Zamlar üst üste geldikçe şikâyetler artıyor. Vergiler üst üste bindirildikçe insanlar ağlaşıyor.

Bütün şikâyetleri anlıyorum. “Oy verdiniz böyle oldu; ne hâliniz varsa görün.” diyecek değilim. Ben toplumun, özellikle muhalif kesimlerin büyük çoğunluğunun bugüne kadar algılamadıkları bir temel yanlış üzerinde duracağım.

Temel yanlış, mevcut iktidarı 2000’lerden önceki iktidarlar gibi görmektir.

Hiçbir şey 2000’lerden önceki gibi değildir. 2002’den önce hiçbir cemaat veya tarikat silahlı darbe teşebbüsünde bulunmadı. Hiçbir iktidar “nas var nas” diye tutturmadı.

2002’den önce hiçbir Millî Eğitim Bakanı, dinî referansları olan dernek ve vakıflarla protokoller yapmadı; okulları onlara teslim etmedi.

2002’den önce hiçbir iktidar, ömür boyu cezaya çarptırılmış bir terörist başının mektubunu şehir meydanlarında okutmadı. Hiçbir iktidar, valileri ve komutanları terörle mücadeleden alıkoymadı ve bölücü terörün belli şehirlere silah yığmasına izin vermedi.

2002’den önce -1946 seçimi hariç- hiçbir seçimin meşru olup olmadığı tartışılmadı. İnsanlar, seçimlere hile karıştırıldığı konusunda şüpheye düşmedi.

2002’den önce hiçbir iktidar devlete ait iletişim organlarını eşitsiz bir şekilde kullanmadı; bazı bakanlıkların imkânlarını göz göre göre kendi lehine kullanmadı.

2002’den önce hiçbir iktidar, Suudi Arabistan ve körfez emirlikleriyle bu denli içli dışlı olmadı; onlara bu kadar varlık satmadı; onlara bu kadar borçlanmadı.

Ve nihayet…

2002’den önce ülkemize asla milyonlarca yabancı doldurulmadı. Özal zamanında Irak’tan gelen sığınmacılar kısa zamanda geri gönderildiler. Vatanımız hiçbir zaman, demografik ve kültürel yapımızın değişmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalmadı.

İşin esası, iktidarın başının “nas var nas” diyerek ülke idaresinde dini, referans göstermesidir. İşin esası budur ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bundan asla vazgeçmemiştir. Gidiş bu yöndedir; tarikat şeyhlerinin cenazelerine yığılan milyonlar da bunu göstermektedir.

Oysa…

Din de bu değildir, muhafazakârlık da bu değildir. Yürütülen politika ve icraatlar, birilerinin kendi anlayışlarından ibarettir. Yanlış uygulamalardan dolayı insanlar, özellikle gençler dinden de, muhafazakârlıktan da soğumaktadırlar. Millî duyguları zayıflayıp yurt dışına gitmek isteyenlerin sayısının artması da bu sebeptendir.

Yukarıda açıklamaya çalıştığım temel yanlış, toplum tarafından idrak edilmeden iktidarla sonuç alıcı bir mücadele yapılamaz. Temel yanlışın da öncelikle muhalefet partileri tarafından idrak edilmesi ve topluma anlatılması gerekir.