Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Unvanlar da dökülecek...

Geçtiğimiz hafta bu sütunda: "Eğitim Seviyemizin Perişan Hali" başlıklı yazımdan sonra mesaj yağmuruna tutuldum. Okuma-yazma bilmeyenlerin yanında bildiği halde ilkokul mezunu bile olmayanlar ve diğer okullar üzerine yapılan ciddi akademik çalışma bazılarını ürkütmüş.
Oysa yazının başında "Öyle ilkokullu vardır ki üniversiteliyi cebinden çıkarır" tespitinde bulunmuştum. Sivas'ın Divriği ilçesinin hangi köyünü hatırlayamadığım Cemal Yanardağ isimli "Dede" bizim Ankara, Yenimahalle'de kiracımızdı. İlkokulu dahi okumamış Cumhuriyet değerleri ile büyümüş vatandaşımızdı. İnanın en zor bulmaca olan Cumhuriyet Gazetesinin bulmacasını 3 dakikada çözerdi. Diğer gazetelerin yanlışlarını ortaya koyardı. Cemal Dede'nin 8 çocuğundan 5'i üniversite mezunu. Diğerleri yarım bıraktıkları okullarından diploma almasa da günümüz üniversitelilerini inanın cebinden çıkarır. FETÖ ve benzeri dinbazlar yüzünden alınteri ile yüksek lisans ve doktora gibi akademik kariyerler, uluslararası paralı okullarda uzaktan eğitim ya da "Döviz" bedeli ödenerek "CV" denilen "Özgeçmiş" ya da "Kariyer" hikayelerinin kalabalık satırlarında yer aldı. Ve referans sayıldı.
Çalınan sorularla yerleştirilen kadroların bordalarından kazanılan paraların yüzde 10 ile 20 arasına el koyan örgüt; mensuplarına hazırladığı "Kariyer planları"nın her bir adımında "Gelir" elde ederken aynı kadrodan soruları almayı da planlayıp hayata geçirebilmeyi gerçekleştirmişti.
15 Temmuz gecesi darbenin üssü Akıncı'da selamlarla karşılanan Doç. Dr. Adil Öksüz'ün jürisinde kimlerin olduğunu yazdığım için yargılanıyorum. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bunu inkar edemediği halde yazılarıma engel koydurup bu satırların yazarını yargılatmak için birilerini görevlendirip "Suç duyurusu"nda bulundu. Umurumda değil... Sosyal medya ve diğer platformlarda özgeçmişimi hiç yazmadım. Öğrenim durumum da hep "Kuleli Askeri Lisesi mezunu" yazdım. Yüksek öğrenimi yurtdışında tamamladığımı da yazmadım. Zira Kuleli mezunu olmak günümüz üniversitelerini çok üzerindedir. Yaşadıklarım, tecrübelerim akademik unvanların üzerindedir. Kompleksim yok... Diploma arayışım, yalanım da yok! Okul ve kantin arkadaşlarım canlı... Akademik girişimim söz konusu değil. Başta Türk Cumhuriyetlerinin üniversiteleri olmak üzere "Fahri" unvanları da kabul etmedim... Etmem de... Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin Profesör titri ile dekanı olup: "birilerini hedef gösterme suçu" işlemektense "milletin efendisi köylü" olmayı tercih ederim.
Üniversitede profesör titri ile "kampüste fuhuş yapılıyor" iftirasını atmaktansa "Proleter işçi" sınıfına tabi olmaktan onur duyarım. Yazık ama hatırlatmakta fayda görüyorum. Televizyon ekranlarında canlı olarak "Hazreti Nuh cep telefonu ile aradı" cümlesini sarf eden "Profesör"ün yerinde olmaktansa Yüksel Kahvesinde çaycı olmayı yeğlerdim. Yetmedi... Canım memleketimde cehaletin sınırı yok... "Deve sidiği şifalıdır" diyen sözde akademisyeni o idrarı içirmek için zorlayamayız ama Şeyhinin atletini, sümüklü mendilinden medet umanlara da dikkat çekmek istiyorum.
Bir de kendini tarihçi zanneden zavallılar var ki sayıları giderek artıyor. Hem de Üniversitelerin "Akademik" unvanlarına sahip olanlar... "Neymiş efendim, 7 düvel ile savaşmamışız." Tarihi püsküllü Deli Fesli ile tarihin televolesini mezhep ayrımcılığını körükleyerek yapan adı bile sahte olana havale etsinler...
Akıl yerine nakil'i tercih eden "Dinbaz"lar dünyamızda "Normalleşmeyi" hiç tercih etmedi. Bu yüzden akademik dünyaya sızarak "Bilim" yerine "Nakil"i savunarak "ruhban sınıfı"nda yollarını bulmayı tercih ettiler... Zira "Ruhban"lık onların geçim kaynağı, yaşam şekliydi. Siyasi ayakta bulunmayan iz yakında öncelikle "Akademik" alemde ortaya çıkınca, siyasilerin ön isimleri önündeki etiketler nasılda dökülecek, göreceğiz!..

Not: İntihaller ve tez pazarına da göz atacağız merak etmeyin!..

Yazarın Diğer Yazıları