtulmak istiyor ya, bütün bu numaralar o amaç için yapılan şark kurnazlıklarıdır... Tabii yerseniz!

 

CEVAP BEKLİYORUM...
Öcalan’a niye katil demiyorsun Tayyip Bey?
“Biz katile katil deriz...” Kim diyor bunu; Recep Tayyip Erdoğan... Kimin için söylüyor bunu?.. Bebek katili İsrail için... Dün de yazdık, Başbakanımız İsrail için böyle söylüyor ama öte yandan ona kalkan da oluyor, yani İran’a karşı onun korunması için topraklarımıza Füze Kalkanlarını yerleştiriyor... Gelelim asıl sorumuza... Sahi Tayyip Bey sen madem katile katil diyorsun, şu Abdullah Öcalan denen cani için bir kez olsun neden katil demezsin? Üstelik bu adamın katilliği hem Türk yargısı, hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile tescilli. Bütün bunlara rağmen soruyorum, 9 yıllık Başbakanlığın döneminde böyle bir nitelemeyi niye yapmadın?.. Yoksa bir yayında ’Sayın’ diye selamladığın eşkıyabaşı Öcalan senin için katil değil midir?.. İmralı’ya MİT’cileri göndermen onu katil görmediğin anlamına mı geliyor? Değilse katillerle müzakere olabilir mi?


GÜÇ BİRLİĞİ ŞART...
İşte AKP’yi iktidardan indirmenin formülü

1) Kemal Kılıçdaroğlu Kürtçülerle dansı bir tarafa bırakmalı ve AKP’yi afişe edecek ifşaatlar yaparak topluma güven vermeli ve CHP’yi yüzde 27’lerin üstüne çıkarmalı.
2) MHP başlattığı son atağını taaruza dönüştürmeli.
3) Üçüncü bir parti mutlaka Meclis’e sokulmalı.
4) Barajı aşmada potansiyeli olan böyle bir parti yok, bunun için  mutlaka ittifaklar yapılmalı.
5) Bu ittifaka DP, SP, Sadettin Tantan’ın Yurt Partisi, Abdüllatif Şener’in Türkiye Partisi, Pamukoğlu Paşanın partisi, Haydar Baş Bey’in partisi, Sadi Somuncuoğlu ve Mustafa Özbek gibi tabanda etkili isimler ve hatta Doğu Perinçek’in İşçi Partisi de dahil edilmelidir.
6) İşçi Partisi ile Erbakan ve Abdullatif Şener bir araya gelmez demeyin, Kurtuluş Savaşında nasıl bir araya gelindi ise bugün de gelinmelidir,  zira ortak payda anti emperyalizimdir. Ayrıca İşçi Partisinin dinamik bir örgütü ve etkili bir medyası vardır.
7) Çatı mutlaka DP olmalıdır çünkü Hüsamettin Cindoruk’un bilinen kişiliğine kimseler itiraz etmez. DP dışında hiçbir çatı da kabul görmez!


İSTİSMARIN DANİSKASI
Süleymaniye’de gördüklerimden utandım!

Bayramın son günü bir günlüğüne hasta olan bir yakınımı ziyaret için İstanbul Fatih’deydim. Oraya gitmişken merak edip gençlik yıllarımın geçtiği Beyazıt ile Süleymaniye’ye uğradım ve tamiri yapılan Süleymaniye Camisine gittim... Zerre mübalağa etmiyorum gördüklerim beni hayrete düşürdü, zira yeniden açılışı yapılan camii şerifde inşaat hala devam ediyordu. Keza arka bölümlerde temizlik bile yapılmamıştı. İnsaf ile sormak istiyorum, onarımı halen devam eden bir camii şerifi adeta yeni inşa etmiş gibi bedava yemekler ve televizyonların canlı yayınları eşliğinde bir bayram sabahında ibadete açma törenleri yapmak dini istismar değil de nedir? Dramatik olan inşaatı halen devam eden cami manzaralarını hiçbir medyanın görüntülememesidir!

Yazarın Diğer Yazıları