1970’ten bu yana 28 metre eriyen buzullar tüm insanlık için tehdit oluşturuyor

1970’ten bu yana 28 metre eriyen buzullar tüm insanlık için tehdit oluşturuyor
Fransa’da yayınlanan bir rapora göre buzulların toplamda 1970’ten bu yana 28 metre erimesi ve tarihin en kurak şubat aylarından birinin yaşanması gelecekte tüm insanlık için korkutan bir senaryonun ortaya çıkabileceğini gösteriyor.

Tüm dünyanın küresel iklim krizleri ve doğal afetlerle mücadele etmeye çalıştığı şu günlerde Fransa’dan insanlığın geleceğini korkutan bir haber geldi.

Lemonde’nin haberine göre Fransa Meteoroloji Servisi, küresel ısınmayla birlikte Alp buzullarının yok olabileceğini duyurdu. Çok uzun süredir bölgenin hiç yağış almadığı ve buzul örtüsünün ortadan kalktığı aktarılırken, bölgeye giden gözlemcilerin korkutan raporlar yayınladıkları vurgulanıyor.

ŞİMDİYE KADAR KAYDEDİLEN EN KURAK AYLARDAN BİRİ

Haberde, tüm bölgeye olduğu gibi Alpler’e de çok uzun süredir yağış düşmediği ve benzeri görülmemiş bir kuraklığın yaşandığı belirtildi. Şubat ayının ‘şimdiye kadar kaydedilen en kurak aylardan biri’ olduğu vurgusu yapılırken, Fransa Çevre Bakanı’nı ülkenin tamamının alarm halinde olduğu belirtiliyor.

BUZULLAR 28 METRE ERİDİ

Dünya Buzulu İzleme istatistiklerine göre 1970’ten bu yana tüm dünya buzullarının üzerinde yaklaşık 28 metrelik bir kaybın olduğu ve bu kaybın hem doğal felaketlere hem de içme suyu kaynaklarının tükenmesine sebep olacağı vurgulandı.

SICAKLAR TÜM DÜNYADA ORTALAMA 3 DERECE ARTACAK

Fransa Kalkınma Araştırmaları Enstitüsü araştırmacıları ise tüm dünyayı korkutan bir senaryo çizdiler. Bu senaryoya göre ‘‘tüm dünyada bu yüzyılın sonunda çok sayıda buzulun kuruyacağı bir sürece doğru gidiyoruz. En karamsar duruma göre 2100 yılında küresel ölçekte sıcaklıklar ortalama 3°C artacak ve bu artış dağlarda çok daha fazla olacak. Bugün doğan çocuklar 80 yaşına geldiğinde Alplerdeki buzulların çoğu gitmiş olacak. Eskiden sonsuz kar denilen şey artık öyle değil’’.

BUZULLAR NEDEN ÖNEMLİ?

Buzullar dünyanın dengesi için büyük bir öneme sahip, çünkü bu buzullar sayesinde kutup bölgeleri soğuk kalabiliyor ve bu da küresel iklimi dengede tutmayı sağlıyor. Buzullarının yüzeyleri son derece parlak olduğu için, üzerine düşen Güneş ışınlarının %80''i uzaya geri yansıtılıyor. Yazın bu buzullar eridiğinde yerlerini bıraktıkları okyanus karanlık olduğu için, okyanus suları gelen tüm ışınların %90''ını emiyor. Buzulların erimesi, %80''lik bir yansıtma oranından, %90''lık bir emme oranına kadar devasa bir değişime neden oluyor. Yansıtmadan emmeye olan bu geçiş, gezegenimizin yüksek miktarda ısı tutmasına neden oluyor.

Çok küçük sıcaklık değişimleri bile uzun vadede çok ciddi küresel iklim değişikliklerine neden olabilmektedir. Bu nedenle kutup bölgeleri ve diğer bölgelerdeki buzullar, Dünya''daki iklim değişikliği için en hassas olan bölgelerdir. Bu buzulların hem kalınlığı, hem de genişliği yıldan yıla hızla azalmaktadır. Eğer bunun önüne geçemezsek, dünya çok daha sıcak bir yer haline gelecek ve bu, biz de dahil olmak üzere Dünya üzerindeki bütün yaşamı tehdit edecek.

İÇME SUYUMUZUN KAYNAĞI BUZULLAR

Kar ve buz örtüsü önemli su depoları. Bu sayede insanlar için tatlı su kaynaklarını oluşturuyorlar. Dünyada bütün suların yüzde 1 ila 2’si içilebilir tatlı su kaynaklarını oluşturuyor ve bunların çoğu da yeraltı suları. Yüzey suları çok daha az bir oranı oluşturuyor. Karasal buzullar ise yüzey tatlı su kaynakları açısından en değerli kaynaklar.

Yakın gelecekte yaşanması beklenen su krizleri döneminde hayati önemdeki su deposu görevi görmesi beklenen buzullar, özellikle tarımsal sulama amaçlı kullanıldığından gıda güvenliği bakımından da hayati bir nitelik taşıyor.

İlgili Haberler