Uzmanı uyardı. Tuzu yemekte sakın böyle kullanmayın

Uzmanı uyardı. Tuzu yemekte sakın böyle kullanmayın
Nefroloji Uzmanı Dr. Bahtışen Güven, 9 Mart Dünya Böbrek Günü dolayısıyla fazla tuz tüketimi konusunda uyarılarda bulundu.

İHA’nın haberine göre; Dr. Güven, “Aşırı tuz tüketimi böbreklere zarar veriyor ve böbrek hastalığına zemin hazırlıyor. Fazla tuz tüketenler potansiyel böbrek hastasıdır” sözlerini kullandı.

“BU KİŞİLER POTANSİYEL BÖBREK HASTASI OLMA RİSKİ TAŞIYOR”

Yemeğin tadına bakmadan tuz atanların sayısının çok olduğunu aktaran Nefroloji Uzmanı Dr. Bahtışen Güven şunları söyledi:

“Sağlıklı bir kişinin günlük ortalama tuz tüketimi 5-6 gram civarında olmalı ve hipertansiyon, kalp ve böbrek hastalığı olan kişilerde ise bu miktar 2-3 gram ile sınırlanmalıdır. Fakat Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin araştırmasına göre, ülkemizde kişi başına düşen günlük ortalama tuz tüketimi yaklaşık olarak 18 gramdır. Maalesef günlük alınması gereken miktarın 3 katı tuz tüketiyoruz. Yemeğin tadına bile bakmadan tuz atanlar var. Bu kişiler potansiyel böbrek hastası olma riski taşıyor”

TÜRKİYE’DE HER 6 KİŞİDEN 1’İ POTANSİYEL BÖBREK HASTASI

Dünyada her 10 kişiden, Türkiye’de ise her 6 kişiden birinin potansiyel böbrek hastası olma riskine sahip olduğunu söyleyen Dr. Güven ifade etti:

“Türkiye’de yaklaşık 60 bin diyaliz hastası bulunuyor ve önümüzdeki yıllarda bu sayının 115 bine çıkması öngörülüyor. Böbrek hastalıkları tüm dünyada artış gösteriyor. Bu nedenle beslenme alışkanlıkları gözden geçirilmeli ve günlük olarak yeterli miktarda su tüketilmeli. Diyet için en önemli nokta, fazla tuz tüketiminin sınırlandırılmasıdır. Özellikle işlem görmüş hazır yiyecekler, salamura yiyecekler, turşu, salça, peynir ve zeytin gibi yüksek oranda tuz içeren gıdalar kontrollü olarak tüketilmeli hatta yıkayarak ya da suda bekleterek tuzu azaltılmalıdır”

BASİT TESTLER İLE SAPTANABİLİYOR

Böbrek hastalığının tespitinde temel olarak yapılması gereken testler olduğuna değinen Dr. Güven şunları belirtti:

“Böbrek hastalığı kan testleri (üre, kreatinin), idrar testleri ve ultrasonografi ile saptanabilir. Tansiyon ölçümü de hastalığı ele verebilir. Erken müdahale edildiğinde, vücutta kalıcı hasar bırakmadan tedavi edilebilir”

İlgili Haberler