Ufalanma için model arayışı

1970’lerin sonlarına doğru Yugoslav modeli bize örnek gösteriliyor ve  “özyönetim”  üzerine makaleler, kitaplar yazılıyordu. O dönem bazı CHP yetkilileri yeni ve makbul bir şey bulmuş gibi Yugoslavya seyahatine çıkıyor, rapor üzerine rapor yayınlıyorlardı. II. Dünya Harbi’nden sonra bir arada yaşamaları mümkün olmayan, ancak Tito’nun varlığı ile birbirine pamuk ipliği ile bağlı devletlerin Avrupa’da liderliğe oynayan ülke tarafından ne hale getirildiğini birlikte yaşadık.
Yine zaman zaman İRA ve İrlanda örnekleri ortada dolaştırılır. Gerek Yugoslav modeli, gerek İrlanda bize hiç uymamaktadır. Birbiriyle tamamen zıt, bir araya gelmesi mümkün olmayan unsurları hangi ad altında olursa olsun bir arada tutmak mümkün değildir. Federasyonda bile böyledir. İrlanda gerçeği farklı mezheplerin birbirine üstünlük mücadelesidir. Bunları bir araya getirip yaşatmak mümkün değildir. Türkiye’de ise;  %5 - %8 arasında değişen bir oran hariç insanlar bir araya gelebilmekte, iç göçe konu olabilmekte, mezarlıklar ve mabetler farklılaşmamaktadır. Ancak son senelerde demokratikleşme tezgâhı ile vatandaşlarımızın zihnine baskı ile etnik fitne sokulmuş, kendi kendilerini ötekileştirme yolu açılmıştır.
Anayasası olmayan İngiltere’nin anayasa deneyimini ve İrlanda gerçeğini öğrenmek için TBMM’den bir heyetin gitmesini doğrusu yadırgadım. Yerinde bir araştırmaya gerek yoktu. Gelişen teknoloji Türkiye’de de bize İrlanda gerçeğini öğretebilirdi.  Ama seyahat daima faydalıdır; gerginlikleri giderir; moral yükseltir ve yeni heyecan dolu vekillerimize güç katar.
Terörle mücadele askeri yönden 1984’ten itibaren başarı ile sürdürülmüştür. Bazı yanlışlara ve zayiatlara rağmen bunun aksi söylenemez. Ancak siyasi irade dik durabilmiş, kararlı, istikrarlı bir çizgi izleyebilmiş midir?  Terörle mücadele yerine müzakere, silah bile bırakmamış bir örgüt ile yapılamaz. Bu mücadelede gerek polis, gerek asker vatan savunmasını gerektiği gibi yapmaya çalışmışlardır. Şimdi malûm çevreler asker ile polisi, halkla orduyu karşı karşıya getirmeye çalışmaktadır.  Malûm Kürtçü ve ırkçı parti askerin başarısızlığını bir psikolojik harp anlayışı içerisinde ileri sürmektedir. Türkiye son yıllarda sınır ötesi kara ve hava harekâtını neden yapamamaktadır? Irak ve Kuzey Irak yönetimleri ile ABD ve Türkiye arasındaki antlaşma neden Türkiye’nin elini kolunu bağlamaktadır? Terörle mücadele yasası neden değiştirilmiştir? Van’da son verdiğimiz şehitler İçişleri Bakanlığının yol aramalarını ve kontrollerini gevşetmesinden değil mi?
Türkiye’ye, Irak’ın kuzeyinde çekiç gücün yerleştirilmesinden itibaren yanlış yaptırılmaktadır. Terörle mücadelenin yeri Irak’ın kuzeyidir. Şimdi buna müsaade etmiyorlar.  Maalesef bu olumsuzlukların çoğu son 7-8 senede oldu. Ortak bir Kürtçe yaratılmaya çalışıldı ve siyasi bir malzeme olarak kullanıldı. Devlete Kürtçe TV kanalı kurduruldu. Terörle mücadele edenlerle mücadele edildi. Türk değil, Türkiyeli olduğunu ilan eden devlet adamları neyin mücadelesini verebilir? Bir ara Kandil’de yerleşmiş olan insan katilleri Norveç’e gönderilecekti. Bunun rüzgârı bile bu ülkeyi etkiledi ki hiç beklenmeyen bir terör olayı ortaya çıkıverdi.
2011 Türkiye Değerler Araştırması dikkat çekici sonuçlar veriyor. Türk olmaktan gurur duyanların oranı %92’dir. Türk değilim diyenler de %6. Bu oranlar diğer bazı araştırma sonuçları ile de benzeşiyor. İspanya’da hem İspanyol, hem Katalan olmak mümkün iken milli kimlik ve mahalli sıfatlar veya etnisiteler birbirine rakip kabul edilmezken; Türkiye’de tam tersi oluyor. İngiltere’de 400 senelik ortak hayatın İskoç’a ve Galli’ye ayrılma ve bağımsızlık hakkı vermediği kabul edilmesine rağmen; Anadolu’da bin yıllık beraberlik hâkim kültür ve Türk kimliği ile uğraşılıyor. İskoç ve İngiliz kültürlerinin farklı olduğu, ancak Birleşik Krallığın sürmesi açısından İngiltere’de çoğunluğun ayrılıkçılığa, bölünmeye karşı direnme hakkının bulunduğu belirtiliyor. Türkiye’de bunun tersi demokratikleştirme diye yutturuluyor. Irka dayalı uluslaşmalar ve milli devletleri hedef alan faaliyetler Avrupa Hukuk düzeninde reddediliyor. Kimseye vatandaşı olduğu devlet ile savaşma, ülkenin bütünlüğünü hedef alma hakkı verilmiyor.

Yazarın Diğer Yazıları