Türkiye; heveslileri, gönüllüleri arasından ehliyetle seçerek, masraflarını karşılayarak uzay yolculuğu için hazırladığı, bedelini ödeyerek uzaya gönderdiği Emekli Pilot Albay Alper Gezeravcı üzerinden iki kampa ayrılmış durumda. Genel olarak muhalefet çevrelerinden oluşan kamp/taraf böyle bu seyahate, bu maceraya hiç gerek olmadığı, bir getirisinin olmayacağı doğrultusunda eleştirel yaklaşıyor. Bu kamptan biri olan ekonomist Mahfi Eğilmez, bu macera için devletin kesesinden çıkan 55 milyon dolarla ülkeye hangi hizmetlerin kazandırılabileceğinin hesaplarını yapıyor.
İktidara yakın çevreler ise, uzayın gelecekte insanlığa sağlayacağı imkânlardan yararlanmak için bugünden böyle bir tecrübenin kazanılmasının çok değerli, çok gerekli olduğunu ifade ediyorlar.
Olaya politik/ideolojik herhangi bir kamp/mahalle açısından bakmayıp ülkenin gerçek çıkarları açısından objektif bir gözle yaklaşanlar ise iktidar yanlılarının bakışında buluşuyorlar.
Uzay konusunda inkâr edilemez gerçek şudur: Uzayın kendisinin sonsuzluğu gibi insanlığın yararı için barındırdığı imkânlar da sonsuzdur, sınırsızdır. Bunlardan en çabuk ve en fazla yararlanabilen ülkeler hiç şüphesiz en kârlı ülkeler olacaktır.
Zaten şu anda uzayın sunduğu imkânlardan özellikle haberleşme alanında gelişmiş ülkeler büyük ölçüde yararlanmaktadır. Bu arada Türkiye de uzayda haberleşme uydusu olan otuz ülkeden birisidir. Ama uzayın yakın gelecekte keşfedilecek yararları haberleşme alanındaki yararlarıyla mukayese edilemez ölçülerde olacaktır. Uzaya astronot göndermesi, Türkiye’nin de uzaydan en çok yarar sağlayan ülkelerden biri olma çabasından başka bir şey değildir.
Atalarımız, “Sirkesini, sarımsağını hesap eden paçayı yiyemez” demişlerdir. Bu konuda şimdi kolayca karşılanabilecek masraflardan kaçınanlar gelecekte karşılanamaz harcamalarla karşı kaşıya kalacaklardır. Bu bakımdan Türkiye doğru yoldadır ve bu yolda eline geçecek başka fırsatları da değerlendirmelidir.
Artık insanlar dünyaya sığmıyorlar, başka bir ifadeyle yerküre insanların her ihtiyacını karşılayamıyor. Bu yüzden uzayın sunduğu fırsatlardan yararlanmak hem akıllıca hem de kaçınılmazdır.
Uzaya bir astronot göndermesi Türkiye’ye çok şey kazandıracaktır. Bizim astronotumuz da diğer ülke astronotları gibi Türk Uzay Ajansı ve diğer ilgili kurumlar tarafından ülkemiz özeli için öngörülen ve planlanan deneyler yapmaktadır. Bunlar yerde otururken yapılacak şeyler değildir. Türkiye bu uzay seyahatinden bunun için ödediği 55 milyon dolarla ölçülemez faydalar sağlayacaktır.
Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın uzaydan döndükten sonra yapacağı açıklamalar, vereceği bilgiler onun seyahatini destekleyenlerin haklılığını gösterecektir. Bazı üniversitelerin kendisiyle çalışma hazırlığı içinde olmaları bile bu seyahatin bir keyif seyahati olmadığının kanıtıdır.