Tarikat, ticaret, taciz!..

Bağnazlığın "rant çarkı" örgütlenme, sistem ve sömürü açısından sürekli strateji değiştiriyor ve bu karanlık üçgenden her gün yeni bir rezalet fışkırıyor!.. Çünkü "din sömürüsü"nün kazancı holdingleşecek kadar büyüyor ve "güç zehirlenmesi"nin şaşkınlığı ile kendini kaybedenler, nihayetinde sonlarını getirecek şımarıklığın esaretinden kurtulamıyor...

Geliniz, din simsarlığının, ahlaksızlığın çukurunda debelendiği karanlık bir çarkın son yıllarda nasıl değişim geçirdiğine göz atalım;

Unutmayınız ki, 1950'den itibaren bağnazlıktan nemalanan siyaset, yandaşlarını ihya ederken kendisine oy pompalayan din simsarlarını büyütmek için de çırpınıp durdu...

Kimse bu saptamaya karşı çıkmasın; çünkü "hizmet hareketi" adı verilen sinsi topluluğun terör örgütüne dönüştüğü gerçeği, her yeni olayda bir şamar gibi suratlara çarpıyor!..

Evet; din sömürüsünün rant çarkı önceleri "molla-mürit-hizmet" sistemi içerisinde yürüyordu... Tarikatlar ve cemaatler kendilerine kutsiyet biçen bir figür ortaya çıkartıyor, molla kılığındaki o zat absürt fetvalarla kendine taban yaratıyor ve büyütülen mürit örgütlenmesi de kendisini tarikat ve cemaatin hizmetine vakfediyordu...

Çünkü, müritlerin gelirinin yüzde 25'ini "infak" adı altında gasp eden cemaatleri de,

Adıyaman'daki Menzil tarikatına üye olan müritlerin, dergah külliyesindeki tarım alanları ile diğer işletmeler de çalıştırıldığını da herkes biliyor...

5-eylul-2020-mehmet-farac.jpg

Molla, mürit, siyaset..

Gelelim din simsarlığının "molla-mürit-hizmet" üçgeninden sonra, 1980 yılından itibaren yaşadığı sarsıcı değişime...

O tarihten itibaren karanlık, sinsi, gözden uzak dergahlarda, cami köşelerinde ya da kaçak Kur'an kurslarında örgütlenerek cemaatleşen şeriatçı gruplar, köhne yapılanmalarla büyüyemeyeceklerini ve ranta ulaşamayacaklarını görmüş olmalılar ki, Fethullahçılar örneğinde olduğu gibi, eğitimi- bürokrasiyi-siyaseti keşfetme yoluna girdiler... İşte bu dönemde, tıpkı Hizbullahçıların Güneydoğu'da Menzil ve diğer grupları bertaraf etmesi gibi, Fethullahçılar da devletteki güçlerini kullanarak, Türkiye genelindeki tarikat ve cemaatleri enterne etme yoluna gittiler ve bu alanda neredeyse tek güç haline geldiler...

"Molla-mürit-siyaset" yapılanması işte bu üçgen üzerinde büyüdü ve kendini "hizmet hareketi" olarak pazarlayan Fethullahçılar, en çok da AKP döneminde palazlanırken, iktidara karşı darbe girişiminde bulunacak güce ulaştılar...

Cemaat-köle-sömürü!..

Din bezirganlığı ve bağnazlık ticareti yoksul-cahil-geri kalmış kitleleri sömürürken; bazen "molla-mürit- hizmet" ve bazen "molla- militan- siyaset" üçgenini kullanırken, güç zehirlenmesinden kaynaklanan şımarıklığın ahlaksızlığa dönüşmesi de engellenemiyor...

Türkiye; 1960'larda, Bozcaada'da müritlerine tecavüz eden Kemal Pilavoğlu adlı Ticani tarikatı şeyhini unutmuş olabilir...

Hatta son yıllarda Ensar Vakfı'ndaki toplu tecavüz vakaları da siyasetin ve yandaş medyanın baskısıyla hasıraltı edilmiş olabilir ama ahlaksızlaşan dincilik her gün deşifre olan yeni vakalarla kendini vurmaya devam ediyor...

"Badeleme" adı altında müritleriyle grup seks yapan Bursa'daki tarikat kılığındaki ahlaksız çeteden mi söz edersiniz, İstanbul'da Kur'an kurslarında erkek çocuklarına musallat olan sarıklı soysuzlardan mı?..

İslam dinine zarar veren namus-ahlak düşmanı din tüccarlarının son utanç verici rezaleti ise gericiliğin değişim geçirdiği yeni sistemi iyice açığa çıkardı!..

Kendisine Uşşaki adını veren ve efsanevi güreşçi "Filiz Nurullah"ın ismini kod adı olarak kullanan eski bir güreşçinin çevresinde oluşturduğu mürit çarkından da ahlaksızlık savruldu...

Asıl adı Eyüp Fatih Şağban olan şeyh kılıklı zavallı, ailesiyle birlikte müritleştirilen 12 yaşındaki bir kız çocuğuna musallat olunca, sakkal-sarık-cüppe üçgenine gizlenen ahlaksızlık bir kez daha deşifre oldu, ülke bir kez daha şok yaşadı ve gerçek İslam bir kez daha zarar gördü...

Evet; Devlet- Diyanet- Emniyet, devrim yasalarını çiğneyerek, Türkiye'nin dört bir yanında sözde medrese-dergah açan yobaz çetelerine karşı mücadele etmezse, bu ülkede daha çok masum çocuk tacize- tecavüze uğrayacak, daha çok rezalet deşifre olacak ve milyonlarca gerçek inanmış insan daha çok kahrolacak...

Yazarın Diğer Yazıları