Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi (GETAT), sülük salgısının kalp krizi riskini azaltmada etkili bir alternatif tedavi yöntemi olabileceğini öne sürdü.
Tıbbi sülüklerin salgılarındaki bioaktif bileşenlerin kan pıhtılaşmasını önleyici, iltihap giderici ve ağrı azaltıcı etkileri, kardiyovasküler sağlıkta yeni bir umut ışığı olarak görüldü.
Uzmanlar, bu yöntemin bilimsel temellerinin daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
Peki, sülük tedavisi gerçekten kalp sağlığını koruyabilir mi? İşte tüm detaylar...
İşte bilimsel veriler ve uzman görüşleriyle bu yöntemin potansiyeli...
SÜLÜK SALGISININ BİLİMSEL TEMELİ
Tıbbi sülüklerin (Hirudo medicinalis) salgılarında, hirudin gibi antikoagülan (kan sulandırıcı) özelliklere sahip protein enzimleri bulundu.
Uzmanlar, “Sülükler, ısırdıkları bölgeye kan emmeden önce bioaktif bileşenler salgılar. Bu bileşenler, kanın pıhtılaşmasını önler, damarları gevşetir ve iltihabı azaltır. Ayrıca, sülüğün emdiği kan, bölgesel ödemi ve şişliği azaltarak dolaşımı iyileştiriyor” dedi.
Bilimsel araştırmalar, sülük salgısının kardiyovasküler sistem üzerindeki etkilerini destekledi.
Journal of Ethnopharmacology’de yayımlanan bir çalışmada, sülük salgısındaki hirudinin, trombin inhibitörü olarak kan pıhtılaşmasını engellediği ve damar tıkanıklığı riskini azalttığı gösterildi.
Çalışmanın baş yazarı Dr. Maria Schmidt, “Hirudin, kan akışını düzenleyerek kalp krizi gibi damar tıkanıklığına bağlı durumları önlemede potansiyel bir rol oynayabilir. Ancak, bu yöntemin uzun vadeli etkileri için daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç var” açıklamasında bulundu.
UZMAN GÖRÜŞLERİ: UMUT MU, KANIT EKSİKLİĞİ Mİ?
Sülük tedavisi, geleneksel tıbbın bir parçası olarak yüzyıllardır kullanılıyor, ancak modern tıp dünyasında tartışmalar sürdü.
Johns Hopkins Üniversitesi’nden kardiyolog Dr. Hugh Calkins, alternatif tedavilere temkinli yaklaşılması gerektiğini belirtti:
“Sülük salgısının kan sulandırıcı etkisi umut verici, ancak kalp krizi gibi ciddi bir durumda, aspirin veya heparin gibi standart tedavilerin yerini alamaz. Hastaların bu yöntemi birincil tedavi olarak görmemesi kritik”
Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC) de kılavuzlarında, kalp krizi riskini azaltmak için kanıtlanmış yöntemlere odaklanılmasını önerdi.
ESC’den Dr. Elizabeth Klodas, “Kalp krizi anında her saniye önemlidir. Alternatif tedaviler, profesyonel tıbbi müdahalenin yerini tutamaz. Sülük tedavisi gibi yöntemler, yalnızca destekleyici bir rol oynayabilir” uyarısında bulundu.
Kardiyoloji uzmanları, sülük tedavisinin potansiyeline dikkat çekerken, kontrollü uygulanması gerektiğini vurguladı.
Uzmanlar, “Sülük salgısının damar sağlığına olumlu etkileri olabilir, ancak bu yöntemin standardize edilmesi ve yan etkilerinin incelenmesi şart. Hastaların doktor onayı olmadan bu tür tedavilere başvurması riskli olabilir” dedi.
KALP KRİZİ RİSKİNİ AZALTMADA DİĞER YÖNTEMLER
Sülük tedavisi, kalp sağlığını korumada tek başına yeterli değil. Uzmanlar, kalp krizi riskini azaltmak için yaşam tarzı değişikliklerinin önemine dikkat çekti.
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de nüfusun %7’si kalp hastalığı veya kalp krizi kaynaklı sorunlar yaşıyor. Düzenli egzersiz, Akdeniz tipi beslenme, sigaradan uzak durma ve stres yönetimi, kalp sağlığını korumanın temel taşları olarak öne çıktı.
Kardiyoloji uzmanları, “Kalp krizi riskini en aza indirmek için günde 30 dakika tempolu yürüyüş, taze sebze ve meyve ağırlıklı beslenme ve düzenli sağlık kontrolleri şart” önerisinde bulundu. Ayrıca, yüksek kolesterol, hipertansiyon ve diyabet gibi risk faktörlerinin kontrol altına alınması, kalp krizini önlemede kritik bir rol oynadı.
SÜLÜK TEDAVİSİNİN RİSKLERİ VE SINIRLARI
Sülük tedavisi, doğal bir yöntem olarak görülse de risksiz değil. Uzmanlar, enfeksiyon riski, alerjik reaksiyonlar ve kontrolsüz kanama gibi yan etkilere karşı uyardı.
Uzmanlar, “Sülük tedavisi, steril koşullarda ve uzmanlar tarafından uygulanmalı. Aksi takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir” dedi. Ayrıca, sülük salgısının etkisi, kişinin genel sağlık durumuna ve mevcut tedavilerine bağlı olarak değişkenlik gösterebildi.
UMUT VERİCİ AMA DAHA FAZLA ARAŞTIRMA ŞART
Sülük salgısı, kalp krizi riskini azaltmada alternatif bir yöntem olarak dikkat çekiyor, ancak bilimsel topluluk, bu yöntemin henüz standart tedavilerin yerini alamayacağı konusunda hemfikir.
Dr. Schmidt, “Sülük tedavisi, modern tıbbın tamamlayıcısı olabilir, ancak kanıt düzeyi şu an için sınırlı. Gelecekteki randomize kontrollü çalışmalar, bu yöntemin etkinliğini netleştirebilir” dedi.
Kalp sağlığını korumak isteyenler için en güvenli yol, bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemlere öncelik vermek ve alternatif tedavileri doktor kontrolünde değerlendirmek.
Sülük tedavisi, doğal bir seçenek olarak umut vadediyor, ancak kalp krizi gibi ciddi bir sağlık sorununda, profesyonel tıbbi müdahale her zaman ilk tercih olmalı.
