Tünelden nasıl çıkılır?
Mehmet Şimşek, büyük umutlarla ekonominin başına getirildi. Aradan aylar geçmesine rağmen ortada krizi sonlandıracak bir programın varlığından söz etmek mümkün değil.
Yandaş gazetecilerin her şeyin iyiye gittiğine dair yaltaklanmalarının hiç bir anlamı yok. İyiye giden bir ülkede her gün yeni zamlar, yeni vergiler gündeme gelmez.
Önce KDV yüzde 18'den yüzde 20'ye çıkarıldı.
Sonra kamuda servisler kaldırıldı. Esnafın çektiği kredilerin faizine zam yapıldı.
Hazinede para olmadığı için emeklilerin maaşlarının artırılmayacağı açıklandı. Bu gidişle emekliler aldıkları maaşla ot bile yiyemeyecekler.
Tasarruf adı altında krizin bütün yükü dar gelirlilerin omuzlarına bindiriliyor.
Garantili ihalelerden en küçük taviz yok, dövize endeksli ödemeler devam ediyor. Ev sahiplerinin kiraya verdikleri evlerin vergiden muaf olan kısmı da vergi şemsiyesi içine alınıyor. Bunun ekonomideki delikleri kapatmayacağı ve vergi yükü kiralara yansıtılacağı bilinmesine rağmen bu yönde çalışmalar sürüyor. Bu düzenleme de gelirse İstanbul kiracılara zindan olacak. Evi olmayan için İstanbul'da yaşamak hayal olacak.
Vatandaşı ezerek, açlığa mahkûm ederek krizden çıkılmaz. Siyaset insan içindir. Bu vergi ve zam politikasının insana bakan bir yönü yok.
Her ülke krize girebilir, sıkıntılar çekebilir. Maliyet toplumun bütün kesimlerine dağıtılırsa sorun olmaz. Maliyet sadece fakir-fukara takımına yüklenirse bu sorunu daha da büyütür. İsrafın sorumlusu, bir kilo et alamayan vatandaş değil, saray ve saraylara akıtılan milyarlardır. İtibardan tasarruf olmaz diyerek kendi lüks hayatlarından feragat etmeye yanaşmayanlardır. İhalelerde kayırmacılık yaparak beş liralık işi on beş liraya mal edenlerdir. Rüşveti, yolsuzluğu politika hâline getirenlerdir.
Üstelik bu kriz, uluslararası şartların bir sonucu değil, tamamen kötü yönetimin bir sonucudur.
Ekonomi bağımsız bir disiplindir. Ancak diğer bilim dalları ile de yakın ilişkisi vardır. Onca patırtıya, gürültüye şuradan buradan yapılan ekonomist transferine rağmen hiç bir şey değişmemesinin sebebi meselenin bu yönünün ıskalanmasıdır. Çünkü para sadece kazanacağı yere gitmez, aynı zamanda güvenlik de ister. Güvenlik dediğimiz şey hukuktur, adalettir. Parayı paradan veya kârdan çok adalet çeker. Dünyanın en iyi ekonomistlerini de getirseniz yargı bağımsız olmadıkça, hukukun üstünlüğü sağlanmadıkça kimse parasını getirip sonu belli olmayan bir maceraya girmez. Sermaye, önce yasalarınıza, mahkemelerinize güvenmek ister. Bir gün AYM kararlarını tanımıyorum, bir başka gün AİHM'e rest çekerseniz yabancı sermaye yerine bol bol nasihat alırsınız. Sadece Arap sermayesi ile kendi sebep olduğunuz bu bataklığı kurutamazsınız.
Ekonominin düzelmesi için önce Saray'ın tasarruf etmesi gerekir.
Sonra keyfiliğin terk edilmesi, tek adamla bir ülkenin yönetilemeyeceğinin anlaşılması ve bu düzenden vazgeçilmesi, hukuk güvenliğinin sağlanması gerekir. Bunlar olmadıkça, bazılarına saltanat sürmek, diğer bazılarına da onların ehramlarına taş taşımak düşer.