Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR) terapisi, travma ve stresle başa çıkma konusunda dünya genelinde dikkat çeken bir yöntem olarak öne çıktı. Özellikle Post-Travmatik Stres Bozukluğu (PTSD) tedavisinde etkili sonuçlar sunan bu yenilikçi yaklaşım, bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleriyle desteklendi.

EMDR, bireylerin zihinsel yüklerini hafifletmek ve geçmiş travmaların etkilerini azaltmak için güçlü bir araç olarak kabul edildi.

EMDR, 1980’lerde Dr. Francine Shapiro tarafından geliştirilen ve travmatik anıların yeniden işlenmesini sağlayan bir psikoterapi yöntemi.

Bilateral uyarım (genellikle göz hareketleri, dokunsal veya işitsel uyarılar) kullanılarak, bireyin travmatik anılarının duygusal yoğunluğunu azaltmayı ve bu anıları daha adaptif bir şekilde yeniden yapılandırmayı hedefledi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) gibi önde gelen kuruluşlar, EMDR’yi PTSD tedavisinde etkili bir yöntem olarak tanıyor.

BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?

EMDR’nin etkinliği, dünya çapında yürütülen 30’dan fazla randomize kontrollü çalışma (RCT) ile kanıtlanmış durumda.

Journal of Anxiety Disorders’ta yayımlanan bir meta-analiz, EMDR’nin travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını azaltmada, travma odaklı bilişsel davranışçı terapi (CBT) kadar etkili olduğunu, hatta bazı durumlarda daha hızlı sonuçlar sunduğunu ortaya koydu.

Ayrıca, 2017 yılında Amerikan Psikoloji Birliği’nin (APA) kılavuzlarında bazı metodolojik eleştirilere rağmen, EMDR’nin PTSD tedavisinde en yüksek öneri seviyesine sahip olduğu belirtildi.

Hollanda’daki Utrecht Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ad de Jongh, EMDR’nin sadece PTSD ile sınırlı olmadığını, anksiyete, depresyon ve fobiler gibi diğer psikolojik sorunlarda da umut vadettiğini ifade etti.

De Jongh, “EMDR, travmatik anıların zihinsel ağlarda nasıl depolandığını yeniden yapılandırarak, bireylerin geçmişin yüklerinden kurtulmasını sağlıyor” dedi.

UZMAN GÖRÜŞLERİ

EMDR, uluslararası alanda birçok uzman tarafından desteklendi. Avustralya Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırma Konseyi (NHMRC) ve Birleşik Krallık Ulusal Sağlık ve Bakım Mükemmeliyet Enstitüsü (NICE) gibi kurumlar, EMDR’yi travma tedavisi için önerilen yöntemler arasında sıraladı.

ABD’deki California Üniversitesi’nden Dr. Bessel van der Kolk, travma üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan bir uzman olarak, EMDR’nin “beynin doğal iyileşme mekanizmalarını harekete geçirdiğini” belirtti.

Van der Kolk, “EMDR, bireylerin travmatik anılarının duygusal yükünü azaltarak, onların bugünkü yaşamlarını daha sağlıklı bir şekilde sürdürmelerine olanak tanıyor” dedi.

Uzman klinik psikologlar, “EMDR, özellikle travma ve stresle başa çıkmakta zorlanan kişiler için çok etkili bir terapi yöntemidir” diyerek yöntemin gücüne dikkat çekti.

Uzmanlar, EMDR’nin bireylerin geçmiş olayların gölgesinden kurtularak daha sağlıklı bir zihinsel duruma ulaşmalarına yardımcı olduğunu vurguladı.

EMDR’NİN FARKI VE AVANTAJLARI

EMDR’nin diğer terapi yöntemlerinden farkı, yoğun maruziyet gerektirmemesi ve daha az ödevle daha hızlı sonuçlar sunabilmesi.

Geleneksel CBT, hastaların travmatik anılarını detaylı bir şekilde anlatmasını ve evde ödev yapmasını gerektirirken, EMDR bu süreci daha az invaziv bir şekilde yürüttü. Ayrıca, EMDR’nin çevrimiçi uygulanabilirliği, pandemi sonrası tele-sağlık uygulamalarının yaygınlaşmasıyla daha da önem kazandı.

Yayımlanan bir randomize kontrollü çalışma, yüz yüze ve çevrimiçi EMDR’nin Genelleştirilmiş Anksiyete Bozukluğu (GAD) tedavisinde eşit derecede etkili olduğunu gösterdi.

SINIRLARI VE GELECEĞİ

Her ne kadar EMDR, PTSD ve diğer travma temelli bozukluklarda etkili olsa da, uzmanlar yöntemin herkes için uygun olmadığını belirtti.

Dr. van der Kolk, “EMDR, eğitimli ve sertifikalı bir terapist tarafından uygulanmalı. Yanlış uygulamalar, hastalar üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir” uyarısında bulundu. Ayrıca, EMDR’nin şizofreni gibi karmaşık psikiyatrik durumlarda kullanımı üzerine daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuldu.

EMDR terapisi, travma ve stresle mücadelede bilimsel olarak desteklenen, etkili ve yenilikçi bir yöntem olarak öne çıktı.

Dünya çapında uzmanların ve hastaların olumlu geri bildirimleriyle, EMDR’nin psikoterapi alanında daha da yaygınlaşması bekleniyor.

Travmatik anıların gölgesinden kurtulmak isteyenler için bu yöntem, umut ışığı olmaya devam ediyor.