Kaddafi ablukada! Paxamericana’ya boyun eğen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kaddafi’nin kalemini kırmışa benziyor!
Muammer Kaddafi de BM’nin dayatmasına boyun eğerek ateşkes ilan etti ve bu kararının denetlenmesi ya da uygulanması bağlamında Türkiye’ye müracaat etti.
Bu talebin tercümesi Libya’nın emperyalistlerce işgal edilmesine Türkiye’den imdat istemesidir!
Peki Tayyip Erdoğan bu çağrıya kulak verecek mi?
Verilen tepkiler eğer tiyatro değilse vermesi gerekiyor!
Öyle ya Tayyip Erdoğan’ın NATO müdahalesi spekülasyonları ile alakalı olarak söylediklerinin üstünden daha bir hafta bile geçmiş değil.
Hatırlayın Başbakanımız NATO’nun Libya’da ne işi var diyerek gerçekten alkışlanacak bir duruş sergilemişti.
Dahası aynı Erdoğan, “Biz petrol’den yana değil, insanlıktan yanayız, Libya’nın işgali ikinci Irak anlamına gelir” demişti.
Dolayısı ile Erdoğan’ın maazallah bu pozisyonundan çark etmesi sadece kendini inkar olmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin itibarını da yerlere düşürecektir.
Durum bu, lakin açık olarak ifade edeyim biz endişeliyiz, zira Tayyip Erdoğan’ın zoru görünce çark ettiği kanıtlanmış durumda!
Örnek mi istiyorsunuz?
NATO Genel Sekreterliğine atanan Rasmussen olayı ortada!
Hatırlayın Erdoğan karikatür krizinde İslam dünyasının boy hedefi olan Rasmussen’in NATO’ya baş olmaması için başlangıçta dik duran bir tutum sergilemiş, lakin bu tavrını çok değil bir gün sonra yapılan baskılar sonucu terk etmiştir.
Aynı şekilde İran’a karşı tezgahlanan füze kalkanı olayındaki çarkı da hafızalarda!
Dolayısı ile biz Libya bağlamında da Erdoğan’ın böylesi bir çark edişi sergileyeceği noktasında endişeliyiz ki şu ana kadar verilen görüntüler de bizi doğrular mahiyettedir.
Maalesef Erdoğan birkaç gün öncesinin meydan okuyan ve itiraz eden görüntülerde değil, tersine idare-i maslahatı çağrıştıran çizgilerdedir.
Yukarıda ifade ettiğimiz gibi Tayyip Bey bu muğlak ve kişiliksiz tavrı ile sadece kendine değil,Türkiye’nin inandırıcılığına da darbe vurmuş oluyor.
İç politikada soyut ses bombaları kontrolde olan medya sayesinde siyaseten belki kazanç sağlar da, uluslar arası ilişkilerde kof kabadayılığın karşılığı yoktur. Tayyip Erdoğan ne yazık ki dış politikayı zaman zaman iç politika gibi algıladığı için boşlukta kalıyor.
Doğrusu merak ediyorum Mısır’daki ayaklanmalar sürecinde biraz Obama’nın telefonu, biraz da Arap halklarının nezdinde popüler olma hasebiyle malum tavırlar sergileyenTayyip Erdoğan bakalım Kaddafi olayında ne yapacak?
Hayır Libya olayında alacağı tutum Erdoğan için gerçekten önem arzediyor, zira gelinen noktada Tayyip Bey açıktan ya emperyalizmin oyuncağı olduğunu bütün dünya’ya ilan edip tarihe not düşecek ya da kendine gelip Türkiye’nin Osmanlı’nın bakiyesi ve de dolaylı temsilcisi olduğunu hatırlayacak!
Evet Libya hadisesi Tayyip Erdoğan için son imtihandır! 

AT GÖZLÜKLÜLER
Millî ekonomi
modelinin teorisyeni!
Gelin bir hakkı teslim edelim.
Kemal Derviş gibi IMF komiserini zerre hak etmediği halde kahramanlaştırıp halka sunan Türk medyası bir kez olsun adil
olmalıdır.
Âyinesi işse kişinin tablo ortadadır.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Millî Ekonomi Modeli bağlamındaki teklifleri sadece CHP tarafından değil, bütün siyaset tarafından çalınıp ambalajlanıyor ve çözüm diye halka
sunuluyor.
Geçen hafta bütün Türkiye şahit oldu!
CNN-Türk’te CHP’li Faik Öztrak’la AKP’li Nurettin Canikli Aile Sigortası olayını tartışırken AKP Grup Başkanvekili aynen şu ifadeyi kullandı:
- “Aile sigortası teklifiniz size ait değil, Prof. Dr. Haydar Baş Bey’e aittir.”
CHP’li eski Hazine Müsteşarı olan milletvekili Faik Öztrak da haklı olarak “Hayır öyle değil” demedi.
Bu hadisenin gösterdiği şudur:
İlmi zemini olan bir teklifi sonsuza kadar görmezden gelemiyorsunuz, zira doğru
bir tanedir!