Türk dünyasının büyük lideri
Yarın yani 1 Aralık, dost ve kardeş Kazakistan Cumhuriyetinin “Birinci Cumhurbaşkanı Günü...” 14 Aralık 2011 tarihinde Halk Meclisi’nin aldığı bir kararla ilk kez geçen yıl kutlanan bu anlamlı gün için ülkenin dört bir yanında organizasyonlar düzenleniyor. Birkaç gün önce Türkiye-Kazakistan Dostluk Grubu adına Kazakistan’da bir konferansa katılan AKP Milletvekili İsmail Safi’nin “Nazarbayev tüm Türk Dünyasının lideri ve aksakalıdır” sözleri bir süredir belirginleşen ve kimi toplantılarda seslendirilen gerçeğin Türkiye tarafından da tescilidir. Türklük ve Türk dünyası kavramına sahip çıkan, bölgesel bütünleşmenin önceliğine vurgu yapan ve neredeyse yeniden bir ülke inşa etmeyi başaran Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Doğu ve Batı’yı uyumlaştırmayı başarmıştır. Bugün Rusya, Çin, ABD, AB ve Orta Doğu ülkeleri Kazakistan’ın dikkat çeken yükselişine vurgu yapmakta ve işbirliğine yönelmektedir. Ülkenin uluslararası toplumda güçlenen imajı AGİT ve İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlıkları, Kış Olimpiyat Oyunları, EXPO 2017 ev sahipliği gibi pek çok başarıyı beraberinde getirmiştir. Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı, Geleneksel ve Semavi Dinler Kurultayı, Şanghay İşbirliği Örgütü gibi uluslararası kuruluşların da öncülüğü Nazarbayev liderliğindeki Kazakistan’a aittir. Türk Konseyi’nin kurulması sürecinde Nazarbayev’in kararlılığı bu teşkilatın ortaya çıkmasındaki en büyük etkendir. Nazarbayev’in Nahçivan’da yapılan Türk Dünyası Liderler Zirvesinde “Türklüğümüzü çocuklarımıza ve bütün dünyaya öğretelim” şeklindeki sözleri Astana’da kurulan Türk Akademisi ile taçlanmıştır. 1991 yılında elde edilen bağımsızlığın ardından ülkede yaşanan muazzam gelişim örnek alınacak bir liderlik başarısıdır.
Bugün belki Nazarbayev’i ülkesinde de eleştirenler var... Bunlara alışmak lazım. Ülkenin bazı eksikliklerini ortaya koymaya çalışan bu eleştiri ve önerilerin merkezi yönetim tarafından da değerlendirilmesi gerekir. Ancak farklı ülkelerde Nazarbayev’e yöneltilen bazı haksız eleştiri ve ithamların gelecek dönemde bir iç siyaset malzemesi olarak kullanılması en çok Kazakistan’a zarar verir. Zira dışarıdan bu tarz algıya sahip olanların bir Türk cumhuriyetinin ya da bir Orta Asya ülkesinin istikrarlı yükselişini sindirememesi kuvvetle ihtimaldir.
Elbette ki eleştiri yapılamaz diye bir kural yoktur. Ama kim ne derse desin Türk dünyasına inanan ve yıllardır bu davaya hizmet etmeye çalışan birisi olarak belirtmek gerekir ki Nursultan Nazarbayev’in bu konudaki yaptıkları ortadadır... En baştan Türk dünyası adına hangi faaliyet ve yenilik var ise orada Nazarbayev ve Kazakistan olmuştur. Gelinen noktada onsuz ve dolayısıyla Kazakistan’sız bir bütünleşme sürecinin başarı elde etmesi oldukça tartışmalıdır.
Öyle ki ülkemizde Türk kavramının etnik bir kimlik, Türküm demenin “ırkçılık” ya da “faşistlik” olarak değerlendirildiği bir dönemde Kazakistan Cumhurbaşkanının Türk dünyasına olan katkısını bilmeli ve kardeşlerimizin dünden daha fazla bugün bize yaklaşmasını sağlamalıyız. Nazarbayev’in de fikirlerinin temelinde olan Atatürk’ün dediği gibi “...Hazırlanmak o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır.”