Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Abdullah OSKAY

Abdullah OSKAY

Ticaretin Politikası

Türkiye’nin ihracat vizyonunda yeni açılımlar

Michael Porter, 1990 yılında yayımlanan Ulusların Rekabet Avantajı adlı eserinde çığır açıcı bir teori benimsemiş ve kümelenme yaklaşımını dünyanın gündemine getirmiştir. Porter bu eserinde yığılma ile kümelenme arasındaki farkı ele almış, coğrafi olarak yakın firma, tedarikçi ve ilgili kurumların bir araya gelerek oluşturduğu "kümelerin", rekabet avantajı ve ekonomik gelişimi artırdığını vurgulamıştır. Porter’ın bu yaklaşımı dünyanın birçok bölgesinde uygulanmıştır.

Ülkemizde Ticaret Bakanlığı iş yapma kültürümüzde geleneksel olarak eksik olan birlikte iş yapmayı geliştirebilmek için Porter’ın kümelenme analizini destek programlarına dahil etmiştir. 14 yıldır uygulanan desteklerle hem mal ihracatında hem hizmet ihracatında kümelenmeye dayalı çalışmalar yapılıyor. Kümelenme çalışmalarında ihtiyaç analizi, eğitim, yabancı firmalarla eşleştirme, danışmanlık gibi farklı alanlarda firmalar destekleniyor.

Ticaret Bakanlığı 2014 yılından bu yana kümelenme konferansları düzenliyor. Geçtiğimiz hafta Ticaret Bakanlığı 6. Kümelenme ve Ur-Ge Konferansı’nı düzenledi. Etkinlikte bugüne kadar yürütülen programın detayları ve kazanımları ele alındı.

Başarılı Ur-Ge Projelerimiz Var.

Bugüne kadar Ticaret Bakanlığı 619 kümelenme projesine destek verdi. Bu projelerden halen 157’si desteklenmeye devam ediyor. Bakanlığın yönlendirmeleriyle birçok başarılı küme ortaya çıktı. İnegöl ve Kayseri’de mobilya, Manisa’da yaş sebze, meyve ve kurutulmuş meyve, Ankara’da makine ve savunma sanayi, İkitelli’de ayakkabı sanayinde hayata geçirilen kümelenmeler bunlara örnek. Ur-Ge projeleri sayesinde firmalar hem kurumsal kapasitelerini geliştiriyor, hem de yeni pazarlara açılma başarısı gösteriyor.

Bununla birlikte, programın biraz çağın gerisinde kaldığı, aynı şablon projelerin uygulanmaya başladığına yönelik eleştiriler bulunuyor. Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın açıklamalarından başta tanıtım çalışmalarında yenilikçi desteklerin programa ekleneceği ifade edildi.

İhracatımızın Vizyonu

Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda ihracatımızı 2028’de 375 milyar dolara, hizmet ihracatımızı da 200 milyar dolara çıkarma planı bulunuyor. Orta vadeli programdaki hedefimiz olan mal ihracatında 267 milyar dolar, hizmetler ihracatında da 110 milyar dolar hedefimiz var. Dış ticaret açığımız da son dönemde 100 milyar doların altına inebilmiş durumda.

2002 yılında yola çıkarken ihracatımızın kilogram değeri 65 centti. Şu anda 1 dolar 55 cent. Hedef ise 2 dolara ve daha sonra da 2,5-3 dolarlara çıkarmak. Bunun için daha teknoloji, inovasyon ve marka yoğun katma değeri yüksek ihracata geçmemiz gerekiyor. Bu noktada yeni bir katkı olarak uzak ülkelere yapılacak ihracatlarda kullandırılan ihracat kredisi faizinin bir bölümü ile finansman maliyetinin bir bölümünü Ticaret Bakanlığı karşılamayı planlıyor.

İhracat tanıtım ve pazarlama vizyonu yeni bir ufuk olacak

Etkinlikte öne çıkan bir diğer vurgu da, İhracatçı Birlikleri ve İhracat Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla ortaya çıkan 2028 İhracat Tanıtım ve Pazarlama Vizyonu idi. Vizyon doğrultusunda 27 farklı sektöre yönelik 41 proje yürütülmesi öngörülüyor. Ayrıca 2006 yılından beri sürdürülen Turquality destek programının geliştirilmesi de yine öne çıkan hususlardan.

Sonuç…

Türkiye’nin birlikte hareket etme ve markalı ürünlerle uluslararası alana açılmaktan başka şansı yok. Ticaret Bakanlığı bu gerçeği görmüş ve buna uygun olacak şekilde yeni açılımlar yapmaya başlamış durumda. İhracatçılarla birlikte sinerjik bir dönüşümle Türkiye’nin ihracatının daha iyi yerlere geleceği, dış ticaret açığının daha da azalacağı kesin.

Yazarın Diğer Yazıları