Türk’e Ad Veren Türkler
Dış yurtlardaki gelişmeler sebebiyle Türk Dünyasıyla ilgili araştırmacıların tarafımıza ulaştırdığı ve bir süredir elimizde biriken eserleri paylaşma fırsatı bulamıyoruz.
“Türk’e Ad Veren Türkler” de bunlardan birisi.
Kitap, Oş ve Celalabat şehirleri olmak üzere, Özbekistan’ın Fergana ve Andican şehirlerinde yaşayan Özbek ve Kırgız boyuna mensup olmayan ve Türk adıyla anılan Türk boyu hakkındaki saha araştırmasını içeriyor. Elde edilen bulgular Kırgızistan’ın Karasu ilinin doğusunda yer alan Özgen yerleşim merkezinde yoğunlaşıyor.
Türk adının tarihte ilk defa ne zaman ve hangi kaynaklarda kaydedilmiş olduğuna yönelik çok sayıda görüş bulunsa da kuvvet anlamına gelen Türk adının genel olarak en geç Göktürk çağından M.Ö. 2 bin ortalarına dayandığı ifade ediliyor. Öyle ki Sümer metinlerinde di (demek), dingir (Tanrı), uş (iş), kapkagak (kap kacak) vb.. 330’dan fazla Türkçe kelime olduğu anlaşılıyor. Türk adını töre fiiliyle ilgili tutan Danimarkalı bilim adamı Wambery’e göre Türk kelimesi türemiş anlamına geliyor. J. Nemeth ise kendi döneminde geçerli olan Türkoloji kaynağına başvurarak Türk’ün güç, kudret anlamına geldiğini ifade ediyor. Osman N. Tuna’nın Çin kaynaklarında destek bulan yaklaşımında Türk kelimesi yaratılmış anlamında türük-insan manasıyla temsil ediliyor. Erol Güngör, Türk adının önceleri bir boyun adı iken M.S.6. Yüzyılda ana dili Türkçe olan tüm boyları içerisine alan bir üst kimlik haline geldiğini ortaya koyuyor.
Muharrem Ergin’in Türklüğün en büyük iftihar vesilesi olarak değerlendirdiği Orhun Yazıtları ise Türk adının, Türk Milletinin geçtiği ilk Türkçe metin olma özelliği taşıyor. Orhun Yazıtları’nda boy ve millet ismi 235 kez geçerken, aynı zamanda sıfat olarak da kullanılan Türk adı 84 kez geçiyor. Buradaki Türk, aynı genetik hafızaya sahip boylardan birinin doğrudan adı olarak yer alıyor. Benzer şekilde Kaşgarlı Mahmud başka hiçbir kavme Allah tarafından isim verilmediğini söyledikten sonra “Onlardan biri içinde Türk denir hepsi için de. Kimsin anlamında kim sen denir. Türküm anlamında Türk men diye cevap verilir” ifadelerini kullanıyor.
Kitabın sonunda Orhun Yazıtlarında adı geçen Türk bodun’un bugün Kırgızistan’ın güneyinde ve Özbekistan’da yaşayan Fergana Vadisi Türkleri olduğu ve bu Türklerin aynı zamanda Türk milletine adını veren Türkler olduğu ileri sürülüyor.
Kitabın yazarlarına gelince... Doç. Dr. İsmail Doğan ve Erdal Aydoğmuş... Doğan, gerçekten yürekli bir araştırmacı. Atilla’nın torunları “Sekelleri”, uygarlığın başlangıcı olarak gösterilen Mayalar ve Türklük arasındaki ilişkiyi ortaya çıkaran bilim adamı. Türklüğün bir etnisite olduğunu iddia eden bilgiden yoksunlara bu iki kitabı da okumalarını salık veriyorum. Doğan’ın yanı sıra “Türk’e Ad Veren Türkler” kitabının saha araştırmasında Türk Dünyasını yakından tanıyan kişilerin katkıları bulunuyor. Bunlardan birisi de Manas Üniversitesi’nde görev yapan değerli dostum Erdal Aydoğmuş. Erdal, Kırşehir’in Mucur ilçesinden... Lisans öğrenimini Kazakistan’da tamamladı ve uzun süredir Kırgızistan’da Türk Dünyasına hizmet ediyor. Ayrıca çalışmada Dr. Mehmet Sağ, Ahıska Türkleri Derneği Başkanı Süleyman Temiroviç, Türkatalar Derneği Başkanı Halimergen’in katkılarını unutmamak gerekiyor.
Bu önemli çalışmayı mutlaka okumalı ve gençlerimizin istifade etmesini sağlamalıyız diyorum...