Taliban, İslâm için nasıl bir örnek?!

Taliban, İslâm için nasıl bir örnek?!

İran''ı gör, Taliban''ı anla diyeceğim. Biri Şiîlerin iktidarı, diğeri Sünnîlerin diyeceksiniz. Yapıyı incelediğinizde aynı sistemi göreceksiniz. Bir kapıya çıkan sistem. İdeolojinin ve tek adamın hâkimiyeti. Belki Taliban, başta kadro ile yola çıkar, eşitler arasında birinciyi, ikinciyi... yönetime getirir. Sonra... Hiç şüpheniz olmasın karşı karşıya gelecekler. Herkesin bir silahlı grubu olacak.

Din kardeşliği falan hikâye. Talibancılar Peştun. En büyük grup. Yüzde 40''ı buluyor. Uzantısı Pakistan sınırları içinde. Bir dayanak da orası. Pakistan yönetimi gel-gitlerle Taliban''ı kanatları altına alıyor. Diğer ağırlıklı grup Tacikler, sonra Türk grupları. Orta Asya Türk ülkelerinde Taciklerin yaşadığı bölgelerde kaldım. Meselâ Buhara... Tacik diye adlandırılanlar, bana "Tacikçe konuşuyoruz ama Türk asıllıyız." demişlerdir. Kazakistan''da, Nazarbayev''in Türkleri "Turan" çatısı altında toplamak için başlattığı "Kökümüz Bir" toplantılarına Tacikistan''dan da temsilciler gelmişti.

Sen Tacik, sen Peştun, sen Türk, sen şu, sen bu demek bana zül geliyor. Hepsi aynı dinin mensupları. Başka dinden de olsa ne fark eder! Hepimiz Allah''ın kuluyuz. Ne yazık ki, kendileri için fayda umanlar ayırımcılığı sürekli tetiklemişlerdir. (Tarihe, kurucu unsurlar meselesine girmeyelim. Öyle olunca Afganistan''da da "Türkler"in iktidarı ellerinde tutmaları gerekirdi.)

Neticede Afganistan''da ayrı gruplar birbirlerini kolluyor. Bir başka ülkede Afganistanlı Türk asıllılar ile Peştunların karşı karşıya geldiklerine şahit olduğumu yazmıştım.

Afganistan''da, İran örnek olacak demiştim.

Ayetullah Humeynî, bir Şiî din adamının devletin başına geçmesi gerektiği fikrini 1960''ların sonlarında sürgünde bulunduğu Necef''te (Irak) verdiği derslerinde telaffuz etmiş, "Velâyet-i Fakih" teorisi geliştirmiştir. (Şiîliğin de kolları var. İran Şiîliği "İsnâaşeriye"ye dayanır. Orta Doğu''da Hasan Sabbah''a kadar uzanan İsmailiye kollarının olduğunu da bilin.)

Velâyet-i fakih, siyasî olarak fakihin yönetim yetkisini ifade eder. Humeynî, "İslâmî Ḥükûmet" kitabında 12. İmam''ın gaybeti döneminde âdil bir fakihin devleti yönetmesi gerektiği tezini işlemiştir.

Afganistan''da da kendilerinin sınırlarını belirledikleri ve adına "İslâm" dedikleri bir idare kuracaklar. Örneği 1996-2001 yılları arasında görülmüş, bütün dünya dehşeti iliklerinde hissetmiştir. Yine bildiklerini okuyacaklardır.

Taliban''ın da kaynağı, Diyabendî Cemaati''nden, medreselerinden ayrıca bahsederiz. Şu kadarını hatırlatacağım, siz ölçüyü koyacaksınız. Bu cemaatin ödülü var. Bir ara, "hizmetinden" dolayı, ödülü İsmail Ağa Cemaati''nin şeyhine vermek istemişlerdi.

Humeynî, Şiîlikte devlet idaresinin meşru sahibi olarak kabul edilen gayb 12. İmam Mehdî''nin ortaya çıkışını beklemeden kendi inancını devlet eliyle hayata geçirmiştir.

Taliban da kendi iktidarları için istedikleri gibi inanç sistemiyle oynayacaklardır.

Kur''ân-ı Kerîm''de, "akıl", "adalet", "kolaylaştırma" öne çıkar. Taliban''ın sistemini Kur''ân''la ölçebilir misiniz!

İçimizdeki zavallı Talibancılar... ABD''den tutturmaya kalkışıyorlar. Halkın dehşet içinde kaçışlarını "ABD iş birlikçisiydiler." diye yorumluyorlar.

Mehmet Metiner, dünkü yazısında önemli bir tespitte bulunuyor: "''İslam devleti'' tabiri, özünde yanlışlık barındıran sorunlu bir tanımlamadır. Dinin devleti olmaz, dindarların devleti olur. Dindarların devleti de, dinden anladıkları anlayış üzere olur, dinin bizatihi kendisi olmaz." ("Taliban, Şeriat, hilafet, İslam devleti vs…", Yeni Şafak, 24 Ağustos 2021)

Çok kötü örnekle karşı karşıyayız.

Yazarın Diğer Yazıları