Türk Tabipleri Birliği'nden 'tam kapanma' açıklaması

Türk Tabipleri Birliği'nden 'tam kapanma' açıklaması
Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılan açıklamada iktidarın 'tam kapanma' adı altında ilan ettiği yeni kısıtlamaların halk sağlığını korumayı amaçlamaktan uzak olduğu belirtildi. Yapılan açıklamada çalışma yaşamanın düzenlenmesi için 11 maddelik öneride bulunuldu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu, iktidar tarafından “tam kapanma” olarak duyurulan tedbirlerle ilgili değerlendirmesini 27 Nisan 2021 tarihinde çevrimiçi bir basın toplantısı düzenleyerek kamuoyu ile paylaştı.

Basın toplantısına TTB Merkez Konseyi üyeleri ve Pandemi Çalışma Grubu üyeleri ile İstanbul, Ankara ve Diyarbakır tabip odalarının başkanları katıldı.

"ÜRETİM DURMUYOR, HALK SAĞLIĞI KORUNMUYOR"

Toplantının açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, yeni düzenlemelerin üretimin durdurulmadığına, turizm gelirlerinin öncelendiğine, eve kapatılan insanların yoksullaşmasına ve ev içi şiddete hiçbir çözüm üretilmediğine dikkat çekerek “tam kapanma” adı altındaki düzenlemelerinin halk sağlığını korumayı amaçlamadığını söyledi.

Türkiye’nin Kovid-19 destek miktarını 638 milyar TL olarak uluslararası örgütlere bildirdiğini aktaran Korur Fincancı, bu meblağın sadece %10’unun sosyal destek programları olduğunu, %90’a yakın kısmının ise prim ödemelerinin ertelenmesi, borçların yapılandırılması, yeni krediler verilmesi gibi sosyal destek olmayan uygulamalar olduğunun altını çizdi.

"EMEKÇİLER İÇİN BİR DÜZENLEME YOK"

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Elif Turan da salgının değil ekonomik kaygıların, emekçilerin değil sermayenin ön plana alındığı kararlar ile karşı karşıya olunduğunu dile getirdi. Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Feride Aksu Tanık ise başkentte polikliniklere yapılan başvuruların %75-80’inin üretim alanlarından olduğuna dikkat çekti ve “Emekçiler için yapılan hiçbir düzenleme yok maalesef. Bilimsellikten uzak, bilim insanlarının ve sağlık emek-meslek örgütlerinin hiçbir görüşü alınmayan, tek merkezden yapılan ve zorla dayatılan güvenlikçi bir program var" dedi.

TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, filyasyonu kontrol edebilmek için gereken “günlük vaka sayısını 5 bine indirme” hedefinin mevcut koşullarda çok uzakta olduğunu belirtti ve “Yeterince yönetmeme, virüsün birbiriyle birleşerek bizim aramızda kalıcı varoluşunu kutlaması sonucunu doğurdu” diye ekledi.

ÇALIŞMA YAŞAMI İÇİN 11 ÖNERİ

TTB Pandemi Çalışma Grubu adına basın açıklamasını ise Prof. Dr. Feride Aksu Tanık okudu. Basın açıklamasında epidemiyoloji bilimi ışığında salgının nasıl sınırlandırılması ve kapanmanın nasıl uygulanması gerektiğine ilişkin genel ilkelerden söz eden Aksu Tanık, çalışma yaşamına ilişkin önerileri şöyle sıraladı:

1. İşçilerin, işsizlerin, yoksulların yaşamlarının ve sağlıklarının olumsuz etkilenmesini engelleyecek ücretsiz su-ısınma-elektrik giderlerinin karşılanması gibi destekler; açıklanan “tam kapanma” boyunca sağlanmalıdır.
 
2. Gündelik işlerde, kayıtdışı çalışan insanların sosyal ve ekonomik açıdan desteklenmesi yaşamsal önem taşımaktadır.

3. Tek başına yaşayan yaşlıların günlük yaşamsal gereksinimlerinin karşılanmasına yönelik kamusal önlemlerin alınması sağlanmalıdır.

4. Engelli, kronik hastalığı olan kişilerin, çalışmak zorunda olan ebeveynlerin çocuklarının gündüz bakımı sağlanmalıdır.

5. Aşılama mutlaka hızla yaygınlaştırılmalı ve herkesi kapsamalıdır.

6. Sağlık emekçilerinin aileleri mutlaka en kısa zamanda aşılanmalıdır.

7. Parklar, açık alanlarda fiziksel mesafeye dikkat ederek zaman geçirebilmek olanaklı olmalıdır.

8. Türkiye’de “sosyal destek kalkanı” toplam COVID desteğinin %1''inden biraz fazladır. Kısa çalışma ödeneği ve benzeri kalemlerle verilen doğrudan destek bütün “canlandırma desteği”nin %10’unun altında kalmaktadır. Kapanma sırasında gelir kaybına uğrayan ve işini kaybedenlerin zararı tazmin edilmeli, talep edenlere gelir seviyeleri göz önünde bulundurularak destek verilmelidir.

9. Formel işgücünün önemli bir kısmı 50 ve üstü işçinin çalıştığı işyerlerinde çalışmaktadır. Yalnız İstanbul’da bu alanların toplumsal istihdamdaki oranı %40’a ulaşmaktadır. Fiziksel mesafe, havalandırma, kişisel koruyucu donanım olmaksızın bu işyerlerinde çalışmaya zorlanma kabul edilemez. Yaşamsal olmayan sektörlerdeki üretim mutlaka durdurulmalıdır.

10. Belli bir sayıdan fazla işçinin bir araya

İlgili Haberler