Türk Konseyi Bişkek'te toplanıyor

Türk Konseyi 2. Liderler Zirvesi 23 Ağustos tarihinde Kırgızistan’ın Başkenti Bişkek’te toplanıyor. Konseyin üyeleri Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’dan oluşuyor. Aslında toplantının Issık-Göl bölgesinde yapılması düşünülüyordu. Ancak bölgedeki ulaşım ve konaklama imkanlarındaki yetersizlikler sebebiyle Bişkek’te karar kılındı. Üzülerek ifade etmek isterim ki Türkmenistan ve Özbekistan Türk Konseyi Zirvesi’nde hiçbir düzeyde temsil edilmeyecek. Hatta Azerbaycan kaynaklarından aldığımız bilgiye göre Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de katılmayarak yerine bir temsilci göndereceği ifade ediliyor. (Aliyev’in katılması için görüşmeler devam ediyor). Buna göre Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev Bişkek’teki Liderler Zirvesi’nde hazır bulunacaklar.

Neden katılmıyorlar?
Türkmenistan’ın son olarak 2001 ve 2010 yılında, Özbekistan’ın ise 2000 yılındaki zirveye Devlet Başkanı düzeyinde katıldıkları ve yine Türkmenistan’ın 2006 yılında yalnızca Büyükelçisini gönderdiği, Özbekistan’ın da 2000 yılından bu tarafa hiçbir zirveye katılmadığı görülüyor. Muhakkak ki bu durumu yalnızca siyasi iktidarın yanlışlarına bağlamak doğru değil. Bu yanlışlıkların yanı sıra Türkmenistan’ın BM nezdinde imzaladığı “Tarafsızlık Sözleşmesi” ve Türkmenbaşı’nın vefatının ardından genel politikadaki bazı değişikliklerle beraber Özbekistan’ın Türkiye’ye karşı takındığı tavır ve Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un “Türkiye’nin kendisini istemediği” yönündeki algısının, gelişmeleri bu noktaya kadar getirdiği söylenebilir. 2001-2006 yılları arasındaki 5.5 yıllık dönem Türk Konseyi açısından kayıp bir dönem niteliğindedir. Üstelik “Türk Birliği” idealinin lokomotifi olması gereken Türkiye’de bile iktidarından muhalefetine kadar Türk dünyasına verilen önemin bütün kesimler açısından beklentilerin çok gerisinde kaldığı çok açıktır. Bu olumsuzluklara rağmen Türk Konseyi’nin hayata geçmesi ve Halil Akıncı başta olmak üzere Genel Sekreterliğin yoğun çabaları ile alt komisyonların kurulmaya başlaması Türk Birliği adına önemli bir kazanım olarak kabul edilebilir.

2. Zirvenin gündemi
Bişkek’teki 2. Zirvede daha önce Ekonomi, Milli Eğitim ve Kültür Bakanları toplantısında alınan tavsiye niteliğindeki kararların imzalanması bekleniyor. “Ulaştırmanın Geliştirilmesi”, “Ekonominin Çeşitlendirilmesine Yönelik Önlemler”, “Kalkınma ve Yatırım Bankasının kurulması”, “Ekonomik İlişkilerin Temeli Olarak Girişimcilik”, “Issık-Göl Bölgesinin canlandırılması”, “TÜRKSOY’un faaliyetleri” ve “Bakü’de büyük bir serginin hazırlanması” liderlerin görüşeceği hususlar arasında yer alıyor. Eğitim ve kültür konularının genel çerçeveyi oluşturacağı toplantıda Astana’daki Türk Akademisi’nin uluslararası bir örgüt haline getirilmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Nereden nereye
S.S.C.B’nin dağılmasının ardından 1992 yılında ilk kez toplanan ve Azerbaycan Devlet Başkanı Ebulfeyz Elçibey’in katıldığı zirve, Türk Birliği hedefinin en somut adımlarından birisi olmuştur. Öyle ki dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından bu kadar açık bir şekilde “Türk cumhuriyetleri arasında gümrük mevzuatları uyumlulaştırılarak kişi, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımına imkan tanıyan bir serbest ticaret düzeninin oluşturulması; ortak bir yatırım ve kalkınma bankasının kurulması, demiryolu, karayolu ve havayolu bağlantıları ile telekomünikasyon imkanlarının geliştirilmesi; Türk cumhuriyetlerinin doğal kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa’ya sevk edilmesi” gerektiği beyan edilmiştir. Aradan geçen 20 yılda ise bu hedeflerin hangilerinin gerçekleştirilebildiği ortadadır.

Yazarın Diğer Yazıları