Tarih ve doğanın buluştuğu nokta: Kapadokya

Tarih ve doğanın buluştuğu nokta: Kapadokya
Türkiye'nin önemli turizm bölgelerinden Kapadokya, her yıl yüz binlerce yerli ve yabancı turiste masalsı bir tatil imkanı sunuyor. 500'den fazla tesiste 30 bin yatak kapasitesi ile hizmet sunulan bölgeyi 2019 yılında 3 milyondan fazla turist ziyaret etti.

Tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri ile konuklarına masalsı bir atmosferde tatil imkanı sunan Türkiye'nin önemli turizm bölgelerinden Kapadokya, her yıl yüz binlerce yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapıyor.

Milyonlarca yıl önce Erciyes ve Hasan Dağı'nın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakanın yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla oluşan peribacaları ve ilginç kaya oluşumları gezginlerin ilgisini çekiyor.

Paleolitik dönemden itibaren çok sayıda medeniyetin yaşadığı bölgede bulunan yer altı şehirleri ile vadilere oyulmuş mağara yerleşimleri, turistleri geçmişten günümüze doğru yolculuğa çıkarıyor. 

Bölgede son yıllarda ön plana çıkan alternatif etkinliklerden yararlanan turistler, bu güzellikleri at, arazi aracı ve yürüyüş turları ile yaya olarak keşfedebiliyor, sıcak hava balon turuna katılarak da gökyüzünden izleme imkanı buluyor.

Avanos, Gülşehir, Ürgüp, Derinkuyu ilçeleri, Göreme, Uçhisar, Çat ve Kaymaklı beldeleri ile Çavuşin, İbrahimpaşa ve Mustafapaşa köylerindeki turistik merkezler ziyaretçi akınına uğruyor. Her mevsim farklı bir manzara sunan bölgede 12 ay boyunca turizm faaliyetleri devam ediyor.

500'den fazla tesiste 30 bin yatak kapasitesi ile hizmet sunulan bölgeyi 2019 yılında 3 milyondan fazla turist ziyaret etti.

"VAN GOGH TABLOSU GİBİ"

Geniş coğrafya üzerine yayılmış kaya oluşumları ve peribacalarını yakından görme imkanı bulan turistler, fotoğraf çektirdikleri Kapadokya'ya hayran kalıyorlar.

Ailesi ile peribacaları arasında gezinti yapan Rus turist Anastasia Veselova, AA muhabirine, üniversite öğrencisi olan kızlarının tavsiyesiyle Kapadokya'ya geldiklerini anlattı.

Doğanın güzelliklerini cömertçe sunduğu bölgeye hayran kaldığını belirten Veselova, "Buraya gelmeden önce tahminlerim vardı, fotoğraflarına da bakmıştım ancak ilginç şekildeki kayalar arasında yürümek ve onları izlemek çok hoş bir duydu. Kendimi Van Gogh tablosunun içinde gibi hissediyorum. Eşim ve kızım da tarihi ve kültürel dokuyu çok beğendi." dedi.