Uzmanı uyardı. Uzak durmazsanız böbreklerinizi bitirir

Uzmanı uyardı. Uzak durmazsanız böbreklerinizi bitirir
Fazla tuz tüketiminden obeziteye, hareketsiz yaşamdan genetik etkenlere kadar birçok etken böbrek hastalıkları için zemin hazırlayabileceğinin vurgulanması korkuttu.

Nefroloji uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkök fazla tuz tüketimiyle ilgili hayat kurtaran önerilerini açıkladı.

Özkök’ün verdiği bilgiye göre, toplumda en sık görülen böbrek hastalıklarının başında, şeker hastalığına bağlı gelişen diyabetik nefropati geldiği görüldü.
Prof. Dr. Abdullah Özkök, sağlıksız beslenme, obezitenin artması hareketsiz yaşam gibi birçok etkene bağlı olarak diyabet sıklığının giderek artmasının yakın gelecekte diyabetik nefropati vakalarında da artışa neden olabileceğine işaret eden böbrek hastalıklarıyla ilişkili diğer sorunlarla ilgili şu bilgileri aktardı:

“BÖBREK SAĞLIĞI AÇISINDAN KONTROL EDİLMESİNDE FAYDA VARDIR”

“Böbrek hastalığına yol açan İkinci en sık hastalık ise hipertansiyondur. Burada artan tuz tüketiminin çok kötü etkiler yarattığını söyleyebilirim. Türk Nefroloji Derneği kayıtlarına göre son dönem böbrek yetersizliği hastalarının yüzde 36’sında böbrek hastalığı sebebi şeker hastalığı, yüzde 26’sında ise hipertansiyondur. Diğer en sık sebepler glomerulonefritler, polikistik böbrek hastalığı ve böbrek taşlarını sayabiliriz. Polikistik böbrek hastalığı genetik bir hastalıktır, hastalığın genetik geçiş oranı yüksektir. Bundan dolayı ailenin bir bireyinde bu hastalık saptandığında, diğer aile bireylerinin de incelenmesi gerekir. Aynı şekilde bazı glomerulonefrit ve taş tipleri de genetik ve ailesel olarak geçebilmektedir. Bu yüzden ailede böbrek hastalığı olan kişilerin böbrek sağlığı açısından kontrol edilmesinde fayda vardır.”

“BİRÇOK SORUNU DA BERABERİNDE GETİRECEKTİR”

Prof. Dr. Abdullah Özkök, böbreklerin vücuttaki toksik maddelerin atılması, sıvı dengesi ve kan yapımını sağlayan hormonların salgılanması gibi önemli görevleri olduğunu hatırlatarak şu sözleri kullandı:

“İyi çalışmayan böbreklerin toksik maddelerin vücutta birikmesi, kalbin iyi kasılamaması, kalp etrafında sıvı birikmesi, damar tıkanıklıkları ve damar duvarında kireçlenme, vücutta fazla sıvı birikimine bağlı olarak akciğerlerde sıvı toplanması ve akciğer ödemi, yeterli hemoglobin üretilemediği için kansızlık gibi birçok sorunu da beraberinde getirecektir”

“MAALESEF GERİ DÖNÜŞÜMÜ OLMAYAN EVREYE GEÇMİŞ OLUR”

Prof. Dr. Özkök, böbrek hastalıklarının en problemli yönünün çok sinsi ilerlemesi olduğunu belirterek konuyla ilgili şu bilgileri aktardu:
“Böbrek hastalıklarında başlangıçta halsizlik, gece sık idrara çıkma gibi hafif şikayetler görülür. Diğer organları da etkileyen daha ciddi bulgular ortaya çıktığında ise genellikle hastalık çok ilerlemiş ve bazı hastalarda maalesef geri dönüşümü olmayan evreye geçmiş olur.”

Prof. Dr. Abdullah Özkök, böbrek hastalıklarının genellikle idrarda protein veya kan kaçağı şeklinde başlayarak en son evresinde süzme fonksiyonlarında bozukluğa ve kan kreatinin değerlerinde artışa neden olduğunu anlatarak şunları sözledi:

“Dolayısıyla idrar tahlili yapmadan sadece kan tahlillerindeki kreatinin değerlerine bakarak kimseye böbreklerin sağlıklı denilemez. Bu nedenle çocukluk çağından başlayarak herkesin idrar tahlili ve kan kreatinin değerlerinin kontrol edilmesinin asemptomatik, belirti vermeyen böbrek hastalıklarının yakalanması açısından önem çok önemli.”

Prof. Özkök sözlerine şöyle devam etti:

“Kan kreatinin değeriniz normal olabilir fakat çok ciddi böbrek hastalığınız olabilir. Bu yüzden basit tam idrar tahlilinin gözden kaçırılmaması ve kontrollerde mutlaka bakılması gereklidir. Kanda kreatinin değerinin, tam idrar tahliliniz ve üriner sistem ultrasonunuzun üçü birden normalse böbrek sağlığınız çok yüksek bir ihtimalle iyi olduğu söylenebilir. Bu üç tetkik de böbrek sağlığını değerlendirmede için çok önemlidir.”

TANSİYON NORMAL BİLE OLSA FAZLA TUZ BÖBREKLERİ BOZABİLİR 

Toplumsal olarak böbrek sağlımızı korumak için öncelikle diyabet ve obeziteyle mücadele edilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Abdullah Özkök, alınması gereken önlemler konusunda şunları anlattı:

“Fruktoz ve glukoz şurubu içeren içeceklerden mümkün olduğunca uzak durmalıyız. Tuz tüketimini azaltmalıyız. Siz her ne kadar yemeklerinize tuz eklemiyorsanız da eğer fast-food ve hazır, işlenmiş gıda tüketiminiz fazlaysa, çok yüksek oranda tuz tüketiyorsunuz demektir. Tansiyon değeriniz normal olsa bile fazla tuz tüketimi böbrek sağlığı açısından sakıncalı olabilir.”

DİYABET HASTALARI YILDA BİR MUTLAKA BÖREKLERİNİ KONTROL ETTİRMELİ

Diyabet, hipertansiyon, taş hastalığı ve ailesinde böbrek hastalığı olan kişilerin rutin olarak böbrek sağlığı açısından takibinin yapılması gerektiğinin altını çizen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Nefroloji uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkök, “Özellikle diyabet hastalarının hiçbir şikayetleri ve böbrek hastalığı olmasa bile en az yılda bir kez kanda kreatinin değeri, tam idrar tahlili ve idrarda albümin kaçağı açısından kontrol edilmesi gerekir. Bu hastalıklara bağlı böbrek tutulumu olan hastalar, hastalık durumlarına göre daha sık da takibe ihtiyaç duyabiliyor” diye konuştu.

İlgili Haberler